Ankara Hacı Bayram Veli Camii'nde gerçekleşen sabah namazı buluşmasında, Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın esaretten kurtulması için dualar edilerek Allah (Celle Celaluhu) tarafından mukaddes kılınan belde ve mabedin Müslümanlar için önemine dikkat çekildi.
Sabah namazı buluşmasına HÜDA PAR Genel Sekreteri Şehzade Demir, HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin İmir, HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Abdulsamet Yalçın, HÜDA PAR Ankara İl Başkanı Ahmet Karaarslan, ilçe teşkilatlarından çok sayıda partili ve Ankaralılar katıldı.
Hacı Bayram Veli Camii'nde cemaatle kılınan sabah namazının akabinde eller duaya açıldı. Yapılan duaların ardından HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Abdulsamet Yalçın, buluşmaya gelenlere Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın önemini anlatan bir konuşma gerçekleştirdi.
"Kudüs bizim için sıradan bir toprak parçası değildir"
Konuşmasında, etrafı mübarek kılınan Mescid-i Aksa'da Peygamber Efendimize bazı ayetler ve mucizeler gösterildiğini belirten Yalçın, şunları söyledi:
Mescid-i Aksa; İsra ve Mirac mucizesinin tecelligahı olmuş, 124 bin Peygamberin buluşma noktası olmuş, Resulullah'ın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Allah-u Teâlâ'ya doğru yaptığı yolculuğun yeryüzündeki son merhalesi ve varış noktası olmuş ilk 2 mescitten biridir. Mescid-i Aksa'ya doğru yolculuk yapılması, ibadet ve sünnet olan 3 mescitten biridir. Bizim için mübarek ve kutsaldır. Yani Mescid-i Aksa ve Kudüs bizim için sıradan bir toprak parçası, taş ve bazı maddelerden yapılmış olan sıradan yapılar değildir. Bizim için mukaddestir, kutsaldır, ümmetin hafızası ve tarihidir. Bu kutsal olan yapının diğer yönleri Gazze, Askalan, Nablus, El-Halil ve diğer yerleşim yerleri de bunun çevresini oluşturmaktadır. Müslüman, kendi hafızası için kendi mukaddesattı için yaşar, kendi mukaddesatını ve kendi hafızasını gözden çıkaramaz.
"Kudüs ve Mescid-i Aksa bizim için bir onur ve şeref meselesidir"
Müslümanların Mescid-i Aksa'nın çiğnenmesine göz yummaması gerektiğini dile getiren Yalçın, konuşmasının şu şekilde sürdürdü:
Mukaddesatı için yaşamayan Müslüman hedefinden sapmıştır, dünyevileşmiştir. Bizim için mukaddes olan bu yerler 80 küsur yıldan beridir siyonist teröristler tarafından işgal edilmiştir. Bütün dünyanın gözü önünde ve Müslümanların gözlerinin içine baka baka o mahremiyeti çiğnemiş, değersizleştirmeye çalışmış ve yok etmeye çalışmıştır. Müslüman buna göz yumamaz, yummamalıdır. Siyonist terörist şebekesi, yapısı ve tabiatı itibarıyla mukaddesata saldırabilir, orayı işgal edebilir ve yok etmeye çalışabilir. Ama buna karşılık insanlık ve Müslümanlar tavır almak zorundadırlar. 'İnsanlık olarak bunun karşısında ne yapabiliriz?' Her şeyden önce Kudüs ve Mescid-i Aksa'yı kurtarma çalışmalarında yer almalıyız. İnsanları bu çalışmalara davet etmeliyiz. Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın bizim için bir onur ve şeref meselesi olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız. Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın kurtarılması için daha etkin hizmetler yapılması için dünyada daha aktif çalışmalar yapılmalı ve kendimize dert edinmeliyiz.
"Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın kurtarılması için ümmetin elbirliğiyle çalışması lazım"
Konuşmasının devamında Yalçın, "Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın kurtarılması meselesi sadece HAMAS, İslami Cihad ve Filistin'deki diğer İslami hareketlerin meselesi değildir. Bunun için ümmetin elbirliğiyle çalışması lazım. İşte bu noktada bizlere düşen görev; ümmetin birliği için çalışma yapan yapılar içerisinde yer almaktır. Bütün gücümüzü bu yapıların içerisinde birleştirmeliyiz. Şarkın Sultanı Selahaddin-i Eyyubi, eğer kendi döneminde bunu başarmışsa bir daha bu başarılabilir demektir. Nitekim Selahaddin-i Eyyubi dönemindeki siyasi atmosfer ile günümüzdeki siyasi atmosfer arasında pek bir fark yoktur. Bizler, kendi içimizden Selahaddin-i Eyyubi'leri çıkarmak için çaba ve gayret içerisinde olmalı ve bütün vesileleri en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Bunu yapmayı başaramazsak bile siyonist terör çetesinin orada bir işgalci olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız. Onun terörist olduğunu her zaman ve her yerde dillendirmeliyiz. Eğer biz kendi gözümüz ve gücümüz ile Mescid-i Aksa ve Kudüs'ü kurtaramazsak bile öyle bir tohum ekmeliyiz ki bizden sonraki nesillere Kudüs davasını miras olarak bırakabilmeliyiz. Kudüs aşkıyla yetişen, Kudüs sevdasıyla büyüyen ve onunla çalışan, yatıp kalkan bir nesle bunu miras bırakmalıyız. İşte bu noktada hepimiz bu sabah namazından sonra elimizi Allah-u Teâlâ'ya kaldırıp dua etmeliyiz." ifadelerini kullandı.
Düzenlenen etkinlik, Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın kurtuluşu, Müslümanların birlik ve beraberliği için yapılan dua ile son buldu.