Bir işçi olduğunuzu düşünelim. Patron sürekli aynı şeyleri size söylese nasıl tepki verirsiniz? Bir yerden sonra ipleri koparırsınız muhakkak, gerek iç dünyanızda gerek dış dünyanızda... Veya en sevdiğiniz yemeği sık sık yeseniz şayet o yemekten soğursunuz. Hatta belki de uzun bir süre o yemeği görmek istemezsiniz...
Bu misalleri iletişim sanatına bağlayacak olursak; aynı insandan aynı şeyleri işitmek o kişiyle diyalog kurmayı güçleştirdiği gibi söylenenlerde dinlenip kayde alınmak istenmez. Her ne kadar anlatılanlar/söylenenler doğru, güzel, kıymetli de olsa... Bu bağlamda insan insanla konuştuğu gibi dinlemesini de bilmelidir yeri geldiğinde.
Anne/baba da çocuğuna eğitim verirken nasihatlerden/öğütlerden elbette faydalanacaktır. Çünkü bunlar anne/babanın vazifeleri arasındadır. Ama biz anne/babalar bunun dozunu ayarlayamıyoruz. Konuşan taraf sürekli biz oluyoruz çocuğumuzun söylediklerine kulaklarımızı sağır ederek... Lakin tek taraflı konuşmanın da işe yaramadığını biliyoruz, söylenenlerin bir kulaktan girip diğer kulaktan çıktığını da biliyoruz...
Hülasa, onlara bir şeyler kazandırmak için üslup bilgisine sahip olmamız gerek. Bu üslupla da kendi lûgatımızdan onların lûgatına iyi, kötü; güzel, çirkin sözler ekliyoruz bir eğitimci olarak... İşte buna yönelik şöyle bir araştırmaya yön verilmiş;
Sürekli konuşan, daima tek taraflı nasihat eden, çocuğuna konuşma ve kendini savunma imkanı vermeyen annelerin çok kullandığı sözleri derleyip bir araya getirmişler. Bakalım siz anneler, kendi lûgatınızdan bir şeyler bulabilecek misiniz ?
Bilgeliği; "Benim yaşıma gel de anlarsın o zaman..." kavliyle öğrendik.
Adaleti; "Bir gün seninde çocukların olacak. İnşallah onlarda sana senin şimdi bana yaptıklarını yaparlar." kavliyle öğrendik.
Kıskanmayı; "Dünyada senin annen/baban gibi mükemmel bir aileye sahip olmayan, kaç milyon çocuk var biliyor musun? "kavliyle öğrendik.
Abartmayı; "Sana 500 bin defa söyledim kirli ayakkabınla içeri girme diye! "kavliyle öğrendik.
Duaların Gücünü; "Yat kalk dua et ki baban müzik setinin bozulduğunu fark etmedi"kavliyle öğrendik.
Dayanıklı Olmayı; "O ıspanak bitene kadar sofradan kalkmak yok!" kavliyle öğrendik.
Mantıklı Düşünmeyi; "Ben öyle diyorsam öyledir!" kavliyle öğrendik.
Genetik Bilgileri; "Sende o lanet olası babana çektin" kavliyle öğrendik.
Tıp Bilgilerini; "Gözlerini şaşı yaparken bir gün öyle kalacaksın." kavliyle öğrendik.
Davranış Psikolojisini; "Babana çekeceğine biraz bana çekseydin ne olurdu sanki." kavliyle öğrendik.
Sabırlı Olmayı; "Baban eve gelsin, sen görürsün..." kavliyle öğrendik.
Hakkımızı Alacağımızı; "Eve vardığımızda ben bilirim sana yapacağımı." kavliyle öğrendik.
Diyalog Kurmayı; "Sana bir şey sorunca cevap ver!"
_"Ne söyleyim anne? "
_" Sus! Bana cevap verme!!!" kavliyle öğrendik.
Olgun Olmayı; "Bu tabağın hepsini bitiremezsen asla büyüyemezsin." kavliyle öğrendik.
İleri Görüşlü Olmayı; "Çıkmadan önce temiz çamaşır giy. Yolda Allah korusun başına bir şey gelirse kirli çamaşırlarla etrafa rezil olmayalım." kavliyle öğrendik.
Zamana Karşı Yarışmayı; "O oyuncaklarını topla yoksa bir tekme attığım gibi hepsini karşı sahilden toplarsın." kavliyle öğrendik.
Hayatın Trajikomik Yanlarını; "Sen daha orda gülmeye devam et, birazdan ben seni tam güldüreceğim." kavliyle öğrendik.
Hava Raporu Tahmini Yapmayı; "Şu dağınıklığa bak! Yabancı biri görse odanın ortasından kasırga geçmiş sanır." kavliyle öğrendik.
Olağanüstü Durumlara Hazırlıklı Olmayı; "Dinleme bakalım anne sözünü. Kafana meteor düşecek kenara çekil" diye bağırsam onu bile dinlemezsin di mi!!!!" kavliyle öğrendik.
Hayatın Çelişkilerle Dolu Olduğunu; "Kapa çeneni ve çorbanı iç hemen!" kavliyle öğrendik.
Ve İyi Bir İşi Takdir Etmeyi; "Bana bakın, gidin birbirinizi dışarıda gebertin, evi yeni temizledim!" kavliyle öğrendik.
Ve sayılabilecek birçok kavlimizle de onlara nice güzel güzel (!) şeyler öğrettik...
Lûgatlarımıza güzel, kayde değer kelamlar ekleme dileğiyle, Vesselâm...