Bismi Teâla;
Geçen makalemizde insanın/çocuğunun yaratılış gizemini konu edinmiştik. Bu günkü makalemizde “Anne sütü''nün gizeminden bahsedeceğiz.
Allah(c.c) yarattığı her canlının rızkına kefil olduğunu beyan etmiştir. Bu durumda gereksiz bir endişenin lüzumsuzluğunu belirtir. İşte insan yavrusu da dünyaya gelir gelmez yaşamını idame ettirmek için rızkını anne gibi bir canlının bedeninde hazır bulmaktadır. Bu esrarengiz gıda anne ya da babanın çalışarak çocuğuna vermek üzere sunduğu bir şey değildir. Annenin taşıdığı bu azık çeşmesi tamamen ilahi bir ikramdır anne üzerinden çocuğa(bebeğe) vermek için. Öyle sıradan basit bir çeşme ya da pınar değildir. Bu çeşmede mevcut olan su, süt, protein, yağ, vitamin vs. türü besinler hiçbir markette ya da fabrikada bulunabilecek cinsten değildir. Bu tamamen Rezzak Yaratıcı tarafından korunmaya muhtaç, savunmasız sabi(çocuk) ye verilen lütuftur. Rezzak Allah tarafından yeni doğan insana sunulan bu ikramdan doğal olarak çocuğun istifade etmesi hakkıdır.
‘'Evlatlarınızı fakirlik korkusu ile öldürmeyin, onları da sizi de biz rızıklandırırız. Hakikatten onları öldürmek büyük bir suçtur.''(İsra,31) Bu ayeti kerimede Yüce Allah, evlat katline bile sebep olabilecek bu korku ve sonuçları hakkında ebeveynleri uyarıyor. Ayetin ifadesinde fakirlik korkusunun yersizliği vurgulanıyor. Başka bir deyişle fakirliğin getirdiği açlık, sefalet, ürküntü, aç kalmak, çoluk çocuğun bakımı ve gözetim masraflarını karşılamamak endişesinin yol açacağı durumlar suça bile bulaşma tehlikesine dokunaklı bir ikâz vardır. Bununla birlikte rızkı teminat altına almak ve nefsi teskin etme de vardır. Her nedense çocuk öldürme deyince İslamiyet öncesi Arap toplumu gibi kadim toplumlar akla gelir. Günümüz Modern çağda daha beterini ya görmek istemiyoruz ya da görmezden geliyoruz ya da izan ve basiretten yoksunuz. Günümüzde maalesef daha dünyaya gelmemiş çocuğu düşürmek, aldırmak(kürtaj) vb. yollar, katletmenin bir türü değil midir?
Kısacası çocuğun yaşam hakkına yapılan müdahale aslında hayatın doğal seyrine ve neslin devamına müdahale olduğundan şiddetle yasaklanmıştır.
Anne sütünün yeni doğan bebek için yegâne besin kaynağı olduğu tıp otoriteleri tarafından kabul edilir. İbn-i Sina, anne sütünün gerek bedensel gerekse ruhsal yönden sayılamayacak kadar faydalarının olduğunu ileri sürer. Tıbbî ve bilimsel araştırmalar ile anne sütünün gün geçtikçe mucizevî tılsımının ayrıntılarında biraz daha mesafe kat ediliyor.
Emzirme, başlı başına Kur'an-ı Kerim'in konusu olmuştur. Bu da gösteriyor ki hayat kitabımız Kur'an-ı Kerim inananların referans kaynağıdır. Tüm insanların kurtuluşu da hayatın her yönüne hitap eden cihanşümul din değil midir? Her halükârda çocuğa anne sütü verilmesini tavsiye etmekte hatta bu konuda ebeveynlere sorumluluk yüklemektedir.
‘'Anneler, çocuklarını emzirmeyi tamamlatmak isteyen baba için tam 2 sene emzirirler…'' (Bakara,233). Bu ayeti celile de görülüyor ki 24 ay annelerin çocuklarını emzirmeleri gerektiği, bunun da anneliğin gereklerinden olduğu beyan edilmektedir.
Anne sütünün çocuk açısından biyolojik, psikolojik, zihni yönde pek çok faydaları olmakla birlikte emzirmenin anne açısından da şaşırtıcı yararları tıbben de ispatlanmıştır.
Emzirmenin anneye bakan yanı ise annenin sağlığını korur. Meme ve rahim kanseri olma riskini azaltır. Bebekle anne arasında özel sevgi bağı kurulmasını sağlar. Anne sütü çocuk ile anne arasında hususi bağları sağlar. Çocuk, kendisine en yakın olarak onu besleyeni tanır. Bu durum çocuğa, bütün hayatı boyunca devam eden bir ruh sükûneti verir.
Selam ve dua ile sağlıkça kalınız.