Türkiye’de yaşanan kuraklık nedeniyle barajlardaki su seviyeleri ciddi bir derecede azaldı. Sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyrettiği, yağışın ise geçen yıllara göre istenilen düzeyde yağmaması kuraklık tehlikesini beraberinde getirdi.
Türkiye genelinde olduğu gibi Gaziantep'te de bu yıl yağışların yetersizliği Antep fıstığını da olumsuz etkiledi. Yağışların yeterince yağmamasından dolayı suya doyamayan Antep fıstığı ağaçlarında bu yıl "yok yılı"nın da etkisiyle rekolte ve verimde düşüşün yaşanması tahmin ediliyor.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde halk arasında "yeşil altın" olarak nitelendirilen Antep fıstığında, bu yıl iklim değişikliği nedeniyle verimde düşüş yaşanması bekleniyor.
Antep fıstığında verim düzeyini etkileyen en önemli unsurlardan bir tanesi de yağmur olarak biliniyor. Yeterli miktarda yağış alamayan Gaziantep bölgesindeki fıstık üreticileri, bölgedeki kuraklık nedeniyle bazı ağaçların kurumasından ve meyve gözlerinin düşmesinden dolayı endişelenmeye başladı.
Yetersiz ilkbahar yağmurları nedeniyle Gaziantep’te özellikle kıraç bölgelerde Antep fıstığı ağaçlarında verim düşüklüğünden endişe edilirken ziraat mühendisleri ise kuraklığın önüne geçilmesi ve üretimin artması için sulu tarım sistemine geçilmesi gerektiğini dile getiriyor.
Öte yandan Antep fıstığında bu yıl periyodisiteye (meyve tür ve çeşitlerinin bir yıl meyve verip, ertesi yıl vermemesi ya da çok az vermesi) bağlı olarak geçen yıla göre 3'te bir oranında rekolte bekleniyor.
Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler ve Gıda Daire Başkanı Ziraat Mühendisi Kenan Seçkin, Antep fıstığında kuraklığın önüne geçilmesi, periyodisite sorununun ortadan kaldırılması ve rekoltenin artırılması için sulu tarıma geçilmesinin önemine dikkat çekti.
Seçkin, Türkiye’de iklim değişikliğinin, yeterli yağışın düşmemesi ve ani hava değişikliklerinin fıstık üreticilerini endişelendirdiğini belirtti.
Bu yıl “yok yılı”nı yaşayacak olan Antep fıstığı ağaçlarında görülen, “karagöz” denilen ve bir sonraki yılın mahsulünün habercisi olan tomurcukların, seyrek ve belirli dolgunluğa erişemediğini belirten Seçkin, bu durumunda önümüzdeki yıl verimin düşmesine neden olduğunu ifade etti.
“Periyodisiteyi yüzde 60 oranında düşürdük”
Antep fıstığı Gaziantep'in “yeşil altını” olduğunu anımsatan Seçkin, “Antep fıstığı gastronominin mihenk taşıdır. Antep fıstığı ülkemizin birçok ilinde yetiştirilebilir ama Antep fıstığı bereketli hilalin ve Mezopotamya’nın bölgemize bahşettiği en lezzetli ürünlerimizden birisidir. Antep fıstığında ‘var yılı ve yok yılı’ var. yani bir yıl Antep fıstığında verim yüksek, bir yılda düşük olur. 2020 yılı Antep fıstığında ‘var yılı’ydı. Bu yıl ise ‘yok yılı’ndayız. Son zamanlarda teknolojinin gelişmesi, tarımsal yeniliklerin sahada yaygınlaşması ile Antep fıstığında verim düşüklüğünü kısmen azalttık. Tarım ve Orman Bakanlığımızın vermiş olduğu özellikle basınçlı sulama sistemi desteği ve Ziraat Bankası kanalıyla kullandığımız sıfır faiz desteğin etkileri sonucu bölgemizde birçok fıstık alanı yeraltı sulama sistemine geçti. Sulama, iyi bir besleme bir araya gelince artık Antep fıstığında periyodisiteyi tam olarak değil ama yüzde 60 oranında düşürdük.” dedi.
“Geçtiğimiz yıl Antep fıstığı rekoltesi 280 bin ton civarında açıklandı”
Antep fıstığında toprak altı damla sulamayla verimin de tasarrufun da arttığına dikkat çeken Seçkin, “Çünkü daha önce Antep fıstığında bir yıl ‘var yılı’ydı, bir yılda ‘yok yılı’ydı. ‘Var yılı’nda yüzde 100’e yakın ürün elde ediliyor. ‘Yok yılı’nda ise ancak yüzde 30-40 oranında ürün elde ediliyordu. Son zamanlarda bölgemizdeki yapılan barajlardan dolayı iklimin biraz daha rutubetli olması, döllenmeyi güçlendirmesi, bunun yanında sulama sistemi ve iyi bir beslenme ile verimi yüzde 60’a çıkardık. Eskiden ‘var ve yok yılı’ diyorduk ama bu sene yine ‘yok yılı’ diyebiliriz ama eskisi gibi değil. ‘Yok yılı’nda da ‘var yılı’ndan azımsanmayacak kadar Antep fıstığı elde edebiliyoruz. Geçen yıl Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Antep fıstığı rekoltesi 280 bin ton civarında açıklandı. Bu sene ise geçen yılın rekoltesinin yüzde 50’sinden daha fazla bölgemizde bir rekolte bekleniyor.” ifadelerini kullandı.
“Antep fıstığı kuraklığa daha fazla dayanıklıdır”
Antep fıstığının kuraklıktan kısmen nasibini aldığını belirten Seçkin, “Antep fıstığı kuraklığa dayanıklı bitkilerin başında geliyor. Dolayısıyla 2004 yılından bu yana bölgemizde sık sık 2-3 yılda bir kuraklık yaşıyoruz. Bu yılki kulaklık 2004 yılından bu yana bölgemizdeki 5’nci kuraklıktı. Kuraklıktan dolayı tek yıllık ürünlerden çiftçilerimiz ürün elde edemez oldu. Bundan dolayı çiftçilerimiz özellikle hububat gibi tek yıllık ürünlerin yerine kuru şartlarda olan bölgelerde tamamını Antep fıstığı ekiliş alanına çevirdi. Antep fıstığı kuraklığa daha fazla dayanıklıdır. Kuraklık Antep fıstığını kısmen etkiliyor. Sulama ve iyi bir beslenme ile periyodisiteyi yenmeye çalışıyoruz. Ama bunun yanında sulanamayan alanlarımızda kuraklık olunca mutlak surette Antep fıstığında bir rekolte düşüklüğü oluyor. Antep fıstığında ‘var yılı’nın meyve gözleri özellikle bir yıl önceden oluşur. Bir yıl önce bitki eğer kuraklık yaşamışsa üstündeki var olan meyvesini olgunlaştırılabilmek için bir sonraki sezonda meyve üreteceği gözlerden fedakarlık yaparak onları döküyor. Dolayısıyla kuraklık Antep fıstığını bu kapsamda etkiliyor. Yani karagözlerin dökülmesi kapsamında etkiliyor. Karagöz oluşumu var ama şu anda meyvelerimiz yeni oluşmaya başladı. Meyveleri tam olgunlaştırmak, kızartmak ve çatlatmak için belki de kuraklık ve sıcaklığa bağlı olarak karagözlerde dökülmeler olacak, dökülmeler olunca da bir sonraki yıla yılın meyvelerini kaybetmiş oluyoruz.” şeklinde konuştu.
“Antep fıstığında sulu tarımı geçmemiz lazım”
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın destekleriyle birçok bölgede çok hızlı bir şekilde Antep fıstığında sulu tarıma geçildiğine işaret eden Seçkin, “Kalan bölgelerimizde en kısa sürede gerek barajlardan gerek yeraltı sulama kullanılarak mutlaka Antep fıstığında sulu tarımı geçmemiz lazım. Aksi takdirde 2004 yılından kuraklıktan etkileniyoruz diye tek yıllık bitki olan hububat ve bakliyatı bırakıp Antep fıstığı bahçe tesislerine geçerken muhakkak kuraklık Antep fıstığını da etkileyecektir. Ama Antep fıstığı diğer bitkilere göre kuraklığa daha dayanıklıdır. Antep fıstığında kuraklık olduğu zaman üstündeki meyveyi olgunlaştırabilmek için bir sonraki yılın ‘meyve gözü’ dediğimiz karagözleri döküyor. Bu da tabi ki muhakkak ürün kayıplarına neden oluyor.” diye konuştu.
“Sulu tarım şart”
Sulu tarımın önemine dikkat çeken Seçkin, “Çünkü su hayattır. Su varsa hayat vardır, bitki yaşar. Bu bitkiler için de geçerlidir. Su varsa hiçbir sıkıntı yok ve her türlü üretim yapılabilir. Fakat su olmadığı zaman Antep fıstığında mutlaka kuraklığın etkisini minimize etmek için karagözün üstünde bir sonraki nesle meyve gözlerinin devamı için mutlak surette bitkilerin iyi beslenmesi lazım. Besleme ile Antep fıstığının kuraklığa karşı direncini arttırırız. Bir de bu beslenme su ile beraber olursa o zaman Antep fıstığının kuraklıktan etkilenmesi söz konusu değil. Çünkü sulama yaparsan, beslemeyi verdiği zaman hiçbir sıkıntı yok. Ama kuru şartlarda birde beslenme yapılmazsa kesinlikle kuraklığın da etkisiyle bu seneki meyve gözlerinin tamamı dökülür. Bir sonraki sene hiç meyve alınmaz. Çiftçilerimize önerimiz; mutlak surette imkanları ölçüsünde Antep fıstığını üretimini sulu şartlarda yaparlarsa hem periyodisiteden etkilenmezler hem de ürün kayıpları yaşamazlar ve daha iyi bir gelir elde ederler.” dedi.
Seçkin, “yok yılı” olmasına rağmen Antep fıstığı rekoltesinin iyi olduğunu belirterek piyasada yeterli anlamda Antep fıstığının olduğuna dikkat çekti.
Antep fıstığında sulu tarımın verimi artırdığını belirten Seçkin, Antep fıstığında sık dikim ve damla sulama tekniği kullanılarak oluşturulan bahçelerden yüksek oranda verim artışı sağlanabildiğini de sözlerine ekledi.