Geçen yıl 150 bin tonluk rekolteden 30 bin ton rekolte fazlalığının bu yılki 80 bin tonluk rekolte açığını kapattığını söyleyen Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Kenan Seçkin, “2016 yılından 30 bin ton fıstık fazlamız var. Bu yılda 80 bin ton fıstık var. Geçen yıldan devredilen depolardaki fıstığımız ile beraber 130 bin ton civarında Antep fıstığımız var. Önceki yıllardaki fıstık ile birlikte Antep fıstığında bir sıkıntımız yok.” dedi.
Gazianteplilerin en önemli geçim kaynaklarından olan Antep fıstığında baklavada kullanılan boz fıstık hasadına başlandı. Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Kenan Seçkin, hasat dönemi, rekolte beklentisi ve Antep fıstığı fiyatlarını İLKHA’ya değerlendirdi.
Gaziantep’te önemli geçim kaynaklarından olan Antep fıstığı hasadının henüz yeni başladığını belirten Seçkin, bu yılki rekolte azlığını fırsata çevirmek isteyenlere izin verilmemesi gerektiğini, Antep fıstığı ihtiyacının 120 bin ton olduğunu, geçen sene ve bu seneki fıstığın yeterli olduğunu belirtti.
Ağustos ayının başlarında baklava yapımında kullanılan ve boz fıstık olarak bilinen ürünün hasadına başlandığını belirten Seçkin, “Antep fıstığında hasat başladı. Bizde iki çeşit hasat dönemi var. Bir boz dediğimiz baklavalık veya sanayide kullanılan fıstık hasadı vardır. Birde sofralık veya çerezlik olarak kullandığımız kırmızı kabuklu hasadı var. İki türlü hasat yapıyoruz. Birinci hasadımız başladı.” dedi.
Bu yıl ‘yok yılı’ olduğundan dolayı Antep fıstığı rekoltesinin geçen yıla oranla düşük olduğunu belirten Seçkin, “Fiyatlar beklentilerin çok üstünde de değil, altında da değil. Beklenti fiyatları karşıladı. Bizim Antep fıstığında ‘bir yıl var yılı, bir yılda yok yılı.’ Bu sene de Antep fıstığında ‘yok yılı.’ Bir önceki sene rekolte tahminimiz 150 bin tondu. Bu sene rekolte tahminimiz 80 bin ton olarak belirlendi.” ifadelerini kullandı.
“Şu anda 130 bin ton civarında Antep fıstığımız var”
Seçkin, “Dünyada Türkiye’nin ve şehrimizin de adıyla anılan tek ürünümüz Antep fıstığıdır. Dolayısıyla Antep fıstığını tüm dünyaya biz tanıttık, biz pazarladık. Şu an bazı meslek grupları fiyatların çok yüksek olduğundan şikayet ederek felaket tellallığı gibi yapılıyor. Hâlbuki böyle bir şeye hiç gerek yok. Çünkü bir önceki yıl bizim 150 bin ton fıstık rekoltemiz vardı. Türkiye’nin ihracat dahil iç piyasada, çerezlik ve taze sofralık olarak, baklava ile çikolata sanayisinde toplam fıstık tüketimi 115 ile 120 bin ton arasında değişiyor. Dolayısıyla bizim zaten geçen yıldan 30 bin ton bir fazlalığımız vardı. 2015 yılındaki rekolte tahminimiz yine bizim üretimimizden veya ihtiyacımızdan fazlaydı. Dolayısıyla da bizim ihtiyaç fazlası ürünlerimiz depolarda bir sonraki yıllara kaldırılmaktadır. Çünkü ‘yok yılı’nda daha iyi para eder diye piyasaya sürmüyor, bekletiyoruz. Bizim önceki yıllardan kalma şu an 50 bin ton civarında bir fıstığımız olduğu tahmin ediliyor. Bu senenin 80 bin ton rekoltesini bunun üstüne eklediğimiz zaman şu anda bu seneki üretimimiz ve geçen yıldan devredilen depolardaki fıstığımız ile beraber 130 bin ton civarında Antep fıstığımız var. Bizim ihtiyacımız ise 120 bin ton şu an ihtiyacımızdan da fazla fıstığımız üretiliyor. Önceki yıllardaki fıstık ile birlikte Antep fıstığında bizim bir sıkıntımız yok.” şeklinde konuştu.
“İthalat bu ülke çiftçisine yapılabilecek en büyük kötülüktür”
Diğer ürünlerde olduğu gibi Antep fıstığında da ithalata karşı olduklarını dile getiren Seçkin, sözlerine şöyle devam etti:
“Bazı meslek grupları bundan 5 yıl önce olduğu gibi bu yılda yine özellikle ürünlerinde fıstık kullanan meslek grupları ürünlerine zam yapmak için ‘fıstık yok’ şeklinde bir felaket çığırtkanlığı yapıyorlar ve fiyatların çok yüksek olduğunu söylüyorlar. Halbuki bizim yeteri kadar fıstığımız var. Depolarımızdaki fıstık üretimimizi karşılıyor. Hemen ithalat çığırtkanlığı yapıyoruz. Biz tarih boyunca Antep fıstığını hep ihraç ettik. Halende ihraç etmeye de devam ediyoruz. İthalat bu ülke çiftçisine yapılabilecek en büyük kötülüktür. Çünkü bir önceki yıl Antep fıstığını satıp iyi bir gelir elde ettik. Çünkü Antep fıstığı çiftçiler iyi bakım yaptığı zaman, birazda para ederse ekonomik seviyesi çiftçiyi geçindirecek ve üstünde de bir gelir elde ediyoruz. ‘Yok yılı’nda olduğu zaman biz bu sıkıntıyı çok yaşıyoruz. Aynı fiyata piyasaya fıstık sürdüğümüz zaman çiftçilerimiz geçimini idame ettiremez. Zaten çiftçilerimiz hep banka kredileri ile yaşamlarını devam ettiriyor. Kimisi traktör almış, kimisi alet ve ekipmanlar almış, kimisi arazi almış ve kimisi de bahçelerini sulama tesisi yapmış. Bunların hepsini çiftçi banka kredileri ile yapmış. Geçen yıl fıstık vardı. Banka kredilerini ödedik. Bu yıl nasıl ödeyeceğiz. Dolayısıyla bu yıl fıstık biraz para etsin ki az olan fıstıkla yaşamımızı devam ettirelim.”
“Neden çiftçinin ürün fiyatlarını aşağıya çekmek için uğraşıyoruz?”
Türkiye’nin iç piyasa, baklava ve çikolata üretimi ile ihracatta dahil yıllık Antep fıstığı ihtiyacının 120 bin ton olduğunu belirten Seçkin, rekolte düşüklüğüne rağmen geçen yılki fıstıkla birlikte yeteri kadar fıstık olduğunu ifade etti.
Seçkin, “Fıstığın para etmesi gayet çok normaldir. Çünkü ‘yok yılı’ dediğimiz zaman zaten fıstık para edecek diye piyasada bir beklenti oluyor. Bu beklentiyi karşılamak için de fiyatlarımız otomatik olarak yükseliyor. Fıstığımız yeteri kadar var. Her yıl hasat döneminde satışlar 15-20 liradan başlıyordu. Bu sene 30 liradan başladı. Bizim tam ben hasat dönemi geldiğinde bu fiyatlar zaten aşağıya düşecektir. Geçen yıl sezon açıldığında boz fıstık 8-9 liraydı. Bu sene ise 13-40 liradan başladı. Yani yüzde 30-40 gibi bir fiyat artışı var. Bu yıl zaten ‘yok yılı’dır. Bizim çiftçilerin tek geçim kaynağı Antep fıstığı. Buna bağlı olan bölgelerimiz var. Antep’in tarımını ele aldığımız zaman Gaziantep’in tarımsal arazi varlığının yüzde 68’i dikili tarım. Dikili tarımda da bizim ana ürünümüz Antep fıstığı. Yanında da zeytin var. Ama çoğunluğu Antep fıstığı. Antep fıstığı bizim Gaziantep çiftinin yüzde 50’sinin geçim kaynağıdır. Neden hemen çiftçinin ürün fiyatlarını aşağıya çekmek için uğraşıyoruz? Hemen ithalata başvuruyoruz. Böyle bir şey yaptığımız zaman bilinmeli ki bizim çiftçimiz mağdur olacak."
Bu yıl Antep fıstığındaki rekolte azlığının fırsata çevrilmemesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Seçkin, “Kesinlikle rekolte azlığını bir fırsata çevirmememiz lazım. Biz tarih boyunca Antep fıstığını ihraç eden bir ülkeyiz. İthal eden bir konuma getirerek bu ülkeyi, bu ülkenin çiftçisini mağdur etmememiz lazım. Bizim şuanda üretimiz ve stoklardan gelen Antep fıstığı tüketimimiz ve ihracatımız için yeterli. İthalat veya fiyatların alta çekilmesi için bazı kesimlerin spekülatif hareketlerden de kaçınılması gerekir.” diye konuştu.
İLKHA