Birçoğumuz karşılaştığımız onlarca engel ve yaşadığımız yığınla sorun karşısında; saplandığımız çamurdan, içine düştüğümüz çukurdan ve şaşkınlık içerisinde kaldığımız karanlıklardan bizi kurtaracak şefkatli bir el ve bizi yolun sonuna eriştirecek bir ışık arar dururuz.
Aramalıyız da; çünkü bu arayış ve bekleyiş psikolojik ve sosyolojik bir varlık olan insan doğasının doğal bir sonucudur. İnsanlık tarihi boyunca her dönemde bir kurtarıcının ve bir yol göstericinin beklenmesi ve bunun hikâyelere, efsanelere ve kitaplara konu olması bunun en güzel delillerindendir.
Elbette içine düştüğümüz durumlarda bize yardım edecek ve bizi ileriye taşıyacak bir elin olması mükemmel olur. Peki ya yoksa? Hatta kurtaracak bir el olmadığı gibi, gelen giden “düşene de bir tekme” misali üzerine çullanıyor ve içine düştüğün çukuru sana mezar yapmaya kalkışıyorsa… İşte o zaman yüce Sanatçının(c.c.) üstün sanatlarla donattığı sen! Yerine çakılıp, ölüme razı mı geleceksin? Yoksa içindeki o umudu ve ışığı keşfedip; asıl beklenenin ve kurtarıcının da “Sen” olduğunu görüp, yaşama sevinci ile başarıda inkişafa mı geçeceksin?
Evet bu Allah’ın yardımı ile senin elindedir. Birileri içine düştüğün çukuru sana mezar yapmak için her toprak attığında, “Nasılsa beni kurtaracak kimse yok!” deyip, çaresizliğin mezarın olmasına razı gelmek yerine, sükunet ve umutla her atılan toprağı basamak edinip yaşama ödülünü kapmalısın. Çünkü beklenen ve aradığın şey senin içinde gizlidir ve o aslında sensin!
Kulaklarını olumsuza tıkamalı, zirvelere umutla tırmanmalısın. Aynen bir başarı öyküsü olan, sağır kurbağa gibi. Tüm kurbağalar zirveye tırmanma yarışında pes ederken ve sadece bir kurbağanın her düşüşüne ve etraftakilerin sürekli; “Kimse başaramadı, sen de bırak, başaramazsın, yapamazsın, pes et!” demelerine rağmen arkasına bakmadan onlarca denemeden sonra zirveye çıkan sağır kurbağa gibi.
Karanlıklardan, engellerden, debdebelerden, gerilemekten, yok edilmekten ve başarısızlıktan kurtulmanın yolu Simurg(Zümrüdü Anka) kuşu gibi olmaktır; karanlıklara demir atıp onu beklemek değil. Tüm kuşlar yaşadıkları onlarca sorun ve sıkıntıdan sonra, kendilerini kurtaracak olan Simurg kuşunu bulmak için yollara düşmüştü. Hatta her aşılması zor olan vadilerden ve engellerden sonra üçer beşer pes edenler olmuştu. Ama buna rağmen diğer kuşlar, umutsuzluğa düşmeden amansızca direnmiş, tüm engelleri aşmış, hiçbir sıkıntı ve sorunun kendilerine ilişemeyeceği zirvelere ulaşmışlardı. Yalnız ulaştıkları zirvede sadece otuz(Si) kuştan(murg) başka kimsenin olmadığını görmüşlerdi. Çünkü Simurg kuşu umutla, azimle mücadele eden kendileriydi. Ve senin kurtuluş öykün bundan farksız değildir, olmamalıdır da.
Evet! Allah’ın izniyle kendi içine eğilmeli ve içindeki cevheri keşfetmelisin. Çünkü arzu ettiğin başarı öyküsünün asıl kahramanı sensin ve sen olmalısın. Ve bu küçük bir fikir değişikliği kadar sana yakın.
Selam ve dua ile