Arakan’da zulüm ve vahşet tüm dünyanın gözleri önünde yeniden hortlamaya başladı. Dünyanın ve özellikle de Müslümanların sessizliğinden cesaret alan katil Budistler, katliamlarına her gün bir yenisini ekliyor.
Müslümanlar öldürülüyor, dünya `soykırım`ı izlemekle yetiniyor. Budist rahiplerin liderliğinde 2012’de başlayan katliam tekrar alevlendi. Müslüman kasabalarında evler, camiler yakılıyor. Vahşet bununla da bitmiyor. İnsanlar diri diri yakılıyor, cesetler iplere bağlanıp sokaklarda sürükleniyor. Cesetler parçalanıncaya kadar arabaların arkasına bağlanıp sokak sokak gezdiriliyor.
Bölgeden gelen dehşet verici karelerden bazıları da çocuklara ait. Birçok küçük çocuk boğazlarına ip geçirilerek asılmış, vahşice öldürülmüş.
Tüm saklamalara ve perdeleme çalışmalarına rağmen, bu vahşet gizlenemiyor.
Geçenlerde, katliam öncesi ve sonrası ile Meikhtila`nın uydu fotoğrafları basında yayınlandı. İnsan Hakları İzleme Örgütü`nün (HRW) yayınladığı son uydu fotoğrafları da Meikhtila`daki katliamın boyutunu gözler önüne sermişti.
Aman Ya Rabbi, manzara dehşet verici idi. Her iki fotoğraf kıyaslandığı zaman çok geniş bir alanın yakıldığı, yıkıldığı apaçık görülüyordu.
Fotoğraflar, binlerce binanın tamamen tahrip olduğunu, onlarca hektarlık alanın da zarar gördüğünü ortaya koymuştu.
Meikhtila`da geçen ay sonunda başlayan olaylarda Müslümanlara ait çok sayıda ev ve dükkân yakıldı, çoğunlukla küçük esnafa ait dükkânların bulunduğu pazar yeri ateşe verildi, camiler ve araçlar tahrip edildi.
Bir de bu fotoğraflara yakılan ve doğranan insanları eklediğinizde, yakılan bu yerin içindekilerle beraber yakıldığı düşünüldüğünde bu dehşet verici tablonun vahameti açıkça anlaşılacaktır.
Budist devletin tahrik, yönlendirmesi ve yardımıyla başlarında Budist rahiplerin bulunduğu çeteler ve tarikatlar, yüzyılımızın ne büyük katliamlarından birisine imza atıyor.
Son zamanlarda Budistler, saldırılarını dini mekânlara ve camilere yöneltmiş bulunuyor.
Müslümanların yoğun olarak yaşadığı yerlere saldıran Budistler, Müslümanları katledip tarihi camileri ve dini okulları yakıyorlar. Şu ana kadar birçok cami ve dini okulun yakıldığı belirtiliyor.
Yine geçenlerde bir yetimhane ateşe verildi ve 13 çocuğun yakıldığı haberi geldi. İnsanlar binalarla beraber ateşe veriliyor. Sokaklarda insanlar palalarla, kılıçlarla ekin biçilir gibi biçiliyorlar.
Çocuk sahibi olmaları bile hükümetin iznine bağlanan Müslümanlardan yaklaşık bir milyonu komşu ülkelerdeki mülteci kamplarına, 700 bin kadarı da Suudi Arabistan`a sığınmak zorunda kaldı.
Malezya İslam Teşkilatları Danışma Konseyi (MAPİM) Genel Sekreteri Prof. Dr. Muhammed Azmi Abdul Hamid, Myanmar’da halen bir milyon kişinin hayatının tehlike altında olduğunu ifade etti.
Myanmar`daki Müslümanlara yönelik 2012 Haziran ayında başlayan katliamın halen devam ettiğini vurgulayan Abdul Hamid, “Myanmar’da katliam devam ediyor. Myanmar’daki tüm Müslümanlar, Budistlerin hedefi durumunda. Oradaki Müslümanlar evleriyle, camileriyle, bütün mal ve mülkleriyle saldırı altındalar. Bu saldırılar oradaki aşırı Budistler tarafından gerçekleştirilmektedir” dedi.
Myanmar hükümetinin tüm bu olup bitenlere göz yumduğunu söyleyen Abdul Hamid, “Daha geçen hafta Myanmar’da 100 Müslüman katledildi, 10 cami ve 50 ev yakıldı. Buradaki soykırım dünyanın gözü önünde yapılıyor. Ancak maalesef dünyadan yeterli tepki alınmamaktadır” şeklinde konuştu.
Arakan`ın normal nüfusu 4 milyonken şu anda orada kalan kişi sayısı 700 bine düşmüş. 2 bin olan cami sayısı da şu anda 200’e düşmüş durumdadır.
Bu rakamlar, buradaki Müslümanların mazlumiyetinin vardığı boyutları gözler önüne sermektedir.
Myanmar’ın Arakan bölgesinde Müslümanların yoğun olduğu eyalet başkenti Sittwe’den başlayan ve Yunnan eyaletinden Çin’e giren Çin-Myanmar doğal gaz ve petrol boru hatları güzergâhı, buranın sahip olduğu stratejik konum Müslüman katliamının temel nedenlerinden biridir. Bu stratejik konum, birçok küresel gücün ticari ilişkilerinin ve rekabetinin kesişim noktasında ve birçok ticari dengeyi değiştirebilecek niteliğe sahiptir.
Küresel ve bölgesel güçlerin stratejik hesaplarının ve Budist rejimin ticari kaygılarının kurbanı da başta çocuklar olmak üzere Arakanlı Müslümanlar oluyor.
Bu olaylara karşı ilk ciddi tepki, Taliban’dan geldi. Daha evvelki katliam dalgasında da zalim Budist yönetimini tehdit eden Taliban, Pakistan’daki Myanmar konsolosluk binasına saldırdı ve bu saldırıda 3 Burma askeri öldü. Başkonsolos ise kaçmayı başardı.
İnsanlığımızdan ve Müslümanlığımızdan utanıyoruz. Müslümanlar acımasızca yakılıp katledilirken insanlık sessiz, insanlık duyarsız…
Müslümanlar ise İstanbul fethedilirken meleklerin erkek mi, dişi mi olduğunu tartışan Bizans rahip ve keşişlerini oynuyor.