Cinsel sapkınlığa sahip çıkan bazı çevrelerin, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında yaptığı suç duyurusuna her kesimden gelen tepkiler devam ediyor.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın, Ramazan’ın ilk cuma hutbesinde, İslam’ın en temel yasaklarından birisi olan zina ve cinsel sapkınlığın Kur’an-ı Kerim’de lanetlendiğini dile getirmesinin ardından, sözde İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından suç duyurusunda bulunulmuştu.
Geçtiğimiz gün Ankara Barosu başta olmak üzere bazı barolar da Erbaş’ın cuma hutbesi hakkında çok çirkin açıklamalarda bulunmuş, bu hutbe üzerinden İslam’ı ve İslam’ın değerlerini hedeflerine koymuşlardı.
Araştırmacı-Yazar Burhan Bozgeyik, Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın, cuma hutbesinde Kur’an-ı Kerim’in hakikatlerini haykırıp, zina ve cinsel sapkınlığın haram olduğunu açıklamasının ardından bazı çevreler tarafından yapılan suç duyurularını ve bu çevrelerin Erbaş üzerinden İslam’ı hedef almasını İLKHA’ya değerlendirdi.
Söz konusu çevrelerin nesli ifsat eden İstanbul Sözleşmesi’nden beslendiklerine dikkat çeken Bozgeyik, İstanbul Sözleşmesi yürürlükte kaldığı müddetçe sapkınlık sorununun çözülemeyeceğini ifade etti.
İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere toplumun inancına ve değerlerine uymayan düzenlemelerin aileyi içten içe çökerttiğini belirten Bozgeyik, Avrupa standartları temel alınarak hazırlanan kanunların aile yapısını temelden sarstığını söyledi.
Türkiye'nin, AB'ye uyum sağlamak için toplumun aile değerlerini hiçe saydığını vurgulayan Bozgeyik, “Son 15 senede 'Avrupa'ya uyum' adı altında binlerce kanun çıkartıldı. Bu kanunların tamamı bizim bünyemize uymuyor. Bu kanunların hepsini teker teker ele alıp incelediğimizde de bu kanunlardan bir tanesi de aile ile ilgili olan kanundur. Aile ile ilgili yapılan düzenlemelere baktığımızda ise, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten beri boşanmaların ciddi anlamda arttığını görmekteyiz.” dedi.
“Bu düzenlemelerin ülkemizin bünyesine uymadığı zaten âşikardı”
AB'ye uyum sağlamak için toplumun dini değerlerinin hiçe sayıldığına dikkat çeken Bozgeyik, “Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın verdiği hutbe üzerine bazı çevrelerin kopardığı fırtına nazarları bir kere daha İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere AB'ye uyum yasaları adı altında çıkarılan kanunlara çevirdi. Bu düzenlemelerin ülkemizin bünyesine uymadığı zaten âşikardı. Bu topraklar bin yıllık İslam diyarıdır. Bu ülkenin yüzde 99'u Müslüman’dır. Böyle bir ülkede zinanın serbest bırakılması, eşcinsel ilişkilere izin verilmesi ve aile yapısını tahrip eden yığınla düzenleme yapılması bir hataydı.” ifadelerini kullandı.
“Hatadan dönmek fazilettir”
İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere toplumun inancına, değerlerine uymayan düzenlemelerin ve kanunların iptal edilmesi gerektiğinin altını çizen Bozgeyik, şunları söyledi:
“Hatadan dönmek fazilettir. Son çıkarılan afla çocuk tacizcileri bile serbest bırakılırken, meşru evlilik yaparak aile kurup çocuk sahibi olan erkeklerin, yine o malum Avrupa’ya uyum yasaları diye serbest bırakılmaması da şayet unutkanlık değilse bir hataydı. Hatadan dönmek ise bir fazilettir. Mahşeri vicdan, yani kamuoyu, bu ülkede yaşayanların tamamına yakını şimdi bu faziletin sergilenmesini bekliyor.”