Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, birkaç yıldan bu yana siyasi söylem olarak hem hükümetin hem dünün Başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmalarında bir hedef olarak 'Yeni Türkiye'yi daha çok konuşmaya başladıklarını belirterek, "O artık literatürümüze yerleşti. Ancak 'Acaba bu, yeni Türkiye olarak birkaç yıldan beri mi konuşuluyor?' derseniz, hayır. Bunun patenti bana ait. Kayıtlara baktım, ben ilk defa 2004 yılında TBMM'ye yaptığım bir konuşmada her paragrafta yeni Türkiye'yi anlatmışım.” dedi.
İslam Ülkeleri Akademisyen ve Yazarlar Birliği (AY-BİR) tarafından Merinos Atatürk Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde (AKKM) bu yıl 3'üncüsü düzenlenen "Yeni Türkiye Konferansları" kapsamındaki "Yeni Türkiye'nin Tarihi Kökleri" konulu konferans Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın katılı ile gerçekleşti.
‘Yeni Türkiye kavramının yeni olmadığını ancak şimdi daha çok konuşulduğunu ifade eden Arınç, “Birkaç yıldan bu yana siyasi söylem olarak hem hükümetimiz hem dünün Başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın konuşmalarında bir hedef olarak yeni Türkiye'yi daha çok konuşmaya başladık. O artık literatürümüze yerleşti ancak 'Acaba bu, yeni Türkiye olarak birkaç yıldan beri mi konuşuluyor?' derseniz, hayır. Bunun patenti bana ait. Kayıtlara baktım, ben ilk defa 2004 yılında, TBMM'de yaptığım bir konuşmada her paragrafta yeni Türkiye'yi anlatmışım. O konuşma da yanımda var, çoğaltıp bazı arkadaşlarımıza verebiliriz. O zaman bana kuşkuyla bakmışlar. Bazı siyasetçiler de laf atmış. Yani ne demek istiyorsun? 'Eski Türkiye kötü, yenisini mi kuracaksınız? Cumhuriyeti red mi ediyorsunuz?' gibi abuk sabuk sorular da sorulmuş. Bir kısım insanlar da yeni Türkiye'yi dikkatle takip etmeye başlamışlar. Yani ilk defa TBMM'de yeni Türkiye lafzının, cümlesinin konuşmasının şahsen tarafımdan yapıldığını, ben biliyordum ama arkadaşlarım bana bunun 1 Kasım 2004 tarihinde mecliste yaptığım bir konuşmada olduğunu söylediler. Ben de bunu yanıma aldım getirdim. Tek tek okuyacak değilim.”ifadelerine yer verdi.
“Biz bugün devlet anlayışını yeniden ihya etmek mecburiyetindeyiz”
Devlet anlayışının yeniden ihya edilmesi gerektiğini ve Türkiye'de geçmişte "devlet" kavramının ‘Çatık kaşlı zat, jandarma veya despot bir yönetim’ olarak anlaşıldığını ifade eden Arınç, “Oysa devletin bizim inancımızda babalık vasfından ziyade, annelik vasfı vardır. Devlet vatandaşına baba gibi eli ağır sopalı yaklaşmaz, anne gibi yaklaşır, bazen kızar, kulağını büker, bazen kabalarına tokadı basar ama sonra da çocuğunu alır, kucaklar, yumuşatır 'Senin ne derdin var, anlat bakalım' der ve onun gözyaşları içerisinde dövdüğü halde bile anacığım' diye sarıldığı hale gelir. Biz bugün böyle bir devlet anlayışını yeniden ihya etmek mecburiyetindeyiz. Özellikle bugünlerde buna biraz daha fazla ihtiyacımız var. Devleti ceberut olmaktan, böyle tanınmaktan uzaklaştırmamız lazım.”şeklinde konuştu.
“Yargı, darbe yapanlara bizden nasıl bir anayasa istersiniz”
Türkiye'nin ayıpları olarak sayılabilecek şeylerin olduğunu belirten Arınç, “Türkiye'de geçmişten bu yana zor günlerin yaşandığını çok iyi biliyoruz. Yeni Türkiye'nin nasıl gündeme geldiğine bakılmalı. Ben olaya siyasi açıdan bakmak zorundayım. Çünkü Anayasa Mahkememiz var, 1961'den beri var, 1980'de de var. Anayasa Mahkemesi hiçbir darbede kapatılmamıştır. Meclis, siyasi partiler kapatılmıştır, hükümetler sona ermiş, Erbakanlar, Ecevit'ler, Demirel'ler, rahmetli Türkeş'ler Uzunada'da veya bir başka yerde sigaya çekilmiştir. Şimdi böyle günlerde hepimizin geçmişe dönüp bakması lazım. Hiçbirisi yeni Türkiye'den bahsetmedi, bahsedemedi. 1921 Anayasası'nı meclis yaptı, 1924 Anayasası'nı da meclis yaptı, ta 1960 darbesine kadar, 1960 darbesinden sonra askerler, karşılarına gelen Anayasa Mahkemesi üyeleri onlara şunu söylüyordu; ‘Efendim sizi kutlarız, iyi ki bu darbeyi yaptınız, bizden nasıl bir anayasa istersiniz.’ Sipariş üzerine anayasa. Bunu 1980'de de yaptılar. Dünyanın hiçbir yerinde yargı, darbe yapanların huzurunda başını eğmez, onları tebrik etmez, onlara sipariş üzerine anayasa hazırlamaz. Bu Türkiye'de oldu. Hatta garabet şudur ki TSK'nın komuta kademesi, bunların hepsini benzetmek olmasın, sizin gibi oturttu, onlara her söylediğini de ayakta alkışlattı. Bunlar 28 Şubat'ta da onun öncesinde Türkiye'nin ayıpları olarak sayılabilecek şeylerdir." diye konuştu. (Zeki Aras/Sezer Özer-İLKHA)