Eskiden hayat, aile bağları içinde geçerdi. Kişilerin aile, kabile bağları ötesinde çok az bağı vardı. O bağ dostlukla ifade edilirdi. Dostluk, bazen aile bağından da güçlüydü. İki dost, sırda ve hedefte bir olurlardı. O yönlerde “arkadaşlık” ilişkisi istisnaydı.
Günümüzün hayat şartları, arkadaşlığı hayatın bir parçası haline getirdi. Hayatımız, her gün aile sınırlarını aşarak dışarıya taşıyor. Yol arkadaşı, sınıf arkadaşı, iş arkadaşı… İster istemez hayatımızın içine karışıyor.
Günümüzün hayat şartları, arkadaşlığı hayatın bir parçası haline getirdi. Hayatımız, her gün aile sınırlarını aşarak dışarıya taşıyor. Yol arkadaşı, sınıf arkadaşı, iş arkadaşı… İster istemez hayatımızın içine karışıyor.
Hayatta “Ortamın insanı” vardır; bir de ortamı dönüştüren insanlar…
Ortamın insanı, vardığı yere göre renk alır; ortamı dönüştüren insanlar ise vardıkları yeri kendilerine benzetirler.
Biz ya ortamın insanı olacağız ya da ortamı dönüştüren insan…
Ortamın insanı olmak, Müslümana yakışmaz; Müslüman, toplumun önderidir; onun toplumu kendine benzetme hedefi vardır.
Arkadaş seçiminde ilk esas, seçme iradesini kullanmaktır.
Her seçim, bir analiz gerektirir. Öyleyse arkadaşlığın başlangıcında bir insan analizi yapmadan olmaz:
-Ben kimim?
-Kiminle arkadaş olacağım?
-Ne kadar arkadaş olacağım?
Her şeyden önce, istemeden hayatımıza karışanlar vardır: yol arkadaşı, sınıf arkadaşı gibi.
Bunlar için bir seçim çoğu zaman söz konusu değildir. Onları istememe gibi bir tercihten yoksunuz. Böyle bir tercihe, belki sahip olmamız da gerekmiyor. Burada söz konusu olan bizim hayatımıza karışanlar arasında, kimi kendimize yaklaştıracağımız, daha doğrusu istemeden bir araya geldiklerimiz arasında kimi seçeceğimizdir.
Arkadaş bizim aynamızdır. Arkadaş seçimi, bir kimlik seçimidir.
Arkadaş seçimi, bir hayat tarzı seçimidir.
Biz Müslüman mıyız, değil miyiz? İslami bir hayatı mı istiyoruz? İslam dışı bir hayatı mı? Gelecek İslam’ın mı olsun? İslam, hep zayıf mı kalsın? Ben arkadaşımı aradığımda camide, cami yolunda mı; meyhanede, meyhane yolunda mı olsun?
Bunlar, bir arkadaş seçiminde bilmemiz gerekenler, cevaplamamız gereken sorulardır.
Arkadaşlığına muhtaç olduklarımız var. Arkadaşlığımıza muhtaç olduklarımız var.
Esas olan, aramızda iyilik alışverişinin yapılabilmesidir. Biz, arkadaşımızla ilişkimizde iyilik verebiliyor muyuz, iyilik alabiliyor muyuz? İyilik bilgi gibidir, paylaştıkça artar. Her doğru arkadaşlık, bir iyilik paylaşımıdır, dolayısıyla her doğru arkadaşlık bir iyilik üretim fabrikasıdır. Bizim arkadaşlığımız, iyilik üretiyor mu, iyiliği arttırıyor mu?
Bizimle yan yana olan ya arkadaşımızdır ya da arkadaş adayımız…
Ortamı dönüştüren insanların, arkadaşlarıyla birlikte çok sayıda arkadaş adayları vardır.
Arkadaş adayları olanların hayatı genişler; arkadaş adayı olmayanların hayatı ise durmuş, donmuş, bir yönüyle ölmüştür.
Hayatını genişletmeyi düşünmeyen bir genç hayatının canına kıymış sayılır. En azından gençliğinin canına kıymıştır.
Hayat için arkadaş şart; arkadaşlık için seçim ve dolayısıyla analiz şart…
Mü’min bataklığı kurutmak için yol ararken bataklıkta yaşamaya asla alışmaz, alışırsa Mü’min olmaz.
Biz, bataklığı kurutacağız; bataklık kuruyunca verimli bir bahçe için mükemmel bir alan olur. Çağın hayatı, bizim iyilik fabrikası arkadaşlıklarımızla verimli bir bahçe olmaya adaydır. Allah (cc) yardımcınız olsun…
Abdulkadir Turan / Rehberlik / Doğruhaber