Malum hastalığı bilmeyenimiz yok. Belli bir süre hayatımızın parçası olacak gibi gözüküyor. Kimilerine göre üretilmiş, kimilerine göre doğal, (yani kendiliğinden) art niyet olmadan ortaya çıkmış bir hastalık. Bu hastalığı diğer hastalıklardan ayıran en önemli özellik ise toplumsal olması, insandan insana bulaşarak hızlıca yayılması ve küresel çapta etkilerinin olması.
Tarihte veba vb. salgın hastalıklar olmuş, belki de iletişim ve ulaşım imkânlarının kısıtlı olması nedeniyle hastalıkların yayılma ve bulaşma riski yerel ve bölgesel düzeyde kalmış.
Fakat şu anki Covid hastalığı tüm dünyayı etkisi altına alan sağanak bir hastalık misali önüne geleni her açıdan sürükleyip götürmekte.
Bulaşma ve yayılma küresel olunca devletler bir çok risk ile karşı karşıya kaldı. Riskleri bertaraf etmek için her ülke kendi imkânları ile seferber oldu. Farklı önlemler alınarak hastalıkla mücadele edildi. Gerek dünyada gerek ülkemizde mücadelenin birçok aşamasına tanıklık ettik. Hummalı ve özverili bir çalışmadan sonra, önemli ve son aşama olan (ki İnşallah öyledir-temenni ederiz ki öyle olur)aşılamaya geçildi.
Şimdi biz aşı olup olmama konusunda, bu riskler ve tereddütlerle ilgili az da olsa gücümüz nispetinde bir şeyler aktarmaya çalışacağız.
Bilindiği üzere tüm dünyada aşılar geliştirildi. Çin aşısı Sinovac, Alman aşısı BioNTech. Rus aşısı Sputnik-V ve diğer ülkelerin aşıları...
Biz de en çok tecrübe edilen Çin aşısı. Şu an aktif olarak daha çok kullanılan Alman aşısı BioNTech.
Doktorlarımız; bu üç aşı içerisinde en etkilisi olarak Alman aşısına işaret ediyor. Yan etki profili biraz daha yüksek olsa da ciddi bir yan etkisi yok. Koruyuculuk ve antikor oluşturma anlamında da en güçlü aşı olduğu görüşünde, ki genel kanaat da bu yönde.
Tabii ki hepimizin istediği ideal ve daha net sonuçlar, ancak şu anda bu mümkün değil. Ekonomik riskler ve beka riski de düşünüldüğünde mevcut aşıları olmak zorundayız. Bu hastalık bireysel değil toplumsaldır. Dolayısıyla tereddüt ve riskler olsa da aşı olunmalı. Mevcut verilerde de kesinlikle aşının koruyucu ya da hastalık şiddetini azaltıcı etkisi giderek artan yayınlarla ortaya konuyor.
Aşı noktasında tereddütlü olan insanların iki yılları boşa giden öğrencileri düşünerek, üçüncü yıllarının da heba edilmemesi adına, sosyal sorumluluk bilinci ile öğrencilerin geleceklerini düşünerek, eğer fedakarlıksa, bu fedakarlığı yapmaları gerektiğini düşünüyor, sırf öğrencilerimizin hatırına tereddütlerimizi görmezden gelip aşımızı olmalı diye düşünüyorum.
Diğer önemli bir nokta ise devletin ve milletin bekası anlamında, ekonomik çarkın dönmesi, kötüye gitmemesi, birçok hizmet sektöründe çalışan insanlarımızın emeği ve ekmeği cihetiyle, yine tereddütlü olan insanların bu noktada sorumlu davranıp, aşılarını olmaları gerektiğine inanıyorum.