Midyat Azim-Der Dünya Mustazaflar Haftası münasebetiyle bir etkinlik düzenlendi.
Kocatepe Kültür Salonunda düzenlenen programa sivil toplum kuruluşu temsilcileri, kanaat önderleri ve vatandaşlar katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda selamlama konuşması yapan Azim-Der Başkanı Samir Özhan, tarihin her döneminde mazlum ve mustazafların olduğuna dikkat çekerek, bu mağduriyetleri doğuran zorbaların da dün olduğu gibi bugün de olmaya devam ettiğini söyledi.
Özhan, “Tarih, hak ile batılın, mustazaf ile müstekbirlerin mücadelesiyle geçmiştir. Dünya var oldukça bu mücadele devam edecektir. Bir taraftan Nemrutlar, Firavunlar, Ebru Cehiller ve büyük şeytanlar diğer taraftan ise İbrahim’ler, Musa’lar, Muhammediler. Şimdi de mazlum ve mustazaf insanlar görüyoruz. İşte size Arakan/ Myanmar, Filistin, Irak, Mısır, Afganistan, Çeçenistan ve Suriye ve daha sayamadığımız birçok yerde kan ve gözyaşı hiç eksik olmadı. Küfür tek millettir. Amaçları bizi bölmek, parçalamak ve sömürmektir. Peki biz bunlara karşı bir Ümmet olabildik mi?” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de bir dönem yaşananların ise çokta farklı olmadığını belirten Özhan, cumhuriyet kurulduğu günden bu yana Müslümanların mağdur edildiğini söyledi.
Özhan sözlerine şöyle devam etti: “12 Eylül darbesi ve 28 Şubat sürecinde inançlarından dolayı on binlerce kişi işkencelerden geçirilmiş, zindanlarda çürümeye terk edilmiştir. Kimisi de şehit edilirken, kimisi işinden, mesleğinden veya eğitiminden edilmiştir. Zulümler, darbeler, yıkımlar ve katliamlar yaşanmıştır. Allah’ın düşmanlarının tanımak, yapılan bu zulümlerin, yaşatılan mağduriyetlerin sebep ve nedenlerini unutturmamak ve hassasiyetimizi arttırmak için bu etkinliklerimizi devam ettirmek gerektiğine inanıyoruz.”
“Bir yerde mustazaf varsa orada zulüm vardır”
Günün anlam ve önemine binaen bir konuşma yapan Eğitimci-Yazar Kenan Çaplık ise yaptığı konuşmada ümmet için en büyük tehlikenin fiili Mustazaf olmadığını, asıl felaketin zihni mustazaflık olduğunu söyledi.
“Bir yerde haksızlık varsa birilerine zulüm yapılıyorsa birilerinin hakkı gasp edilmişse orada bir zalim vardır, müstekbirler vardır” diyen Çaplık, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu anlayış ve yapı zulüm üzerine bina edilmiştir. İnsanların kanlarının ve haklarının üstüne bina edilmiştir. İşte böyle bir düzeni sağlayanlara müstekbir diyoruz. Şuna dikkat etmemiz gerekir: Mustazaf hiçbir zaman mustazaflığa razı olmayacak. Evet, süreç içerisinde zayıf bırakılabiliriz. Birileri gücü eline geçirmiş, silahıyla, farklı birtakım enstrümanlarıyla bize zulüm etmiş olabilir. Mustazaf olabiliriz. Ama mustazaflığa razı olmamamız lazım. Fiili olarak bir mustazaflık olabilir. Ama Mümin her zaman için çobandır. Bulunduğu ortama hükmeder. Bulunduğu ortamda insanları selamete ulaştırmak için onlara rehberlik eder. Her Müslüman küfre, zulme, ihanete ve istikbara karşı durmalıdır. Müslümanlar olarak çobanlık yapacağız ve insanları selamete ulaştıracağız.” dedi
“Asıl felaket zihni mustazaflıktır”
Fiili Mustazaflıkla mücadele edilebileceğini ancak asıl felaketin zihni mustazaflık olduğuna dikkat çeken Çaplık, “Fiili mustazaflıkla mücadele ederek bir şekilde bertaraf edebiliriz. Ama bugün bundan çok daha tehlikelisiyle karşı karşıyayız. Oda zihni mustazaflıktır. Nedir zihni mustazaflık? Birileri size bir şeyler dayatıyor ve size zulüm ediyor. Sizde dayatılan bu zulme karşı sadece eyvallah deyip ona uymanız gerektiğini düşünüyor ve kendinizi bunu yapmak zorunda hissediyorsanız işte bu zihni mustazaflıktır ve en büyük tehlike budur. Ve bugün bu felaketi yaşıyoruz. İslam ümmeti, başta bölgemiz ve ülkemiz olmak üzere bütün İslam ümmeti bugün zihni felaketi zihni mustazaflığı yaşıyor. Bu zihni Mustazaflığın önüne geçilmelidir, geçmeliyiz. Zihni olarak istikbarı devirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde boyunlarımızın üzerinde boyunduruklar var olmaya devam edecektir. İnsanlar sokaklarımızı ateşe vermeye, gözlerimizin önünde çocuklarımızı kirli emellerine alet etmeye ve katletmeye devam edecektir.” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından, görme engelli olduğu halde annesinin kendisine siyer kitabını 4 defa okuması sonrası siyer sınavına giren Mehmet Sait Örenç’e azminden dolayı hediye takdim edildi, anne ve babası tebrik edildi.
İlahi sanatçısı Bilal Güler’in Halepçe Katliamı ve Mustazaflarla ilgili seslendirdiği eserler ise duygulu anlar yaşattı.
Program yapılan dua ile sona erdi.
İLKHA