Van'da 30 yıla aşkındır yöresel ayakkabı imalatı ve kundura ayakkabı tamirciliği yapan Mecit Emen, son yıllarda kundura tamiratı yapılan işyerlerine rağbet olmadığını belirterek, bunu önüne geçmek için Van yöresine has “Reşık” imalatı yaptıklarını dile getirdi.
Keçi kılından özel bir tasarımla yapılan ve yörede “reşık” diye tabir edilen ayakkabı imalatı ile kundura ayakkabı tamirciliği yapan Mecit Emen, ayakkabı tamirciliğinin teknolojiye karşı direndiğini ifade etti.
Konuyla ilgili İLKHA’ya konuşan 30 yıllık kundura tamiri ustası Emen, son 10 yıldır meslekte çırak bulma sıkıntısı yaşadıklarını belirterek, ayakkabı tamirciliği mesleğine artık kimsenin soyunmadığını belirtti.
Son zamanlarda Van ilinin yöresel ayakkabı modeli olan "reşık" üretimi yaptıklarını belirten Emen, ayakkabıyı alanların çoğu kullanmak yerine şark köşelerine süs niyetiyle bıraktıklarını dile getirdi.
Emen, “Ayakkabı tamirinin yanında yöresel olarak, imalatını yaptığımız ayakkabı modeli olan Reşık’ı keçi kılından el emeğiyle üretiyoruz. Bu eski bir ayakkabı geleneğiydi. Ama biz bunu güncelleştirdik. İnsanlar talep ediyor, okulların folklor ekiplerine veriyoruz. Bu konuda birkaç tane birinciliğimiz vardır. Yöresel malzemeleri merak eden insanlar, bize geliyorlar. Biz onların siparişlerini alarak, istedikleri yere kadar gönderiyoruz. İnsanlar eski yöresel malzemelerin gün yüzüne çıkan malzemeleri merak ediyorlar. Bunu alanlar şark köşesine koyuyor, bazıları sattığı yöresel kıyafetlerin yanına koyuyor, kilim dokuyanlar oraya götürüyor. Bu bir şekilde insanların hoşuna gidiyor.” dedi.
Yöresel ayakkabı modelinde değişiklik yaparak yurt dışına satıyor
Yöresel ayakkabı olan Reşık’ı babet modelinden, spor ayakkabı modeline tasarlayarak TV programcıları ve yurt dışına kadar sattıklarını belirten Emen, “Son zamanlarda Reşık giyenler de vardır. TV programcısına gönderdik, Avrupa’ya yapıp gönderdik, geçtiğimiz hafta da birkaç tane yurt dışına siparişimiz vardı. Az da olsa bir rağbet vardır ama biz bunu ayakta tutmak için güncelleştirmek için gayret sarf ediyoruz. Bunun eskiden farkı; modelini günümüz kalıbına getirdik. Babet ayakkabı modelinden spor modeline getirdik. Bu şekilde daha tatlı bir görünüm aldı. İnsanlar giydikleri zaman hoşlanıyorlar.” diye belitti.
“Bu meslek bizim gayretimizle ayakta kalıyor”
Ayakkabı tamirciliği işinin kendi bireysel gayretleriyle ayakta kaldığına dikkat çeken Emen, mesleği merak edenlere her zaman yardımcı olacağını ifade ederek, “30 yıla yakındır bu mesleği yapıyoruz. Son 10 yıldır, mesleğimizde çırak bulma sıkıntısı yaşıyoruz. İnsanlar bu işten gelecek görmedikleri için bu işi yapmıyorlar. Şu an bu meslek bizim gayret ve imkânlarımızla ayakta kalıyor. Bu iş bireysel teşebbüsle ayakta kalıyor. İnsanlar daha çok farklı işlere meyil ediyorlar. Biz işimizi seviyoruz ve beraber çalıştığımız bir ekibimiz var. Bu ekiple yanımıza gelen insanları eğitiyoruz, öğretmeye çalışıyoruz. Bu konuda talep eden olursa da yardımcı olacağız.” şeklinde konuştu.
“İş saatlerimizi namaz saatlerine göre ayarlıyoruz”
Sanatın ruhen insanı temizlediğine inandıklarını söyleyen Emen, mesai saatlerini her zaman namaz saatine göre ayarladıklarını dile getirdi.
Emen, “Bu şekilde bir anlayışımız vardır. Mesleğimiz bizim için kutsaldır. Biz doğduğumuzdan bu yana mesleğimize bu şekilde bakıyoruz. İşimizi dürüstçe yapmaya çalışıyoruz. Elemanlarımızda bu konuda sağ olsunlar, çok duyarlıdırlar. İş saatlerimizi namaz saatlerine göre ayarlıyoruz. Bu konuda da güzel bire uyum içindeyiz.” diye konuştu.
“Mesleği ayakta tutmak adına 30 yıldır bu işi yapıyorum”
Şu anki değişimin insanların mesleğe olan olumsuz bakışlarından kaynaklandığını, aksine bu işi icra edenlerin geçimlerini rahatlıkla sağlayacağını söyleyen Emen, şunları kaydetti:
“Ayakkabı sektörü ölmeyecek. Ne kadar azalıyorsa da farklı bir alana kayıyor. Eskiden biz daha çok ayakkabı pençesi atardık. Şu an daha çok keçe satıyoruz. Ortopedik tabanlık, boya, bağcık, ayakkabı aksesuarı satıyoruz. Bu konuda bir değişme yoktur. Sadece değişim insanların mesleği sevmemeleri gibi görünüyor. Yoksa insanlar bu işi yaparlarsa sevecekler, üretimini de yapacaklar ve taleplisi de olacaktır. Bu mesleği ayakta tutmak adına 30 yıldır bu işi yapıyorum ve benden sonra da bu mesleği yapanlar olacaktır. Bu mesleğin taleplisi olursa daha iyi bir noktaya gelecektir. İnsanların bu konuda duyarlı olması gerekiyor. Kundura tamiri deyince, insanlar sadece pençe, topuk anlamasınlar. Bizler bu işin içinde deri boyası yapıyoruz, mont tamir ediyoruz, döşeme boyasını, top, çanta valiz tamiri yapıyoruz. Bizim mesleğin iş yelpazesi çok geniştir ve bu konuda bir sıkıntımız da yoktur.” (Yılmaz Sönmez-İLKHA)