Astımın dünyada yaklaşık 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülüyor. Covid-19 hasta verilerine dayanan çalışmalara göre orta ve ağır astım grubunda olan hastalar için bu enfeksiyonun daha ağır geçebileceğine dikkat çeken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, her yıl Mayıs ayının ilk Salı günü kutlanan Dünya Astım Günü vesilesiyle astım hastalarına Coronavirus’ten korunmanın yollarını anlattı...
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez, “Astım hastalığında her türlü enfeksiyonun seyrini belirleyen iki önemli nokta astım tedavi uyumu ve hastalığın tam kontrol altında tutulması ve aşı uygulamasıdır. Türkiye’de astım genelde kıyı kesimleri, şehirler, büyük metropoller ve düşük sosyoekonomik koşullarda daha sık görülüyor. Sosyal izolasyon önlemlerine uymak Coronavirus’ten korunmada esastır.” açıklamasında bulundu.
Astımın birçok farklı tipinin olduğunu ancak genel olarak 2 büyük gruba ayrılabileceğini söyleyen Sönmez, “Alerjik astım, genellikle çocukluk çağında başlar. Hastaların büyük çoğunluğunda egzama, alerjik rinit ya da gıda, ilaç alerjisi gibi alerjik hastalık öyküsü mevcuttur. Bazı yetişkinlerde alerji ile ilişkili olmayan astım tanımlanmıştır. Bu da ‘non-alerjik astım’ olarak tanımlanırken, bu hastalar genellikle kortizon tedavisine daha az yanıt verirler. Ayrıca bazı ilaçlara bağlı astım, egzersizle tetiklenen astım, meslek astımı gibi farklı astım çeşitleri de mevcuttur.” dedi.
Risk faktörlerinin, kişiyi astıma yatkın kılan kişisel faktörler ve genetik olarak astıma yatkın olanlarda astım gelişimine yol açan çevresel faktörler olmak üzere iki grupta toplanabileceğini söyleyen Dr. Sönmez, “Astım gelişmesine yol açan faktörlerin yanı sıra astım semptomlarını tetikleyen faktörler de vardır. Astımın ortaya çıkmasında etkili risk faktörlerinin başında genetik faktörler gelir. Astımın alevlenmesine yol açan faktörler ise genellikle iç ve dış alerjenler, mikroorganizmalar, mesleki duyarlılaştırıcılar, sigara ve diyet gibi çevresel etkenlerdir. Genlerin hem kendi aralarında hem de çevresel faktörler ile etkileşerek bireyin astıma eğilimini artırdıkları düşünülmektedir.” şeklinde konuştu.
Astım gelişiminin engellenmesine yönelik önlemlerin oldukça kısıtlı olduğunu belirten Dr. Esra Sönmez, “Gebelikte ya da çocukluk döneminde sigara ile karşılaşma engellenmeli, anne sütü ile emzirme teşvik edilmeli ve bir yaş altı bebeklerde geniş spektrumlu antibiyotik kullanımından kaçınılmalı” hatırlatmasında bulundu. Alerjik astımı olan kişilerin bazı basit önlemlerle her türlü spor aktivitesini yapabileceklerine dikkat çeken Dr. Sönmez, “Astım hastaları için ideal spor, temiz ve polenlerin yoğun olmadığı sezonda açık havada yürüyüştür. Yüzme, klorlu yüzme havuzundan çok denizde yapılabilir. Tedaviye rağmen egzersizle tetiklenen astımı olan hastaların soğuk havadan kaçınması ve egzersiz öncesi ısınma hareketleri yapması hava yollarındaki daralmayı bir miktar önleyecek ve spor toleransı artıracaktır.” dedi.