Hamd âlemlerin Rabbine, salat ve selam da O'nun pak Rasûlüne olsun.
Bu yazının başına ‘ateş pahası' deyiminin öyküsünü kısaca almıştık ancak konu bu deyimin öyküsünden daha önemli yerlere vardı. Merak eden bu deyimi araştırabilir.
Dikkat ettiniz mi bilmem; asrımızda Müslümanca yaşamak ateş pahası. Helal gıdaya elinizi atıyorsunuz, eliniz yanıyor. Tesettür giyim mağazalarının önünden geçerken adeta önünüzü ilikliyor, selam duruyorsunuz bu pahalılık abidesinin önünde.
Helal gıda, dedik; ilk ondan başlayalım. İçeriğindeki maddelerin pahalı olduğu söyleniyor. Yok, aspartam değil de şeker kullanılıyormuş. Bir kilo aspartam, iki yüz elli kilogram şekere denkmiş. Tamam da kardeşim, tuzlu helal gıdalar da çok tuzlu ve cep yakıyor. Buna ne diyeceksiniz?
Tesettür giyim mağazalarının çoğu, pahalılıkta birer ekol! Sıradan bir dükkâna dahi girdiğinizde, tesettüre uygun kıyafeti zaten zorla buluyorsunuz; bulduğunuza da bütçeniz yetmiyor. Ben eminim ki, birçok Müslüman kadın, tesettür giyim mağazasına girip istediği tarzda pardösü veya ferace bulduğu halde fiyatından dolayı ‘Keşke şurası da şöyle olsaydı.' diye bahaneler uydurup mağazadan ayrılıyordur. Neden Müslüman kardeşinizi utandırıyor ve yalana teşvik ediyorsunuz ey Müslümanlar?
Bugün açık saçık elbiselerin satıldığı bir mağazaya girdiğinizde önünüze sepet sepet ucuz eşya çıkıyor. Özel indirim reyonu, fırsat reyonu, haftalık indirimler, aylık indirimler derken o kıyafet neredeyse sudan ucuza geliyor.
Aynı şekilde yiyecek içecekte, deterjanda şok indirimler, kampanyalar, fırsatlar, avantajlar… Bakın bu kısmı okurken bile reklam dinler gibi geliyor değil mi? Ama bu hiçbir zaman helal gıda ve helal kozmetik için geçerli değil. Helal gıda için geçerli olanı söyleyeyim mi? Bozuk mallar, tarihi geçmiş çikolatalar, ekşimiş gofretler, böceklenmiş grissiniler… İnanın son kullanma tarihine bakmadan alıp defalarca böyle şeylerle karşılaştığımız oldu. Değiştiriyorsunuz elbet; ama değiştirmek için verdiğiniz yol parasını da harcadığınız masrafa ekleyiverin.
Ortamı olup lafı açıldığında helal gıdadan bahsedip etmemek arasında kalmak da ayrı bir azap… Anlatıyoruz elbet MSG'yi, sodyum meta bisülfit'i, sistein'i, sığır jelatinini, envai çeşit katkı maddelerini. Ama helal olanın adresini gösterirken ‘biraz pahalıdır; ama' diye ekliyoruz. Korkutmamak için ‘ateş pahası' diyemiyoruz. Çoğu zaman evin hanımı bilinçli iken kocası bilinçsiz olabiliyor ve kadın için bu ateş pahası ürünleri almak adeta bir hayal oluyor.
Maddi durumu iyi olmayan Müslümanların uzaktan baktığı marketlerinizden, şirketlerinizden ne hayır bekliyorsunuz ey helal gıdacılar? Nerde Allah rızası? Nerde fakirin hakkı? Umarım fakirlerin de gözetildiği ürünler üretilir. Yahut öyle bir firma var etsin ki Rabbim, bütün Müslümanlar helal ürünlerden istifade edebilsin, kimsenin çocuğu haramlarla büyümek zorunda kalmasın.