“Biz Nasranîleriz diyenlere gelince; onlardan da kesin ve sağlam söz almıştık, fakat onlar da nasiplerini unuttular, kendilerine sunulan nimetten yüz çevirdiler. Biz de kıyamet gününe kadar sürmek üzere aralarına kin ve düşmanlık koyduk. Allah onlara kendi elleriyle yaptıkları(sanatları)nı gösterecektir.” (5/16)
Kur’an’ın çektiği bu fotoğraf, Hıristiyan dünyasının gerçek ve aslî fotoğrafıdır.
Hıristiyan Avrupa demek; yüz yıllar boyu süren mezhep kavgaları, ulus ve ırk kavgaları demektir. Hatta savaşlarının adı bile böyledir; Yüzyıl Savaşları, Otuz yıl savaşları.
Ayet-i kerimenin son bölümü de çok müthiş bir hakikati bize göstermektedir; kendi sanatlarını, sanayilerini, teknolojilerini bizzat kendilerine tattıracağını belirtmektedir.
Bu hakikatin en son tecellisi Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarıyla kendini göstermiştir.
Toplam elli beş milyon insanın canına mal olan, Avrupa’nın büyük bir bölümünü harabeye çeviren birinci ve ikinci dünya savaşının yegâne sebebi faşizmdir. Irkların, ulusların bir birlerinin üzerine ölüm yağdırmasıdır.
Nasıl ki fay hatlarının enerjiyle dolması neticesinde bu enerjiyi depremle boşaltıyorsa, Avrupa’nın çok güçlü faşizm damarları vardır, ne zaman enerji depolarsa bunu savaşlarla dışarıya boşaltır.
Avrupa bu büyük felaket sonunda birazcık olsun akıllanmış ve ırkçılığa savaş açmış, yabancı düşmanlığını lanetlemiş, ırkçı partileri ve yapılanmaları yasaklamıştır.
Özellikle o büyük felaketi bizzat yaşayan nesiller var oldukça bunu titizlikle uyguladılar. Bilindiği üzere ikinci dünya savaşından sonra kendi aralarında ciddi bir çatışma yaşamadılar, aralarındaki sınırları kaldırdılar, Avrupa birliğini kurdular.
Tabi bu arada ırkçılık illetini başta Müslümanlar olmak üzere başka ülkelere ihraç ettiler, kendi aralarındaki savaşları bile dışarıda onların üzerinden yürüttüler.
Bugün Avrupa faşizminin fay hattı yine enerji toplamaya başlamıştır. Çünkü Birinci ve özellikle ikinci dünya savaşının felaketini yaşayan nesiller gitti, şimdi o acıları tatmayan yeni nesiller faşizmin fay hattına enerji depolamakta, yani Avrupa kendi aslî yapısına yeniden dönmektedir.
Felaket dönemlerini, darbe dönemlerini, ekonomik ve sosyal krizleri yaşamayan nesiller daha çabuk hata yaparlar ve oyunlar hep bu tecrübesiz nesiller üzerinden oynanır.
Evet, son yapılan seçimler göstermiştir ki Avrupa faşizme dönmekte, kendi aslî yapısına dönmekte, akıllılık dönemi çok kısa sürmüşe benzemekte, faşizmin fay hattı yine enerji depolamaktadır.
Hem bu defa Avrupa faşizminin hedefinde İslam ve Müslümanlar var, özellikle Avrupa”da yaşayan Müslümanlar. Rabbim Müslümanları onların bu şerrinden muhafaza eylesin, alınması gereken tedbirleri, izlenmesi gereken basiretli yolları bizlere göstersin.
Her ne kadar Avrupa’nın kabaran bu faşist damarları ilk etapta orada yaşayan yabancılara ve Müslümanlara zarar verecek olsa da, Avrupa’nın da bitişi olacaktır.
Avrupa’daki bu acı ve felaketi tatmayan nesilden söz ederken, aynı durumun ülkemizde yaşandığını belirtmeden geçmeyelim:
Bugün bölgede İslami derneklere saldıranlar, dindar insanlara savaş ilan edenler, kadın erkek demeden onları silahla tarayanlar, öldürenler, kaçıranlar kimlerdir biliyor musunuz? Genellikle iki bin öncesini bilmeyenlerdir, Hizbullah - PKK çatışmasını yaşamayanlardır, özellikle Hizbullah’ı tanımayanlardır, PKK’nin yeni yetmeleridir, yaşları yirminin altında olanlardır.
O dönemi yaşayanların kendilerinin bizzat böyle şeylere girişeceklerini tahmin etmiyoruz. Bu demek değildir ki, yeni neslin yaptıklarından habersizler.
Unutulmasın ki, toplumların içerisindeki beyinsizlerin yaptıklarının cezasını hepsi birden çekerler. Akıllılara, olgunlara düşen görev, heyecanlı yeni nesillere geçmişi hatırlatmak, geçmişten haberdar etmektir.