Avrupa'nın bilinçaltında haçlı zihniyeti var

Almanya, Hollanda ve diğer bazı Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye karşı olan tutumunu değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Avrupa ülkelerinin bilinç altında haçlı zihniyetinin olduğunu söyledi.

Almanya, Hollanda ve diğer bazı Avrupa ülkelerinin referandum sürecinde Türkiye’ye karşı olan tutumunu değerlendiren Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, Avrupa ülkelerinin bilinçaltında haçlı zihniyeti yattığını, bunun sebeplerinde birinin de Selahattin Eyyubi, Alpaslan ve Fatih Sultan Mehmet isimlerinin canlı olarak durduğundan kaynaklandığını belirtti.

Şeyhanlıoğlu, Hollanda'da Türkiye vatandaşlarıyla bir araya gelmek için yapacağı ziyaretleri engellenen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın sınır dışı edilmesi ve Türkiye uyruklu vatandaşlara şiddet uygulanmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin 250 yıldır Avrupa’nın peşinde gittiğini belirten Şeyhanlıoğlu, Türkiye’nin, modernleşmeyi ve Avrupalaşmayı aynı şey zannettiğini belirterek, bu tutumun yanlış bir şey olduğunu söyledi.

Ülkelerin daime yükselişe ve çöküşe geçebileceğini, bu durumun da normal bir şey olduğunu ifade eden Şeyhanlıoğlu, “Ancak bir ülkenin başka bir ülkeyi kopyaladığı, birebir o kavme çalıştığı maalesef dünyada bizim ülkemizde kötü bir örnek olarak görülmüştür. Ve şunu net olarak söyleyebiliriz ki, 1789 yılından itibaren başlayan Batı'yı kopyalama çalışmaları; Tanzimat, Islahat Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemleri ile devam etmiş ise de Türkiye hiçbir zaman Avrupalı ülke olamamıştır." dedi.

"Bir Müslüman Avrupa için daima tehdittir!"

Türkiye'nin modernleşmeyle başlayan Avrupalaşma ve Batılaşma sürecinin tam bir hezimet ile sonuçlandığını sözlerine ekleyen Şeyhanlıoğlu, değerlendirmesine şöyle devam etti:

"Avrupa ülkelerinin zihinlerinin altında İslam düşmanlığı ve haçlı zihniyet vardır. Açıkçası Selahattin Eyyubi,  Alpaslan ve Fatih Sultan Mehmet, kavramları canlı olarak durmaktadır. Bir Müslüman, Avrupa için daima tehdittir! Avrupa bunu gayet iyi biliyor. Batı dünyası, Avrupa, Amerika ve İsrail, söz konusu Türkiye olduğunda sürekli ikiyüzlü ve haçlı zihniyetiyle kendi menfaatine uygun 'karşıdaki düşmandır' psikolojisiyle hareket etmişlerdir. Şu anda aynı süreç devam etmektedir. 1963 yılında Ankara Anlaşmasıyla başlayan Avrupa Birliği sürecine baktığınız zaman 64 yıldır kimse Türkiye'ye ‘üye olsun’ falan söylemedi. Türkiye halkının yüzde 80’i Avrupa Birliğini istemiyor. Türkiye'nin modernleşme süreciyle başlayan Avrupalaşma ve Batılaşma süreci tam bir hezimet ile sonuçlanmıştır."

'Srebrenitsa Katliamı'na Hollanda ortaktır

Hollanda askerlerinin 10 bin Boşnak genci, Sırp askerlere teslim ettiğini hatırlatan Şeyhanlıoğlu, "1992 ve 95 yıllarında Boşnaklara yönelik yapılan Srebrenitsa Katliamı olmak üzere oradaki Müslümanları Sırp askerlere teslim eden Hollanda askerleridir. BM şemsiyesi altındaki 10 bin Boşnak genç erkeği, silah zoruyla Sırpların öldürmesi için teslim etmiş ve Hollanda kraliyet ailesi askeri olan bu katiller, Hollanda'ya döndükleri zaman kraliyet madalyasıyla ödüllendirilmiştir. Aynı durum bütün Müslümanlar için geçerlidir. Haçlı zihniyeti bin yıl önce bizim içimizdeydi şu anda biz onlarla beraber devam etmeye çalışıyoruz." diyerek Hollanda’nın yakın tarihteki rolüne dikkat çekti.

"Avrupa Siyonistlerle müttefiktir"

Batı dünyasının kendi varlığını kontrol altına tutmak için büyük İslam ülkelerini kontrol altında tutmak için askeri darbeleri yaptırdığına vurgu yapan Şeyhanlıoğlu, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

"Batı'nın siyaseti 3 türlüdür. Birincisi ve en önemlisi ekonomiktir. Batı Kapitalisttir. Kendisine bir ekmek fazla verenin peşinden gider, hesabı bir dolardır. İkincisi, Batı dünyası şunu çok iyi biliyor ki İslam dünyası kendisinin düşmanıdır, Avrupa Siyonistlerle müttefik halindedir. Üçüncüsü eğer bu İslami ve Müslümanlığı kendilerine göre bu İslam dünyasını bastıramazlarsa kendi varlıkları tehdit altındadır.  Bunu Endülüs ve Osmanlı üzerinden biliyorlar. Avrupa, İslam ülkeleri arasında sağlanacak bir birliğin bu 3 fonksiyondan dolayı olmaması için daima İslam dünyasına karşı saldırgan, mütecaviz ve yok edici olarak davranmıştır. Bunu da kontrol etmenin yolu olarak, İsrail üzerinde yürütülmesi, İsrail bin yıl önceki Kudüs haçlı kontrolünün devamı niteliğinde, İslam dünyasını ‘böl parçala kontrol altında tut’ politikasını; Türkiye, Mısır, Pakistan,  Arabistan ve büyük İslam ülkelerini kontrol altında tutmak için askeri darbe yoluyla yaptırmaktadırlar.  Batı dünyası kendi varlığını buna borçludur.  Eğer İslam dünyası ittifak içerisine girerse Batı kendisi de biliyor ki aç kalacaktır.  Bundan dolayı İslam dünyasının jeostratejik konumu, petrol, genç nüfusu, yükselen gücü ve uyanması Batı dünyasını korkutmaktadır."

"Türkiye İslam ülkeleri arasında yeni bir işbirliğine kapı açmalıdır"

İslam ülkelerinin kendi aralarında birleşmemesi durumunda Batı'nın hegemonyası altında olacaklarını ifade eden Şeyhanlıoğlu, "Türkiye İslam ülkeleri arasında yeni bir işbirliğine kapı açmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı başarısız olmuştur, Arap İşbirliği olmaz, acilen yeni bir Ortadoğu Paktına ihtiyaç var. D-8 yetersizdir, İslam ülkeleri arasında askeri, siyasi ve ekonomik siyasal yapılanmaya ihtiyaç vardır. Aksi takdirde İslam ülkeleri şu anda Türkiye, İran ve Pakistan dâhil olmak üzere parçalanarak, birbirine düşürülerek Batı'nın hegemonyası altına girerler." ifadelerini kullandı.

"Avrupa'daki Müslümanlar beraber hareket etmeli ve örgütlenmelidirler"

Avrupa’daki Müslümanların bankalardan paralarını çekmesi durumunda Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinin sarsılacağını belirten Şeyhanlıoğlu, "Avrupa'da bulanan Türkiye vatandaşları şayet asimile olmamışlar ise bunu İslam'a borçludurlar. Eğer Batı'yı tanıyıp üstün olduklarını; ruh, ilim ve kültür olarak önde olduklarını görüyorlarsa bu İslam sayesindedir. Öncelikle İslam kültürlerine sıkı sıkı sarılmalıdırlar. Avrupa'daki Müslümanların bir ayağı kendi ülkelerinde olacak. Oradaki Müslümanların beraber hareket etmeli ve örgütlenmelidirler. Müslümanlar paralarını, kendi ülkelerinde değerlendirmeleri gerekir. Bugün Almanya'daki Müslümanlar bankalardan paralarını çekseler Almanya sarsılır,  bu diğer ülkeler için de geçerlidir. Paralarını kendi ülkelerinde değerlendirsinler. Çünkü bu onların emekleri ve hakkıdır. Avrupalılar o paralarla buralarda savaş yürütüp sömürüyorlar."  ifadelerini kullandı.

"150 yıldır İslam dünyası üzerinde leş kargaları gibi duruyorlar"

“Avrupa yaşlanmış, bunak, şizofren sapık bir toplumdur. Doğan 10 çocuğun 7'sinin anne babası yoktur, belirsizdir.”  diyen Şeyhanlıoğlu, daha sonra, "Avrupa yaşlılarının gidecekleri yeri yoktur. Paralarının büyük bir kısmı kedi ve köpeklere gitmektedir. Cinsel sapıklıkta alt sınır yoktur. Lut kavminin zirvesini yaşamaktadırlar. Orada İslam ülkelerinden giden dinamik genç nüfus, çoğu işveren konumundadır. Müslümanlar tıpkı namazdaki saflar gibi sımsıkı yan yana birbirini destekler mahiyetde, birbirlerini desteklemesi lazımdır. Aksi takdirde küfür cephesi tek iken Müslümanların bu kadar bölük pürçük olması asla kabul edilemez ve yanlıştır. Her halükarda küfür küfürdür, mümin mümindir. Avrupa'daki Müslümanlar, Hıristiyanlaşmasalar onlara ne kimlik ne de serbest dolaşım vermezler. Müslümanlar onların ülkelerini işgal etmemiş ama onlar, Suriye, Irak, Afganistan, Yemen ve Libya’yı yakıp yıktılar, petrollerini sömürüyorlar. 150 yıldır İslam dünyası üzerinde leş kargaları gibi duruyorlar. Bu insanların kaç tanesi Londra'da bomba patlattı. Ama Londra, Irak'ta 100 bin bomba patlattı, Washington bir milyon bomba patlattı." ifadeleri ile değerlendirmesine devam etti.

Hollanda'da yaşananların diğer Müslüman ülkelerin başına gelebileceğine de işaret eden Şeyhanlıoğlu, son olarak şunları söyledi:

"Hollanda bizim vatandaşlarımıza köpek ile saldırdı, bakanımızı içeri almadı ve sınır dışı etti. Bu durum yarın Pakistan, Irak ve Arabistan'ın başına da gelir. Oradaki Kürtler ve Türkler hiçbir zaman yalnız bırakmamalıdır. Beraber hareket etmeleri gerekir. Bugün bakanımızın başına geldi. Çünkü Avrupa, Türkiye'nin büyümesinden korkuyor. Ama bütün teröristlere kapı açıyor. 2011'de bir milletvekili bize gelerek, 'İslam ülkeleri arasındaki işbirliğini düşünmek dahi istemiyoruz' dedi. Almanya kendi kültürünü, dış politikada sömürge aracı olarak birinci sırada tutuyor. Almanya hâlâ Hitlerin, Nazi zihniyetinin kemik olduğu, üstte de güya demokrasi hikâyeleriyle buraları sömürüyor, buna izin vermemeliyiz."

Hatırlanacağı üzere, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, eski Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın Almanya’da planladıkları konuşma programlarının iptal edilmesi ardından, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun programı da Hollanda hükümeti tarafından iptal edilmişti. Son olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya da Hollanda'dan sınır dışı edilmişti.

İLKHA







İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Bakanlıktan "Kış lastiği uygulaması" açıklaması
Ehliyetlerin yenilenme süresi uzatıldı
Kışlık araç bakımlarında yapılması gerekenler?
3 belediyeye kayyum atandı
Hac kuraları sonuçları erişime açıldı