Türkiye'de görme engellilerin eğitim aldığı 17 okuldan biri olan Gaziantep’teki GAP Görme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu’nda görev yapan 12 görme engelli öğretmen ve okul müdürü, "gönül gözü" ile iletişim kurdukları öğrencilerinin iyi yetişmesi için çaba göstermekle birlikte karanlık dünyalarını da eğitime ve öğrencilerine olan sevgileriyle aydınlatmayı başarıyorlar.
Mezun oldukları okulda kendileri gibi görme engelli olan aynı kaderi paylaştıkları öğrencilerine eğitim vermenin mutluluğunu yaşayan görme engelli öğretmenler, öğretmenlik mesleğine duydukları sevda ile tüm engelleri aşarak, öğrencilerine her zorluğun üstesinden gelebileceklerini gösteren bir ışık ve umut oluyorlar.
Bir zamanlar öğrenci oldukları okulda kendileri gibi görme engelli olan öğrencilere eğitim veren Mehmet Yıldız, Muammer Özbey ve Mine Pınar, öğrencisi oldukları bu okulda görev yapmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadıklarını söylediler.
Öğrencisi olduğu ve eğitimini de tamamlayarak mezun olduğu okulda müdür olarak görev yaptığını ve kendisi gibi görme engelli öğrencilere umut olmaya çalıştıklarını belirten Okul Müdürü Mehmet Yıldız, 2 yıldır başarıyla yürüttüğü görevini ve mesleğini severek yaptığını söyledi.
“107 tane görme engelli öğrencimiz var”
Okullarında 42 öğretmen olduğunu ve bunların 12'sinin kendisi gibi görme engelli olduğunu belirten Yıldız, “Görme engelli okulu özellikle 1954-1955 yılından beri hizmet vermektedir. 1965-1965 yılından itibaren de mevcut binamızda hizmet vermeye devam etmektedir. Şu an 107 öğrencimiz var. 42 öğretmenle birlikte iki müdür yardımcımız toplamda 60 personelle beraber hizmet üretmeye devam ediyoruz. Eğitim-öğretimde hamdolsun arzu ettiğimiz başarıyı yakalama adına her türlü imkân ve fırsatlar mevcut. Bu şekilde öğrencilerimize mümkün olan ihtiyaçları neyse velilerimizin de o büyük beklentilerini karşılamak adına üzerimize düşeni yapıyoruz.” dedi.
“Okulumuzun eğitim-öğretim noktasında kendini ispatlaması bizi mutlu ediyor”
Bir dönem öğrencisi olduğu okulda bir eğitimci olarak görev yaptığı için çok mutlu olduğunu belirten Yıldız, “Okulumuzda aksi bir durum yok. Yapmak istediklerinizi çok rahat bir şekilde yapıyoruz. Yeter ki bu anlamda bize fırsat verilsin. Bu anlamda ben hiçbir şekilde aksi bir durumun olmadığı gibi başarıda elde ediyoruz. Örnek vermek gerekirse geçen yıl okulumuzdan 15 mezunumuz var. Bunların 14'ü çok daha güzel okullara yerleştiler. Allah'a hamdolsun okulumuzun eğitim-öğretim noktasında kendini ispatlaması bizi mutlu ediyor. Bugüne kadar hep böyle oldu, bundan sonra da aynen bu başarı artarak inşallah devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Yıldız, kendisi gibi görme engelli öğrencilere eğitim vermeyi ve hizmet etmeyi bir fedakârlık değil, bir zorunluluk olarak gördüğünü belirterek, kendisini öğrencilerinin başarısına adadığını ifade etti.
“Öğretmenlik peygamber mesleğidir”
Öğretmenlik mesleğinin birçok meslekle kıyas edilemeyecek kadar kutsal bir meslek olduğuna dikkat çeken Yıldız, “Bu mesleği eğer gerçek anlamda icra edebiliyorsak bize ne mutlu. Öğretmenlik mesleği peygamber mesleğidir. Peygamber efendimiz de, ‘Ya ilim öğreten, ya ilim öğrenen, ya dinleyen veya bunları seven ol. Sakın beşincisi olma! Yoksa helak olursun.’ diyor. Bu anlamda gerçekten böylesine saniyeden bile daha düşük zamanımızı en verimli bir şekilde değerlendirmek, insanlara faydalı olmak kadar daha güzel bir meslek olur mu bilmiyorum? Bir toplumun, ülkenin gelişmesi ve kalkınması da böylesi büyük bir paya sahibiz. Böylesi günlerin farkındalık anlamında, yaptığımız işin ne derece kutsal olduğunu ortaya koymak bakımından çok önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Rabbim layıkıyla öğretmenlik görevini yerine getirenlerden eylesin. Bütün öğretmenlerin öğretmenler gününü de bu vesileyle kutluyorum.” şeklinde konuştu.
“Öğrencilerime ‘ışık’ olmaya çalışıyorum”
Mezun olduğu okulda öğretmenlik yapmanın onur verici olduğunu belirten İngilizce Öğretmeni Mine Pınar ise insanlara özellikle de kendisi gibi görme engelli öğrencilere faydalı olmak için öğretmenlik mesleğini seçtiğini söyledi.
Pınar, “Öncelikle bu okulda çalışmaktan çok mutluluk duyuyorum. Çünkü öğrencilerime ‘ışık’ olmaya çalışıyorum. Ben öğrencilerime de her şeyin en iyisini öğretmeye çalışıyorum. Bizim Braille alfabemiz (kabartma yazı) var. Dokunarak, duyarak öğreniyoruz. Öğrencilerimin halinden anlayan bir öğretmen olarak iyi bir eğitim vermeye çalışıyorum. Çünkü bizim ortak paydalarımız var ve hayatta yaşadığımız sorunlar, sevinçler ve hüzünlerimiz aynı. Öğrencilerimle aynı duyguları paylaşıyoruz. Kabartma yazı ile de eğitim verdiğim için pek bir zorluk yaşamıyorum.” diye konuştu.
“Öğretmenlik mesleği ilkokuldan itibaren seçtiğim bir meslekti”
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Muammer Özbey de çeyrek asırdır kendisi gibi görme engelli öğrencilere eğitim vermenin mutluluğunu ve gururunu yaşadığını belirtti.
Engelli olmanın öğretmenlik gibi kutsal bir mesleği yapmaya asla engel olmadığını ifade eden Özbey, şunları söyledi:
“27 yıldır ben bu görevi yapıyorum. Bundan önce de değişik okullarda hizmette bulundum. Bir engelli okulunda değil normal okullarda da din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak görevde bulundum. Öğretmenlik mesleği benim ilkokuldan itibaren seçtiğim bir ideal, amaç, gayeydi. Kendim gibi görme engelli olan öğrencilere öğretmenlik yapmak çok güzel bir duygu, ifadesi mümkün değildir. Tamamen ifade edemeyiz, açıklayamayız. Çünkü bu iç dünyada kendiliğinden oluşan bir duygu ve bir düşünce ki burada bir öğrencimin kendi dersim adına söylüyorum ‘Bismillahirrahmanirrahim’ diyerek yemeğini yemeye başlaması veya bir yere giderken birisine selam vermesi ve bunu öğrenmiş olması benim için büyük bir mutluluktur. Çünkü ona en azından dininin uygulanmasını, nasıl uygulanacağını öğrettiğim için bu bana büyük bir haz veriyor.”
İLKHA