Evet evet, aynen böyle, başka bir anlam çıkarmayın buradan. Baba ile oğlu arasında geçen bir telefon konuşmasında oğulun söylediği son cümle; baba bir emrin var mı?
Sadece bu cümleye dayanarak bu oğula örgüt üyeliğinden, babasının örgütüne üyelikten dört yıldan fazla ceza verilmiş ve ceza infaz edilmiştir. Babasının örgüt liderliği iddiası da bir o kadar gülünç; dostlarını oğlunun düğününe davet etmekten ibaret. Hatırlıyorum, o düğüne icabet eden epeyce insan da örgüt üyeliğinden içeri alınmışlardı.
Geçen günlerde tahliye edilen Şahmerdan Sarı hocamızdan, oğulları Süheyl ve Muhammed’den söz ediyorum. Onların başına bu çorabı örenlerin FETÖ olduğunu söylememe gerek yok, anlamışsınızdır.
FETÖ’nün bütün İslami yapılara düşmanlığını biliyoruz. Doksanlı yıllardan bu yana tanıştığımız muhterem Şahmerdan Hoca’yı ta o zamandan hedef aldıklarını da yakinen biliyoruz, bu konuda sık sık dertleşmişizdir.
Şahmerdan Sarı Hoca’mız buna bir de üç buçuk yıllık Kuzey Irak macerasını eklemiş durumda.
Ziyaretim esnasında Kuzey Irak’ta, özellikle Erbil’de olup bitenler hakkında şahit olduklarını bir bir dinledik. FETÖ’nün Türkiye’deki kumpası bir yana çok daha beterinin Erbil’de devam ettiğini hem de Türkiye konsolosluğuna çöreklenenler tarafından yapıldığını detaylarıyla anlattı.
Bütün İslami camialarda olduğu gibi Şahmerdan Sarı Hoca’mıza Türkiye’de bu kumpası kuranların tamamı tahmin ettiğiniz gibi şimdi içerideler.
İslami camiaların tamamına yakınına karşı duydukları bu amansız kin ve düşmanlığı insanın havsalası bir türlü kabullenemiyor.
Demek ki darbe girişiminde başarılı olsalarmış Türkiye’deki Müslümanların başlarına gelecekleri tasavvur edebiliyor musunuz?
Hele bir de orta yerde Mısır örneği varken, Körfezin şerefsiz veliahtlarının yaptıkları varken, insan gerçekten ürperiyor.
İşleyecekleri vahşetleri kamufle edecek bir Amerika ve hazır bekleyen Avrupa’yı da buna eklerseniz, artık gerisini siz düşünün.
Rabbim şerlerinden muhafaza eylesin.