İZMİR – 90’lı yıllardan itibaren özellikle Doğu ve Güneydoğu’da İslami bir kişiliğe sahip binlerce kişiye Hizbullah Cemaatine üye oldukları bahanesiyle on yıllara varan cezalar verildi. Gözaltına alındıktan sonra ağır işkencelerden geçirilen bu şahıslar, cezaevlerine konuldu. Bu mütedeyyin şahısların aileleri ise birçok zorlukla karşılaştı ve halen de bu zorlukları yaşıyor.
Hizbullah Cemaatine üye olduğu gerekçesiyle halen cezaevinde bulunan Seyfettin Bal isimli mütedeyyin şahsın ailesi, İslami Davalardan cezaevinde bulunan Müslümanların bırakılmasını istedi.
“Devlet dindar olduğumuz için bize baskı yapıyordu”
Seyfettin Bal’ın eşi Fatma Bal, 90’lı yıllardan itibaren devletin kendilerine baskı uyguladığını belirterek; ‘2000 yılından önce polis ve asker her gün bize baskın yapıyorlardı.Çocuklara niçin İslami dersler veriyorsunuz, camilerde neden namaz kılıyor ve sohbet yapıyorsunuz?’diye eşlerimizi tutukladılar ve cezalar verdiler. Eşimin bir hatası yoktu. Kimseye bir zulmü de olmadı. İslam’ın yolunu sürdürüyor diye onu cezaevine koydular” dedi.
Günlerce işkence, sonra cezaevi
Eşinin ilk olarak 2000 yılında tutuklandığını söyleyen Fatma Bal, başlarından geçen olayları şöyle anlattı; “O gün eşim pamuk sulamaya gitmişti. Polisler sabah evimize gelip eşimi sordular. Ben de onun tarlaya gittiğini söyledim. Evimizi, durumumuzu sordular. Ardından gidip tarladan eşimi getirdiler. Eşim üstü çamurlu bir şekilde eve getirildi, daha sonra elbiselerini değiştirdikten sonra onu götürdüler. 9 gün boyunca Diyarbakır’da işkencede kaldı. İşkence ede ede onları perişan etmişlerdi. Doğru düzgün onlara ne su ne de ekmek vermişlerdi. Çok kötü işkenceler yapmışlardı. O zaman tutuklanan eşimin ağabeyi de, işkence görmekten dolayı kulakları çok az duyar oldu.”
Yıllarca ailesinden ayrı yaşamak zorunda kaldı
Fatma Bal, eşinin cezaevine girdikten sonraki süreç hakkında şu bilgileri verdi; “Eşim, o zaman 4,5 ay boyunca cezaevinde kaldı. Ardından serbest bırakıldı. 2 sene yanımızda kaldıktan sonra, kendisine tekrar ceza geldi. Bundan dolayı 11 sene boyunca cezaevine girmemek için evden ayrılarak kaçak yaşamaya başladı. 2012 yılında ise yakalandı ve halen İzmir Kırıklar 1 Nolu F Tipi cezaevinde bulunuyor.” ifadelerini kullandı.
6 çocukla zorlu bir yaşam
Fatma Bal, yaşadıkları zorluklar hakkında da şunları söyledi; “11 yıl kaçak yaşamak zorunda kalan eşimden ayrı yaşamak zorunda kaldık. Onun biriktirdiği biraz parası vardı. O da tükenince zor bir hayat yaşamaya başladık. 6 tane çocuğum vardı. Eşim ilk cezaevine girdiğinde en küçük çocuğum 1,5 yaşındaydı. Eşim 2 yıldır İzmir’de cezaevinde. Ziyaretlerine gitmeye çalışıyoruz. Görüş zamanlarında bazen zorluklar yaşıyoruz. Küçük çocuklarım işte çalışıyor. Onların aldığı parayla geçimimizi sağlıyoruz.” ifadelerini kullandı.”
“Cezaevi ziyaretlerinde zorluklar yaşıyoruz, eşlerimizi artık serbest bırakın!”
Cezaevi ziyaretine gitme konusunda zorluklar yaşadıklarını vurgulayan Bal, Hükümete ve yargıya da seslenerek, “Eşlerimizin ve İslami davalardan cezaevinde olan herkesin serbest bırakılmasını istiyoruz. Hepimiz perişan olmuşuz. Eşlerimizin çocuklarının arasına katılmasını istiyoruz. Af çıkarılsın ve herkes serbest bırakılsın” çağrısında bulundu.
“Babamı cezaevinden çıkarsınlar”
Seyfettin Bal’ın küçük çocuğu Hasan Bal ise, şunları söyledi; “Babam cezaevine girdiğinde ben 12 yaşındaydım. Şuanda çalışmak zorunda kaldığım için bir işte çalışıyorum. Babamı görmeye ancak ayda bir sefer gidebiliyoruz. Babamın ve bütün Müslümanların cezaevinden çıkmasını istiyorum.”
Seyfettin Bal’ın küçük çocuklarından Edanur ile Hakim ise “Babamızın çıkmasını istiyoruz, babamız cezaevinde olduğundan dolayı okula da gidemiyoruz.” diyerek yetkililere seslendiler.
Öte yandan mütedeyyin şahıslara yönelik 2000 yılı ve sonrasında yapılan baskı ve gözaltı zulmü ile, Seyfettin Bal’ın iki ağabeyinin de cezaevine girdikleri öğrenildi. (İlyas Yıldız – İLKHA)