Bakan Pakdemirli, TAGEM bünyesindeki Bitkisel Gıdalar Araştırma Merkezi'nin açılış törenine katıldı. Pakdemirli burada yaptığı konuşmada, tarımsal üretimde 2050'de iklim değişikliğinin etkisiyle verimde yüzde 10-25 düşüş beklendiğini ve yapılan araştırmaların, artan nüfusu doyurmak için gelecek 30 yılda bugünkünden yüzde 60 daha fazla gıdaya, bunu üretmek için de yüzde 15 daha fazla suya ihtiyaç duyulacağını gösterdiğini aktardı.
Bu zor tabloda, ellerindeki en önemli silahın, Ar-Ge yapmak, inovasyon ve teknoloji geliştirmek olduğunun altını çizen Pakdemirli, şöyle devam etti:
Ancak bu şekilde, gıda güvenliğimizi garanti altına alır, geleceğe umutla bakar ve evlatlarımıza bu ülkeyi içimiz rahat bir şekilde teslim edebiliriz. Bugün Türkiye, bulunduğu coğrafyanın en büyük ve en güçlü tarımsal Ar-Ge altyapısına sahip ülkesi. Türkiye, ekilen tarım alanı bakımında dünyada 15'inci, mera dâhil toplam tarım alanın bakımından dünyada 31'inci sıradadır. Bu sıralamaya rağmen ülkemiz, tarımsal hasılada Avrupa'da lider, dünyanın ise ilk 10 büyük tarımsal ekonomisinden birisidir. Bu başarının sahibi Türk çiftçisidir, Türk çiftçisinin emeğidir.
Pakdemirli, bu anlamda Bakanlık olarak köklü ve yaygın tarımsal araştırma sistemiyle çiftçi ve üreticinin yanında olmaya devam edeceklerini belirterek, "Bakanlık olarak Ar-Ge çalışmalarımız için kendi Ar-Ge gelirlerimizle birlikte çeşitli kaynaklardan yıllık yaklaşık 1 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Ülkemizde üretilen arpanın yüzde 85'i, makarnalık buğdayın yüzde 69'u ve ekmeklik buğdayın yüzde 60'ı TAGEM enstitülerimizde geliştirilmiştir. Sadece bu üç tür bitkiden dolayı ülke ekonomisine olan katkımız yıllık yaklaşık 23 milyar liradır. Ülkemizdeki tarımsal Know-How'ın, yani çözümlerin yüzde 70'i Bakanlığımız araştırma sistemine aittir." ifadelerini kullandı.
Pakdemirli, Türkiye'nin, dünya un ve bulgur ihracatında birinci, makarna ihracatında ise ikinci sırada olduğuna dikkati çekerek, 2016-2020 ortalaması baz alındığında bu ticaretten ülke ekonomisine yıllık yaklaşık 1 milyar dolar net dış ticaret geliri sağlandığını söyledi.
Türkiye'deki gıda işletmelerinin yüzde 56'sının unlu mamuller sektöründe faaliyet gösterdiğini vurgulayan Pakdemirli, şu bilgileri paylaştı:
Bunların yaklaşık piyasa değeri 15 milyar dolara yaklaşmaktadır. Bitkisel Gıdalar Ar-Ge Merkezi sayesinde, dünyanın en büyük un ve makarna üreticisi ve ihracatçısı ülkesi pozisyonumuzu, daha kaliteli ve yeni ürünlerle güçlendireceğiz. Merkezimiz, ülkemizde faaliyet gösteren un, yem, makarna, bulgur, bisküvi, irmik, çeltik gibi ürünler üreten 1737 fabrikaya hizmet sunacak. Ayrıca kendi enstitülerimize ve 931 özel tohumculuk şirketine, bitki ıslah sürecinde yapacağı kalite analizleriyle katkı sağlayacak.
Merkezde, büyük bir biyolojik çeşitliliğe sahip olan Türkiye florasından insanlara yeni gıdalar üretilmesi için de inovasyon çalışmaları yapılacağını belirten Pakdemirli, şunları kaydetti:
Bunların yanında baklagiller, yağlı tohumlar, tıbbi aromatik bitkiler gibi birçok bitkiyi kullanarak bitkisel protein eldesi, glütensiz ürünler, özel beslenme ürünleri ve zaman içinde fonksiyonel gıdalar ile tıbbi amaçlı gıdalar çalışılacak. Bu amaçla örneğin çölyak hastalarımıza ekmekler, bebeklerimize devam mamaları, yaşlılarımıza özel beslenme ürünleri üreteceğiz. Gelişmiş teknolojilerle donatılmış ve bugün sıfırdan yapılsa 100 milyon liranın üzerinde bir maliyetle kurulacak bu merkezde 85 araştırmacı çalışacak ve ülkemiz gıda sektörünün büyümesine ve gelişmesine önemli bir katkı sağlanacaktır.
Pakdemirli, bugüne kadar yaptıkları çalışmalar sayesinde, tarım sektörünün son 12 çeyrektir kesintisiz büyüdüğünü ve tarımsal hasılanın 337 milyar liraya ulaşarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını hatırlattı.
Tarım ve gıda ürünlerindeki ihracatın geçen yılın üstüne çıkması temennisinde bulunan Pakdemirli, sözlerini şöyle tamamladı:
"Tarım ve gıda ürünleri ihracatımız 2021'in 7 aylık dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16 artarak 13,2 milyar dolar, dış ticaret fazlamız ise yüzde 76 artarak 3,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bizler de üreticilerimizi, yeni Ar-Ge çalışmaları, inovasyon ve teknolojilerle buluşturmaya, gıda güvenliğimizi garanti altına almak için dur-durak demeden çalışmaya devam edeceğiz."