Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Gaziantep’e gelen Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, kentteki turizm sektör temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda yaptığı konuşmada, 2016 yılında konjonktürel bir takım nedenlerin turizm sektöründe sıkıntılı bir dönem yaşanmasına neden olduğunu söyledi.
Gün boyu Gaziantep’te çeşitli açılışlara katılan Bakanı Avcı, son olarak kentteki turizm sektör temsilcileriyle bir araya gelerek bir toplantı düzenledi.
Gaziantep Mutfak Sanatları Merkezi'ndeki toplantıya Bakan Avcı’nın yanı sıra, Vali Vekili Uğur Aladağ, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, kamu kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşu ile turizm sektör temsilcileri katıldı.
Toplantıda konuşan Bakan Avcı, Gaziantep'in çok önemli bir kültür, sanat ve gastronomi merkezi olduğunu, bünyesinde önemli potansiyelleri barındırdığını, böylesine önemli bir kentin turizmden daha fazla pay alması gerektiğini belirtti.
2016 yılında konjonktürel bir takım nedenlerin turizm sektöründe de sıkıntılı bir dönem yaşanmasına neden olduğuna işaret eden Avcı, “2016 yılında konjonktürel bir takın nedenlerden dolayı önce Rusya ile yaşadığımız kriz, arkasından Türkiye’deki bazı olumsuz olayların Avrupa medyası tarafından aşırı derecede köpürtülmesi ve sistematik bir dezonformasyon kampanyasına zemin hazırlaması turizm sektöründe de bir sıkıntılı dönem yaşamamıza neden oldu. Bunu en iyi sizler biliyorsunuz.”dedi.
Bu krizin yapısal bir kriz olmadığını belirten Avcı, “Ama bu çok şükür konjonktürel nedenlerden dolayı ortaya çıkmış bir krizdi, yapısal bir kriz değildi. Turizmimizin yani sektörümüzün örgütlenmesinden kaynaklanan yanlışlardan ötürü ortaya çıkmış bir kriz değildi. Eğer böyle olsaydı, uzun vadeli olarak gerçekten endişe etmemiz gerekirdi. Ama Rusya krizinin aşılması örneğinde gördüğümüz gibi Rusya pazarı hızla toparlandı. İnşallah toparlanacak 2015 hatta 2014 rakamlarına doğru gelişiyoruz. Avrupa medyasında o sistematik kampanya biraz hız kesmişe benziyor ama yine özellikle de siyaset sınıfının başka hesaplarla Türkiye’ye yönelik yürüttükleri kampanyalar nedeniyle olumsuz etkilenmemiz halen sürüyor. Ama biz bunları aşacağız, aşmak zorundayız. Bunları aşabilecek güce sahip olduğumuzu 2016 krizinde sizlerin gösterdiği direnci gördük. Gerçekten bir başka ülkede böylesine ağır bir kuşatmışlık içerisinde bunalıma girseydi, kolay kolay ayağa kalkamazdı. Ama sektörümüz özellikle 2016’nın ağır şartlarında büyük bir dirençle, sabırla ve tecrübe ile aştı. Bu da bizim için bir tecrübedir. İnşallah bu tecrübenin de ışığında önümüzdeki 2017-2018-2019 geçmiş yıllarla kıyas edilemeyecek kadar iyi bir noktada olacak.”ifadelerini kullandı.
Avcı, “2016 krizinden aldığımız en önemli derslerden biri de biz 80’li yıllarda rahmetli Özal’ın başlattığı turizm hamlesinde o günün koşullarında da öyle gerektiği için ‘deniz, kum ve güneş’ turizmi üzerinden yürüdü. Orada gerçektende de başarılı bir tablo çizildi. Ama Türkiye ‘deniz, kum ve güneş’ten ibaret değil. Gaziantep’in tablosu ortadadır. ‘deniz, kum ve güneş’ten ibaret olsaydı bu geleneksel pazarlara kendimizi mahkum sayabilirdik. Ama Türkiye’nin ve Gaziantep'te de en güzel örneklerini gördüğümüz gibi hemen hemen bütün bölgelerinde, büyük şehirlerinde turizmin bütün türlerime ilişkin muazzam bir potansiyel var. Dolayısıyla ‘deniz, kum ve güneş’, Rusya, İngiltere ve Almanya parantezinin dışına çıktığımız zaman önümüzde devasa bir ürün çeşitliliği karşımıza çıkıyor.”şeklinde konuştu.
Gaziantep'te Çinli ressamların açtığı sergiyi hatırlatan Avcı, “İşte bugün Çinli ressamlar sergi açıyorlar. Bu çok önemli bir göstergedir. Gaziantep’te Çinli, Perulu, Ekvatorlu, Ganalı ressamların gelip suluboya sergisi açmaları, o serginin ziyaretçilerle dolup taşması, o ülkelerin sosyal medyasında bu ölçekte yer alması ‘deniz, kum ve güneş’ parantezinin ötesinde daha ne büyük imkanlara sahip olduğumuzun çok anlamlı bir göstergesidir.”diye konuştu.
Gaziantep’in pek çok özelliği olduğunu, özelikle gastronomi alanında önemli bir yere sahip olduğunu belirten Avcı, sözlerini şu ifadelerle tamamladı:
“Gastronomi alanında bir ülke değil, bir şehrin 500 çeşit yemek olması ne demek? Bu kadar büyük bir çeşitlilik içerisinde 500 çeşidi yemeği olan bir şehir. Sayın valim ‘Antepli her şeyden yemek yapabilir.’ dedi. Yaratıcı şehirler unvanı boşuna verilmiyor. Burada bir kültürden bahsediyoruz. 10-12 bin yıllık bir kültürden bahsediyoruz. Nerede durduğumuz, nasıl bir hazinenin ortasında olduğumuzu bilirsek bu şuurla biz Allah’ın izniyle turizmde de dünyanın ilk üçüne gastronomide ilk bire girmememiz için hiçbir neden yok.”
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de, “Şehirler birbirileri ile yarışıyor. Bu şehirler yarışında kendi iki büyük gücümüzü daha kuvvetli hale dönüştürmemiz için siz, ekibinize ihtiyacımız var. Bu konuda yerin altı ve üstüde kültür olan bir şehirde yaşıyoruz. Gazi ve ensar şehri bugün bu bütün gücünü kendi geçmişinden alarak geleceğe taşımak istiyor. Bu hayalimizi gerçekleştirmek istiyoruz.”diye konuştu.
KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ise, Türkiye ile KKTC arasında çok yakın önemli dostlukların bulunduğunu ve karşılıklı ikili turizm ilişkilerinin geliştirilmesi için ellerinden gelen desteği sağlamaya hazır olduklarını kaydetti.
Toplantı daha sonra basına kapalı olarak devam etti.
İLKHA