7 yaşında çırak olarak başladığı bakır işleme sanatını 52 yıldır sürdüren Cemal Mercan, bakır sanatının da diğer birçok sanat gibi gelişen teknolojiye yenik düştüğünü belirtti.
Ekonomik sıkıntılara bağlı olarak elemanın yetişmediğini belirten Mercan, bakır sanatının yaşatılabilmesi için desteklenmesi gerektiğini ifade etti.
Mercan, yarım asırdır severek yaşatmaya çalıştığı bakır işleme sanatını tanıtmak amacıyla Bitlis'in Ahlat ilçesinde düzenlenen 'Malazgirt Etkinlikleri'nde açtığı stantta sergiledi.
Sanatçının; çevresine güzel bakan, güzel gören, güzel düşünen ve güzel insanlar yetiştiren bir kişilik olduğunu hatırlatan Mercan, sanatı maddiyatla eşdeğer tutan insanların sanatçı olamayacaklarının altını çizdi.
Mercan, "7 yaşında başladım, 52 yıldır bu işi yapıyorum. Aslında sanatımız çok güzel bir meslek. Bakırın 10 bin yıllık bir maden geçmişi, bin yıllık da bir sanat geçmişi vardır. Maalesef günümüzde yeterli eleman yetişmiyor. Gaziantep bu işin merkezidir. Şanlıurfa ve Kahramanmaraş'ta da var ama işleme olarak Gaziantep'te var. Gaziantep bu işin merkezi olmasına rağmen orada da yeterli sayıda eleman yok." dedi.
"Milletler sanatları ve sanatkârları ile yaşarlar"
"İlk başladığımda dükkânımda 40 tane işçi vardı." diyen Mercan, şunları söyledi:
"Şimdi Türkiye'de 40 tane bakırcı ustası yok maalesef. Mesleğimiz adına, geleceğimiz adına çok üzüntü verici bir durum. Çünkü milletler sanatları ve sanatkârları ile yaşarlar. Kişi ölür, sanat eseri kalır. Sanatçının sanatta kazandığı para, hayatını idame ettirmesine yetmiyor. Benim yetiştirdiğim en az 30 tane eleman asgari ücret ile fabrikalarda çalışıyor. Bu beni çok derinden yaralıyor ama yapacak bir şey yok. Devletimiz yetişmiş sanatçıları koruma altına alabilir. Bu konuda Kültür Bakanlığının, Hazine Bakanlığı, İŞKUR, SODES destekli projeleri var yeni sanatçı yetişsin diye. Fakat bu çözüm olmaz. Yeni sanatçı yetiştirmekle birlikte eski yetişmiş sanatçıları kurtarmalıyız. Öncelikle sanatın ve sanatçının tek şansı budur."
"Bakır, varlığına varlık katan bir üründür"
Bakır madeninin pahalı olması nedeniyle de pazarlama sıkıntısını yaşadıklarını dile getiren Mercan, zengin insanlar olduğu halde sanatsever insanların az olduğunu vurguladı.
Sırf para kazanmak amacını güden insanların sanatçı olamayacağını belirten Mercan, "Bakırın bugün hammaddesinin kilosu 50 TL'dir. Maliyeti pahalı olduğu için bu, alıcıya pahalı geliyor veya pahalı zannediliyor. Hâlbuki en ucuz sanat dalı bakırdır. Aldığınız bir ürünü 20-30 yıl sonra 2 katına satma şansınız var. Oysa bir seramik, bir cam alıyorsunuz, elbette onlar da güzel sanatlardır fakat düşüp kırılıyor, ne sanatı kalıyor ne de sanat değeri. Bakırda böyle bir şey yoktur. Yüzyıllar boyu kendini korur. Bakır, varlığına varlık katan bir üründür. Onun için bakırın yaşantımızda çok önemli bir yeri vardır. Bu meslekten maddi anlamda bir kazanç sağlamadım ama bu mesleği seviyorum. Maddi kazanç elde etmemekte pişman mısınız derseniz? Asla değilim. Üretmeyi seviyorum." diye konuştu.
"Mutluluğu maddiyatta arayan insanlar, aslında hüsrana uğramışlardır"
Sanatta maddi gözle bakmayan sanatçıların, hem eserlerinin hem de isimlerinin bugün bile yaşadığına dikkat çeken Mercan, diğer sanatlarda olduğu gibi bakır işleme sanatının da gelişen teknolojiye yenik düştüğünü söyledi.
Mercan, "Tarihler boyu Picasso, İbn-i Sina ve resim sanatçılarımıza bakın! Bu insanların çoğu ekmeğe muhtaç yaşamışlardır. Fakat isimleri abideleşmiş. Bugün biz sanatçılar da bunu yaşıyoruz. Yeniden dünyaya gelsem, yine bu işi yaparım. Üretmek, geçmiş nesilleri gelecek nesillere aktarmak, beni çok mutlu ediyor. Bundan da çok büyük mutluluk duyuyorum. Parayı ayrı yere, sanatı da ayrı yere koyarsanız, sanatı tercih ederim. Sanatçı bir insandan insana kötülük gelmez. Çünkü aklında para, çıkar, menfaat yoktur. Maddiyatı düşünmeyen bir insan, hayatta çok başarılı olur. Mutluluğu maddiyatta arayan insanlar, aslında hüsrana uğramışlardır." dedi.
İLKHA