Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Toplumsal Duyarlılık Projeleri Merkezi bünyesinde düzenlenen etkinlik ile organ bağışının önemine dikkat çekildi.
Etkinlikte konuşan Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Rektörü Profesör Doktor Arif Özaydın, katılımcıları duyarlılıklarından dolayı tebrik ederek, organ ve doku bağışı çağrısında bulundu.
Hiç kimsenin birbirinden farklı olmadığını belirten Özaydın, “Bu duyarlılığınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum. Konu sağlıksa gerisi teferruattır. Sağlıklı kalmanın yolunu arayacağız. Bir diğer davetim ise diğergamlık yani başkalarının dertleriyle, dertlenmeyi size tavsiye ediyorum. Bu çok önemli. Hadiste de ‘Veren el alan elden üstündür’ buyurulmaktadır.” dedi.
30 bini aşkın hastamız nakil bekliyor
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Rektör Yardımcısı Profesör Doktor Ayşe Balat ise, Türkiye’de böbrek nakli bekleyen hasta sayısının 30 bini aştığını belirterek, organ naklinin yaşam kalitesi ve hayatı idame etmek açısından çok önemli olduğunu söyledi.
Böbrek nakli bekleyen hastaların haftada 3 gün 4 saat diyalize girdiğini bildiren Balat, “Makine olmadan ya da karın diyalizi yapılmadan hayatlarını sürdürmeleri mümkün değil. Bu hastalar bir organ bekliyor. Organ bağışı yoksa biz her yıl bu hastaların yarısını bir sonraki yıl belki aramızda göremeyeceğiz. Ülkemizde organ bağışının artırılmasına yönelik çok ciddi çabalar var. Çünkü bizde aile, akraba bağları çok güçlü ve canlı bağışçı oranları yüksek. Avrupa, Amerika ortalamalarının çok üstündeyiz, dünyada birinciyiz. Bu övünülecek biraz da düşündürecek bir şey. Milyonlarca insan da ölüyor. Kadavralardan organ bağışı almamışsanız bu organlar ölen kişilerle birlikte toprak oluyor. Halbuki bu organa hayatını bağlamış, onları bekleyen binlerce insan var. Dolayısıyla organ bağışına teşvik etmek, aileleri teşvik etmek bilinçlendirmek son derece önemli. Gelin biz de organ bağışı ile bu hastalarımıza umut olalım.” çağrısında bulundu.
Gaziantep’te yaklaşık bin 500 kadar kronik böbrek hastası olduğu bilgisini aktaran Gaziantep Sağlık Müdürü Doktor Ümit Mutlu Tiryaki de hepsinin birer nakil adayı olduğunu belirtti.
“Bağışlanan organ yeni bir yaşam demek”
Naklin, canlı ve kadavradan yapılabildiğini ifade eden Tiryaki, “Kadavra oranlarımızda son iki yılda çok ciddi düşme var. 2018-2019 yılına bakıldığında yaklaşık bin kişi bu konuda bağışçı olmuş. Geçen yıl 146, bu yıl da 63 yani sayı açısından da çok kötü durumdayız. Son dönemde yapılan nakillerin büyük bölümü canlı donörlerden yapılmış. Bağışlanan organ yeni bir yaşam, insanlara umut demek. Ayşe gibi kızlarımıza, küçüklerimize bir şekilde yaşama yeniden tutunma umudu demek. Sadece böbrek değil çok sayıda organ ve doku nakli yapabilir duruma geldik. Teknoloji ve bilimimiz buna uygun hale geldi.” diyerek herkesi organ bağışçısı olmaya davet etti.
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından organ nakli gerçekleştirilmiş Ayşe Kaplan ise duygu ve düşüncelerini paylaştı.
“Herkesin organ bağışına destek vermesini istiyorum”
Hastayken her şeyin kısıtlı olduğunu ifade eden Kaplan, “Çok kötüydüm. Suyu bile serbest bir şekilde içemiyordum. Her zaman yorgun ve güçsüzdüm. Makinede haftada üç gün diyalize giriyordum ve bu hayat kalitemi çok kötü etkiledi. Şu an iyi durumdayım. Sevdiğim her şeyi yiyip, içebiliyorum. Herkesin organ bağışı konusunda bilinçli olmasını ve organ bağışına destek vermesini istiyorum.” diye konuştu.
Konuşmaların sonrasında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Böbrek Nakli Hastanesi bahçesine oluşturulan böbrek şeklindeki tasarıma menekşe dikildi.
Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Böbrek Nakli Hastanesinde gerçekleşen organ bağışının önemini vurgulayan iki kısa film izlendi.
Program balon uçurma etkinliği ile son buldu.