Baltık'ın sinir uçları

Ahmet YÜCEBAĞ

Ortadoğu'da kurulan hatlar, yapılan siperler, çirkefleşen ittifaklar karşılığını diğer bir kırılgan hat olan Orta Avrupa'ya sınır Baltık Denizinde göstermektedir.

NATO güçlerinin Baltık denizi etrafında mevzilenmesi olası Rus saldırısına karşı önlem almak amacıyla Baltık Ülkelerine yığınak yapmaktır. Gürcistan'da bazı bölgelerin işgalinden sonra Ukrayna'da başlayan savaş, Kırım'ın elden çıkmasına sebep olmuştu ve halen devam etmekte olan savaş Ukrayna'yı yıpratacaktır. ABD-Avrupa ve Rusya'nın çekişme alanı olan Baltık ülkeleri hattı, iki taraf için sinir damarlarını zorlamak olarak görebilir. ABD; NATO üzerinden bölgeye yığınak, tatbikat ve tacizlerle Rusya tarafının sinir uçlarına dokunmaktadır. Rusya Baltık denizinde yakaladığı pozisyonu güçlendirme ve Baltık'ı hinterlandı yapmaya çalışmaktır. Sıcak suya inmesi Baltık denizi ve Karadeniz ile mümkündür. Avrupa Birliğinin etkin ülkelerinden Almanya ile Kuzey Akım 2 Projesi, sadece Almanya'yı değil aynı zamanda enerjiden faydalanacak ülkeleri de susturmaktadır sorunu görmemelerini sebep olmuştur. Rusya, Enerji kozunu Tüm Avrupa'ya karşı tehdit ve şantaj olarak kullanmaktadır.

Avrupa enerjide Rusya'ya bağlı olmaktan kurtulmak için israil ve Rum doğalgazı büyük önem taşımaktadır fakat Kıbrıs görüşmelerinin sekteye uğraması enerjideki bağlılığı devam ettirmekle beraber ayrıca ABD, Kuzey Akım 2 projesinin sabote etmeye çalışmaktadır.

Baltık Denizi ülkelerinden Estonya'dan başlayan Karadeniz'e kadar inen ve Avrupa'ya korumak için çizilen sınır hattı Ukrayna ve Kırım ile yara almış durumdadır. Batı, Rusya'ya karşı sınırı korumaktan aciz görünmektedir. Olası bir savaşta ise; küçük devletler tamamen çaresiz durumda kalacaklardır.

ABD, Rusya'nın sinir damarlarıyla sadece Batlık Denizinde oynamamaktadır aynı zamanda Suriye ve Kafkas ülkelerinde, Afganistan'dan İran'a kadar sorunlu bölgelerin yaralarını kaşımaya çalışmaktadır. Bu güzergahın aynı zamanda İpek Yolu üzerinde olması hem Çin'i hem de güzergah üzerinde olan ülkeleri uzak veya yakın ilgilendirmektedir. ABD hem Baltık ülkelerinde hem de Orta Asya'da çatışma ortamında Rusya'nın hakkından gelemeyeceği bir sorun olarak görmektedir ve istemektedir.

Suriye'de savaşan Kafkas kökenli guruplar en çok Rusya'yı tedirgin etmektedir ve bunu Kafkas Bölgesi için fırsata çevirmeye çalışan ABD, Rakka'dan ve Musul'dan DAİŞ için açılan koridorlara yön vermeyi ihtimale bırakmayacaktır. Rusya etkisinde olan bölgelerden Suriye'ye giden savaşçı sayısı 20-25 bin dolayında olduğu tahmin ediliyor ve Rusya ‘Yalnız Kurt' saldırıları konusunda tedirgin olmaktadır. Avrupa'da yapılan saldırıların kendisine dönmemesi için katı önlemler alması muhtemeldir.

ABD saldırgan politikası sadece iki ülkenin etki alanlarında kendini göstermemektedir, aynı durum diplomatik ilişkilerde de kendini göstermektedir. ABD'nin, Rus konsolosluklarını kapatması, Rus diplomatlarına hareket alanı bırakmamasıyla yeni bir çekişme alanı oluşturmuştur. Rusya, kendi hinterlandına saldırı olma ihtimalini refleks tepkiyle savunma ve bazen saldırı ile cevap verirken; ABD'ye karşı çok daha temkinli davranarak oluşabilecek savaş ortamına mesafeli davranmaktadır. Kastedilen durum ise ABD- Rusya savaşı değildir. NATO ülkelerin yaptırımları ve ambargoları sınır hattındaki ülkeler ile oluşacak savaşlarla örgütler üzerinden olan vekalet savaşlarını, Rusya'ya karşı küçük devlet üzerinden devam ettirmeye çalışacaktır. Rusya ise ayrılıkçı gurupları destekleyerek Baltık ülkelerini tedirgin etmektedir.

ABD'nin saldırgan politikaları Rusya'yı masum yapmadığı gibi özellikle Suriye'de oynadığı oyunlar ve sebep olduğu katliamlar da unutulmamalıdır. Savunmasını güçlendirmek için Suriye'de denemesini yaptığı silah sayısı azımsanmayacak boyuttadır. Rusya zulüm ve katliamın aktörlerindendir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.