1971 yılında Bangladeş’te gerçekleşen ve bölünmeyle sonuçlanan savaş sırasında benimsediği birlik politikasıyla bölünmeye karşı çıkan Cemaat-i İslami Partisi liderlerinin idam edilmesi, İslam coğrafyalarında olduğu gibi ülkemizde de yankı buldu.
Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi Numan Şeker, yaptığı yazılı basın açıklmasında, Bangladeş’te Cemaat-i İslami Partisi liderlerinin idam edilmesine ‘Dur’ çağrısında bulundu.
Basın açıklamasında Bangladeş’in dikta rejimine ve uluslararası kamuoyuna seslenen Şeker, “Tamamen siyasi bir mahkeme tarafından yargılanan ve Bangladeş ile Pakistan’ın geleceğini düşünmekten başka bir eylemi bulunmayan ancak ‘insanlık suçu işlemekle’ itham edilen bu insanların darağacına gönderilmesi, başlı başına bir insanlık suçudur ve buna derhal son verilmelidir” dedi.
Cemaat-i İslami Partisi liderlerinin Bangladeş yönetimi tarafından intikam hırsı ve yok etme hedefiyle idam edildiğini belirten Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker, “Ümmetin birliğini, İslam dünyasının birlikteliğini savunan ve bu çerçevede yürüttüğü çalışmalar nedeniyle parti, sürekli hedef alınmaktadır. Cemaat-i İslami Partisi’ne yönelik devlet terörünü, adalet cinnetini ve bu yolla hem İslam'ı hem de Müslümanları hedef alan Bangladeş yönetimini kınıyoruz. Hukuk tanımaz, insan onuru bilmez yönetimin arkasında duran ve cesaretlendiren herkesçe malum ülkeleri Bangladeş'te yaşanan vahşetin suç ortağı olarak görüyor, onları da bu tavırlarından vazgeçmeye davet ediyoruz.” diye konuştu.
“Uluslararası kamuoyu idamları seyretmekle kalıyor”
Aralık 2013’te Abdülkadir Molla’nın, geçtiğimiz Nisan ayında ise Muhammed Kamaruzzaman’ın Bangladeş’in dikta rejimi tarafından idam edildiğini hatırlatan Şeker, “Cemaat-i İslami Partisi Lideri Ghulam Azam, hukuksuz bir şekilde ömür boyu hapse mahkum edilmesine dayanamayarak 92 yaşında hapishanede Hakk’a yürümüştür. Bangladeş rejimi şimdi ise Cemaat-i İslami’nin geri kalan liderlerini idam sehpasına göndermeye hazırlanıyor” diyerek, şöyle devam etti: “Bangladeş’te Şeyh Hasina diktası hukuksuz, temelsiz ve uyduruk bir mahkeme ile tek suçu 1971’de Pakistan’ın bölünmesine karşı çıkmak olan parti liderlerini idam sehpasına gönderiyor. Ne hazindir ki hem İslam dünyası hem de uluslararası kamuoyu ise idamları seyretmekle kalıyor.”
“Bu insanlık suçu, bir gün bumerang gibi göz yumanları vuracaktır”
Bangladeş rejiminin ülkede ‘Batı odaklı’ bir yaşam dikte etmesi ve tamamen bu nedenle İslami hassasiyetleri bulunan insanları yıldırmak için Müslümanların liderlerini katlettiğini vurgulayan Şeker, “Bu kabul edilemez bir durumdur. Kuşkusuz; Cemaat-i İslami Partisi’nin liderlerini idam sehpasına gönderilmesi ülkedeki Müslümanları hedeflenenin aksine birleştirecektir, bütünleştirecektir. Bu hukuksuz idamların Bangladeş’e, demokrasiye, hukuka, insan hak ve özgürlüklerine zarar vermenin ötesinde bir anlam taşımadığı çok açıktır. İslam coğrafyasında yaşanan insanlık dramlarının, haksızlık ve hukuksuzluklarının Batı’nın dikkatini çekmemesi şaşırtıcı değildir. Ancak şu bilinmelidir ki, göz yumulan bu dramlar, hukuksuzluklar, insanlık suçları bumerang gibi bir gün buna göz yumanları da vuracaktır şeklinde konuştu.
“Bu hukuksuzluk derhal son verilmeli”
Bangladeş rejimini akl-ı selim olmaya davet eden Numan Şeker, “Memur-Sen ailesi olarak, Bangladeş halkının yanında olduğumuzu buradan haykırıyoruz. Bangladeş’in iç huzuruna zarar veren, ülkede ayrışmaya neden olacak idam kararlarını protesto ediyoruz. Uluslararası kamuoyuna, insan hakları örgütlerine ve Bangladeş rejimine bu hukuksuzluğa derhal son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.” sözleriyle basın açıklamasına son verdi. (Zeki Aras –İLKHA)