Zihnimiz, gönlümüz ne kadar boş, malayani, önemsiz şeylerle dolu Allah’ım! Bu mübarek ayda, bu fırsatlar ayında bari bizi kendimize getir, zihnimizi Kendinle meşgul et, Ramazan’ın değerini bilenlerden kıl Allah’ım! Bu fırsatlar ayında bize yardım et ki uzuvlarımızı günahlardan koruyalım, kulaklarımızla boş şeyler dinlemeyelim, gözlerimizi günaha, harama, eğlenceye dikmeyelim; ellerimiz, ayaklarımız haramdan uzak dursun; midemize helal ettiğinden başkası girmesin!
Gıybetin, dedikodunun, iftiranın, yalanın, boş sözlerin tüm günümüzü doldurduğu bu çetin imtihan asrında, tüm imkânların, teknolojinin harama, günaha çalıştığı bu modern çağda bari bu ay dilimiz sadece Senin zikrinle, Kur’an’ın dirilten kelamıyla meşgul olsun; dua ve yakarış sözleri dökülsün sadece… Belki dualarımızdan, yakarışlarımızdan biri o büyük geceye, bin aydan daha hayırlı olan, duaların kabul edildiği geceye denk gelir de bizim için kurtuluş kapısı açılır, cennete gidecek bir yol bulunur.
Rabbim! Amellerimizi kendine has kıl! Tüm emekleri, gayretleri suyun üzerindeki köpük gibi, rüzgârda savrulan bir yaprak gibi yok olup giden, azık torbasındaki yiyecekleri riya ve gösteriş deliğinden yerlere saçılıp heba olan gafillerden kılma bizi! Ün ve şöhret tutkunu zavallıların amelleri yok eden hevesler hastalığından bizi uzak tut ki her şeyimizi sadece Senin için yapalım, Senin rızandan başka amacımız olmasın; hayatımızın hedefi sadece Sen olasın!
Bari bu ayda namazımız namaz olsun ey sonsuz merhamet sahibi! Muhammed Mustafa gibi, tertemiz Ehl-i Beyt’i gibi, seçkin Ashabı gibi, sadıklar, şehitler, veli kullar gibi namazın yüce mertebelerine ulaşan, namazı Seninle muhabbet, kulluk ve aşk deryasında kaybolmak için gerçek bir köprüye, nurani bir geçide, hakiki bir miraca dönüştüren şerefli kulların arasına kat bizi Allah’ım! “O kullar ki namazlarını huşu içinde kılarlar” övgüsüne mazhar kıl! Namazla ruhunda, fikrinde, amelinde devrim yapan, namazın kendisini günahtan, haramdan, isyandan uzak tuttuğu muhlisler arasına kat!
Bize acı Rabbim! İsrafın, gereksiz harcamaların, oburluğun, mide ifsadının bir hastalık gibi bünyemizi kemirdiği, her şeyi kendimiz için, ailemiz için doyumsuz bir hırsla istediğimiz, bencillik ve benmerkezciliğin kutsandığı, bireyciliğin özgürlük ve uygarlık sayıldığı bu karanlık zaman diliminde bari bu ayda bizi kendimize getir, hayvani arzularımızın kâbuslarından uyandır! Bari bu ayda şeytanın fısıltılarına kulaklarımızı tıkayalım, onun zevkler ve şehvetlerle bezenmiş tuzağına düşüp cehenneme yuvarlanan odunlara dönüşmeyelim! En az kendimiz kadar yoksulu, muhtacı düşünelim, infak ehli olalım; sadaka ve infaklarımızla muhtaçların gönlünde yer edinip dudaklarındaki dua ikliminde kendimize de birer yer açalım!
Allah’ım bu ayı öyle bir şekilde yaşayanlardan kıl ki, günlerimizi öyle bir doldur ki, gecelerimizi dua, namaz, zikir ve Kur’an’la süsle ki veda günleri geldiği zaman yıkanmış bir ruh, ilahi aşkla mest olmuş bir gönül, infakla huzur bulmuş bir zihinle, bambaşka bir insan olarak yolumuza devam edelim! Ve diğer günlerde de, aylarda da Kevser yolcusu olmaya takat bulabilelim!