Her gün gencecik fidanlar toprağa veriliyor. Her tarafta kan ve gözyaşı var.
Doğrular yalanlar karşısında mağlup olmuş, herkes kendi doğrusu etrafında dolanıyor.
İntikam naraları hem sokakta atılıyor, hem medya da paylaşılıyor. Medya tetikçiliğe soyunmuş.
Ateş bütün yurdu sarmış, herkes öfkeli, barut gibi.
Linç kampanyaları eşliğinde gariban Kürtler, salt kimliklerinden dolayı lince tabi tutuluyor.
Sağduyu çağrıları, temennileri, dilekleri her gün biraz daha anlamını yitiriyor.
……
Bir adım atalım, çözüm için, barış için, kardeşliğimiz için, yarınlarımız için…
Nasıl birileri de savaşı başlattıysa biz de barışı başlatan taraf olalım, çok geçmeden, çok daha ağır bedeller ödemeden,
Fedakârlık yapalım, kendimizden, kendi doğrularımızdan, haklılığımızdan…
Evet, barış için ayağa kalkıp bir adım atalım,
Fakir ve fukaranın ocağına ateş düşmemesi için,
Anaların, babaların, evlatların, kadınların, kardeşlerin ağlamaması, dul, yetim kalmamaları için,
Ölümlerin, acıların, gözyaşların sıradanlaşmaması için,
İki ayrı halkın arasına daha fazla kin ve nefretin ekilmemesi için,
Egemenlerin siyasi rant masalarına meze olmamak için,
Gerçekliğe daha fazla yalan karışmaması, doğruların ölmemesi için,
90'lı yılların retoriğine dönmemek ve devletin 90'ların refleksini göstermemesi için,
Faşizmin bataklığına saplanmamak, insanlığımızı daha da yitirmemek için,
Seçim sürecinde kan üzerinden siyasetin değil; sosyal ve ekonomik projelerin konuşulması için,
Egemenlerin dayattığı düşünceden kurtulup öz düşünmek için,
Kardeşlik hukukunun uygulanması, beraberce, kardeşçe yaşamak için,
Barış için, çözüm için, kardeşlik için sessimizi daha gür çıkaralım.
Bilelim ki bizler sadece yaptıklarımızdan değil; yapmadıklarımızdan da sorumluyuz.
Onun için, barış için bir adım atalım…