İnanıyorum ki Başbakan şu kanayan yaraya merhem sürecek ve başörtü yasağını artık çözecektir. Hanımı, kızları ve ailesi başörtülü olan bir başbakandan da beklenen budur. Okullara gönderilen genelgenin (imam hatiplerle ilgili olanı hariç) onu da rahatsız ettiğine, en azından onu hoşnut etmediğine inanıyorum. Müslüman bir bireyin veya Başbakan`ın bu yasak karşısında rahatsızlık duymaması düşünülemez.
Bakın, Başbakan 2-3 ay önce CNN International`da gazeteci Christiane Amanpour`a verdiği mülakatta ne diyor. Amanpour, başörtüsü yasağından bahsederek, Başbakan`a kendi kızlarını Amerika`da okutmak zorunda kalması yüzünden ne hissettiğini soruyor. Sözün başörtüsü yasağına gelmesinden memnuniyet duyan Başbakan aynen şunları söylüyor:
"Ben çok teşekkür ediyorum. Ufkumu açtınız. Ak Parti iktidara geldiğinde, ülkemizde başörtüsü yasağı devam ediyordu ve ben de bu yüzden kızlarımı yurt dışında okumaya göndermek zorunda kaldım. Amerika`da böyle bir sorun yok ama benim ülkemde var. Hâlâ bu sorunu çözemedik. Yeni yeni çözüyoruz, çözülüyor. Biz insanların özgür olmasını istiyoruz. Eğer bir insan üniversiteye başı kapalı gidemiyorsa ve başı kapalı olmayan gidebiliyorsa; bu net bir ayrımcılıktır. Biz ülkemizde herkesin her ne yapmak istiyorlarsa, ona ulaşmak için bütün fırsat ve imkânlara sahip olmalarını istiyoruz."
Başbakan başka bir konuşmasında da başörtüsü serbestiyetiyle ilgili, “Mahkemenin bu konuda söz söyleme hakkı yoktur. Bu konuda söz söyleme hakkı din ulemasınındır. Dinde bunun yeri varsa dinde bunun hükmü varsa o zaman buna saygı duymak zorundasınız... Ben diyorum ki dinde bunun yeri var. Çünkü bu alanda biraz mürekkep yaladım. Bu önümüzde bir sorundur. Ergeç bunu çözmemiz lazım…” şeklinde ifade buyuruyor.
Dinin, İslam’ın ve Kur’an’ın hüküm koyduğu bir konuda nasıl ki Başbakanın ifade ettiği gibi mahkemenin söz söyleme ve karar alma gibi bir yetkisi ve hakkı yoksa herhangi bir bakanın veya bir kurumun da söz söyleme hakkı olmamalıdır, olamaz. Yönetmelik ve kanunlarla engeller konulamaz. Çünkü bu husus artık bir insan hakkı ve inanç özgürlüğü kapsamında olup Yüce Yaratıcı’nın korumasındadır. Ona dokunan gayretullaha dokunmuş olur.
Zaten onun için diyorum ki, Başbakan bu işi çözecektir. Çünkü bu konuda Yüce Rabbimizin kesin emri,ulemanın tefsiri, toplumun salahiyeti,halkın talebi ve yukarıda ifade edildiği gibi Başbakan ve Ak Parti’nin kesin sözü vardır…
Peki, ya şu zamana kadar niye çözülmedi diye sorarsanız, el-an için verilecek bir söz karşılığında geçmiş dönemle ilgili taksiratları Allah’a havale edebiliriz. Yeter ki bir an önce bu adım atılsın. Yeter ki başkalarının dediği gibi bu iş artık siyasi malzeme olarak kullanılmasın. Seçimden seçime aralama ve rahatlatma taktiklerinden vazgeçilsin…
Şuana kadar yapılan bütün eleştiriler de dindar bir halkın haklı beklentilerinin karşılık bulmamasından ve umut bağladıkları bir iktidarın istek ve arzularına cevap vermeyişindendir. Yoksa kesinlikle hiçbir Müslüman birey veya sivil toplum kuruluşunun amacı bağcıyı dövmek değildir. Bunu herkes bilmeli ki amaç üzümü yemektir
Şuana kadar çekilen sıkıntı için de herkesin Allah`a hesap vereceği muhakkaktır. Şimdiye kadarki yaklaşım, takınılan tavır; derin güçlerin, dış güçlerin, iç güçlerin veya kendi tavrının olup olmadığının elbette halkın yanında bir karşılığı olduğu gibi Rabbimiz nezdinde de bir hesabı ve karşılığı vardır. Temennimiz, en kısa sürede Başbakan’ın tümüyle bu sorunu çözme yönünde talimat vermesi ve halkın haklı tepkilerini dindirme yolunda adım atmasıdır. İnancım odur ki Başbakan artık bu sorunun çözümü noktasında gerekli adımları atacaktır… Bilmem yanılıyor muyum?
Selam ve dua ile…