Ümraniye'de düzenlenen Erzincan Kültür ve Eğitim Vakfı Danışma ve Dayanışma Toplantısına Başbakan Binali Yıldırım’ın yanı sıra, İstanbul Valisi Vasip Şahin, Erzincan Valisi Ali Arslantaş ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci de katıldı.
Başbakan Binali Yıldırım, Ümraniye'de düzenlenen Erzincan Kültür ve Eğitim Vakfı Danışma ve Dayanışma Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bölücü terörle mücadele ederken ve 15 Temmuz'da hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet diledi.
Gazilere ve yaralılara hayırlı ve uzun ömürler temenni eden Yıldırım, salondaki davetlilerden şehitlerin ruhun için Fatiha okumasını istedi.
Başbakan Yıldırım, 1993'te başlayan vakıf çalışmalarına değinerek, "O vakfın kurucularından biri de değerli ağabeyimiz, ülkemize ve devletimize büyük hizmetleri geçmiş Coşkun Bey'dir. Bunun dışından bugünlere gelmesinde maddi manevi her türlü desteği veren bugün de aramızda olmayan bütün hemşehrilerimize de Allah'tan rahmet diliyorum. Hizmet edenlere şükranlarımızı sunuyorum. Bu 26 yıllık seferberliğin bir bölümünde ben de beraber oldum. 2000'li yılların başında aktif olarak Erzincan Kültür ve Eğitim Vakfı'nın faaliyetlerine katılmaya gayret ettim. Bu bir hayır işidir. Hayır ve hasenat işinin iki boyutu vardır. Birisi vakit, biri nakit. Vakti olan koşturacak. Gece gündüz koşturacak. Vakti olmayan da nakdi konuşturacak."
"Bu terör örgütünün ihanet içine girmiş bölümü hesabını verecek"
Başbakan Binali Yıldırım, vakıf hizmetleri ve FETÖ'cüleri değerlendirdiği konuşmasına şöyle devam etti:
"Burada himmet, ibadet, ticaret ve ihanet var. Bu vakıf, hep hizmet, ibadet, hayır ve hasenatta kalacak. Ticarete, ihanete bu vakıfta geçit yok. Her şey apaçık olacak, saydam olacak. Böyle her yıl eylül ayında bu vakıf toplanır, milletin gözü önünde geleceğimiz gençlerimiz için destek ister. Gönlünden ne koparsa. Zorlama yok. 'Allah rızası için. Ben gençlerimize ve geleceğe yatırım yapmak istiyorum.' diyenler burada birbirleriyle yarışır. Vakıflar için can kurban, başımızın gözümün üstünde yeri var. Ama milletin dişinden tırnağından artırdığı... 'Dinimiz yükselsin, gençlerimiz memleket sevenler yetişsin, dinini, diyanetini öğrensin' diye para verenlerin, paralarını toplayıp yurt dışında senatörlerin seçimlerinde, lobi kuruluşlarının faaliyetlerinde, ülkelerde rejimlere ayar vermeye harcayan alçaklara, teröristlere verilecek kör kuruşumuz yoktur. Verdiğiniz her kuruşu da vatandaşların verdiği her kuruşu da fitil fitil burunlarından getireceğiz. Geri alacağız. Bir tanesini konuşturuyorlar. Diyorlar ki 'Amerika'ya 30 milyon dolar para göndermişsin. Ne iş?' Çocuğum daha iyi okusun diye gönderdim.' diyor. Milletin paraları ne işlere gidiyor. 30 milyon dolara bir çocuk mu okur? Sen çocuk mu kandırıyorsun?' Milletin parasını iç edeceksin, oraya buraya peşkeş çekeceksin, ondan sonra da 'din, diyanet' diyerek bol keseden, işkembeden atacaksın. Ne yaparsa yapsın, hangi yalanlara başvurursa başvursun hesabını verecek. Bu terör örgütünün ihanet içerisine girmiş bölümü mutlaka hesabını verecek. İbadet bölümünde kalmış olanlar hiç merak etmesinler. Onların hiçbir suçu yok."
“241 Şehidin, 2 bin 194 gazinin hesabını sormak boynumuzun borcudur”
Söz konusu ibadet kesiminin duygularının halis olduğunu dile getiren Yıldırım, onların Allah için, insanlık için çaba sarf ettiklerini söyledi.
Başbakan Yıldırım, onların bedel ödemeyeceğini anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu işin ticaretini yapan, yaptığı ticaretle ihanet yapan, darbeyi yapmaya kalkışanlar asla ve asla kimse bunları masum diye savunmasın. Bunlara masum diyenleri gördük. Darbe gecesi dost bildiğimiz birçok ülke bu darbenin neden başarısız olduğunu anlatmaya çalıştılar. Çünkü onlara o kadar teminat verilmiş ki 'Darbe olacak. Tayyip Erdoğan gelecek. AK Parti iktidardan düşürülecek. Biz de bölgedeki projelerimizi engelsiz uygulayacağız.' Teminat verilmiş. Nereden anlıyoruz? Darbeden sonra adamlar şaşkın. 'Ya bize böyle denmemişti. Ne oldu? Hesap tutmadı. Bir yerde bir yanlış var.' Lafı ileri de götürdüler. 'Bir daha darbe yaparken 10 tane altın kural var. Bunlara dikkat edin.' diye tavsiyelerde de bulundular. Bütün bunlar ortadayken bakıyorsunuz içeride bazı siyasi partiler darbeyi bıraktılar, unuttular. Sanki darbe yok. 'Filanca niye açığa alındı, filanca niye soruşturuldu, neden tutuklandı?' Başladılar avukatlık yapmaya. Kimse kusura bakmasın. Bu millet uçurumun kenarından dönmüştür. 241 şehidin, 2 bin 194 gazinin hesabını sormak boynumuzun borcudur. Kimse 15 Temmuz'u unutturmaya çalışmasın. 15 Temmuz Türkiye'nin ikinci kurtuluş mücadelesinin zaferle sonuçlandığı günün adıdır."
“Yenikapı birlik ruhundan rahatsız olanlar var”
Yenikapı birlik ruhundan rahatsız olanlar bulunduğunu, Yenikapı'daki kardeşliği, birlikteliği nasıl bozacaklarının hesabını yapanlar olduğunu anlatan Başbakan Yıldırım, "Biz milyonlara orada bir söz verdik. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin iktidar partisi, onun başbakanı bir söz verdi. 'Bu birliği, beraberliği, kardeşliği gözümüz gibi koruyacağız' dedi. Ne yaparlarsa yapsınlar bu birlikteliği, bu kardeşliği bozan taraf biz olmayacağız kardeşim. Bunu buradan bir kez daha açıkça söylüyorum. Eski Türkiye'nin alışkanlıklarına asla ve asla müsaade etmeyeceğiz. İşe yaramayan, enerjiyi boşa tüketen siyaset anlayışının bir parçası asla olmayacağız." diye konuştu.
Sivil toplumun demokrasinin bir parçası olduğunu, sivil toplum kuruluşları ne kadar artarsa, demokrasinin de o kadar gelişeceğini aktaran Yıldırım, sivil toplum örgütlerinin ulaştığı etkinliğin aynı zamanda demokrasinin gücünün de gelişiminin de bir ölçüsü olduğunu vurguladı.
Binali Yıldırım, "İftiharla söylemek isterim ki bu olumlu gelişmelerde AK Parti iktidarlarının çok büyük katkısı vardır. AK Parti anlayışında milletin iradesi ve onun kurumları esastır, önemlidir. İktidarda olduğumuz 15 yıl boyunca bu anlayıştan bir milim şaşmadık. Darbeleri, vesayetleri, dayatmaları görüp, şapkasını alıp giden siyasetçilerden, darbelere karşı aslanlar gibi duran, milletin karşısında şapka çıkaran bir iktidar var. O iktidar AK Parti iktidarı olmuştur." diye konuştu.
2002'den bu yana vakıflarla, derneklerle sürekli istişare halinde olduklarını dile getiren Başbakan Yıldırım, toplumsal gerilimlerin ortadan kaldırılması, kardeşlik hukukunun canlı tutulmasının STK’larla birlikte çalışmayla mümkün olacağını dile getirdi.
“Sivil Toplum Örgütlerinin etkinliklerini artırmaları bizim için önemli”
Binali Yıldırım, şöyle konuştu.
"Sivil toplum örgütlerinin etkinliklerini artırmaları, tabanın sesini yukarıya taşımaları bizim için çok önemlidir. İşte bu nedenle proje esaslı desteklerle sivil toplum kuruluşlarının kapasitelerini artırdık. Sivil toplum kuruluşları kamu işbirliği çerçevesini çizen kanunlar çıkardık. Vakıf kurma, hakkına faaliyetlerine getirilen bütün sınırlamaları kaldırdık. Dernek işlemlerini ve denetimlerini çok basitleştirdik. Sivil toplum kuruluşlarımızın görüşüne her zaman itibar ettik. Devletin vatandaşlarının bir araya gelmesinde, örgütlenmesinde şüpheci bir yaklaşım içinde olmadık. 'Sivil toplum kuruluşları toplumumuzun ortak vicdanıdır, aklıdır' dedik, hep önlerini açtık. Bu yaklaşımın en büyük faydasını da eğitim alanında gördük, görüyoruz. Bugün tam 2 bin 876 vakıf öğrencilerimize burs veriyor, destek oluyor."
Erzincan Kültür ve Eğitim Vakfının da bunlardan biri olarak gördüğünü ifade eden Yıldırım, kendisinin de mensubu olmaktan gurur duyduğu vakfın 300 üyesi olduğunu belirtti.
Üyelerin 26 yıldır yılmadan, yorulmadan gençlerin daha iyi yetiştirilmesi için tüm imkanları seferber ederek burs verdiğini kaydeden Binali Yıldırım, "Bugüne kadar 30 bin gencimiz vakıftan burs aldı, eğitimini sürdürdü. Ayrıca son yıllarda vakfımız yurtlara da yatırım yapıyor. İlk yurdunu İstanbul'da kız öğrenciler için açtı, bir erkek öğrenci yurdu açılma çalışmaları da devam ediyor. El birliğiyle daha fazlasını daha iyisini yapmak için buradayız, bir aradayız. Bu hayır yarışında Erzincanlılar önde olmak üzere bütün dostlarımız, hepimiz bir arada olacağız, birlikte hareket edeceğiz." diye konuştu.
“Gençlerle iftihar ediyoruz”
Gençler için ne yapsalar az kalacağını, gençlerin, sadece gelecek için değil, bugün de en büyük teminat olduğunu vurgulayan Yıldırım, "Bunu neye dayanarak söylüyorum? Yine 15 Temmuz gecesine gideceğim. Gençlerin apolitik olduğu hep söylenirdi. Ülkenin gündemiyle ilgilenmedikleri söylenirdi. Ama o gece, hayatının baharında, kimisi öğrenci, kimisi işçi, onlarca gencimiz, vatan, bayrak için gözünü kırpmadan canını verdi. Bir kez daha, Türk gençliğinin, ülke tehlikeye girdiğinde, millet tehlike içinde olduğunda neler yapabileceğini 15 Temmuz akşamında cümle alem gördü." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, gençlerle iftihar ettiklerini kaydederek, şöyle devam etti:
"Kadınlarımızla, 79 milyon vatan evladıyla iftihar ediyoruz. Orada parti bayrağı yoktu. Sağ-sol, Alevi-Sünni ayrımı yoktu. Orada, aynı hedef, aynı gelecek için kalplerin çarptığı azimli bir toplum vardı. Böyle bir milletin ferdi olduğum için Rabbime ne kadar şükretsem azdır. Vatanımıza, milletimize, ülkemize, demokrasimize yönelik bir tehdit karşısında, nelerin yapılabileceğini, hangi destanların yazılacağını gördük. 241 şehidimizin her birinin ayrı bir kahramanlık destanı var. Bunlar kitaplaştı, ölümsüzleştirildi. Okudukça ibret alıyor insan. Hakikaten bu şuur karşısında yapılacak tek şey şapka çıkarmaktır. 15 Temmuz gecesi milletimizin en büyük gücü, meydanları dolduran milletti. O gece yaşlımız-gencimiz, kadınımız-erkeğimiz bu alçak darbe girişimcilerinin karşısında dimdik durdu."
Nerede bir hain grubu varsa, onların karşısında en ön safta olan gençlerin, canlarını feda ederek, demokrasiye, hukuka, bayrağa, ezana sahip çıktığını vurgulayan Başbakan Yıldırım, ayrıca gençlerin canları pahasına ülkenin savunmasına koştuklarının altını çizdi.
Başbakan Yıldırım, darbe girişiminde çok sayıda gencin şehit olduğunu hatırlatarak, tek tek isimlerini saydı.
Bazı genç polis ve askerlerin de şehit olduğunu hatırlatan Yıldırım, "Asker üniforması içindeki FETÖ’cü alçaklar, katiller o gece bu gençlerimize kıydılar. Tüm dünyaya örnek olacak değerlere sahip bir gençliğimiz var. Bu güzel gençliğe güzel bir gelecek hazırlamak da bizim görevimizdir. Bugün bu görev için buradayız. Mesele bayrak, vatan, istiklal olunca gerisi teferruat oluyor. Bu güzel gençliğe geleceğini hep birlikte hazırlayacağız. Bu sorumluluğu hepimiz taşıyoruz." ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, darbe girişiminde şehit düşen Erzincanlılar da olduğunu vurgulayarak, onların da isimlerini saydı.
Yıldırım, Erzincan Kültür ve Eğitim Vakfı Danışma ve Dayanışma Toplantısı'nda masaları tek tek dolaşarak hemşehrileriyle sohbet etti.
İLKHA