Çukurova Üniversitesi Arap Dili ve Belagatı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Musa Alp, İLKHA’ya yaptığı değerlendirmesinde musibetin tanımını yaparken, “Musibet, kelime olarak insanı acıtan ve yaralayan olaylara denir. Bizi sıkıntıya sokan her şey musibettir.” ifadelerini kullandı.
Yaşanan musibetleri başlıklar halinde sıralayan Alp, “İlk insan ve ilk Peygamber Hazreti Adem’in (Aleyhi Selam) cennetten çıkarılması ve dünyaya gönderilmesi, musibetlerle yüzleşmesi ve tedbir alması, Rabbimiz tarafından istenilmiş olabilir. Dünyamızda musibet, olmazsa olmaz hallerdir.” şeklinde konuştu.
Ülkemizde olduğu gibi dünyanın farklı bölgelerinde deprem, aşırı sıcaklık, aşırı yağış, kıtlık gibi musibetlerin olabileceğini aktaran Alp, insana düşen hususun tedbir alması gerektiğini söyledi.
“İnsanların ihmali sonucunda başımıza musibet gelebilir”
“Rabbimizden gelip yine O’na (Celle Celeluhu) döndürüleceğimize iman ediyoruz. O zaman başımıza musibet geldiğinde nerede hatamız var diyerek kendimizi sorgulamalıyız.” diyen Alp, İzmir depremini anımsatarak,” İzmir depreminde de gördüğümüz gibi İnsanların ihmali sonucun da başımıza musibet gelebilir.” diye konuştu.
Alp, İnsanın her şart ve koşulda tedbirli olmasını, yaşantımızda Rabbimizin istediği ölçülere dikkat etmemizi ve buna rağmen musibetlere uğruyorsak, imtihan bilinciyle yaratıcımıza yönelmemizi tavsiye etti.
Bedir ve Uhud savaşlarına da değinen Alp, Bedir’de İslam Ordusu’nun sayı olarak çok az olmasına rağmen tedbir alarak galip geldiğini hatırlatarak, “Kuyuları kapatmaları ve konumlandıkları mevziler vesilesiyle galip oldular. Uhud’da ise büyük bir musibet yaşandı. Okçular, tedbirlere uymayıp Müslümanların bozguna uğramasına, Efendimiz Hazreti Muhammed’in (Aleyhi Selam) dişinin kırılmasına, Hazreti Hamza başta olmak üzere 70 güzide sahabenin şehit olmasına neden oluyorlar. Hata sonucu bile olsa insan musibete davetiye çıkartıyor.” vurgusunu yaptı.
İnsan olarak bizlerin tövbe ettiğimiz hatalara bir daha dönmememiz gerektiğini ve günahlarımızla yüzleşip, hatalardan uzaklaşmamızı öğütleyen Alp, “Başımıza gelen musibetlerin çoğu İslam düşmanlarının yaptığı zulümlere rıza göstermektir. Rabbimiz Nisa Suresi 79. Ayetinde mealen, ‘Size bir iyilik geldiği zaman Allah’tandır. Başınıza gelen kötülük ise nefsinizdendir.’ buyurmaktadır. İnsanlar hak ederse Rabbimiz onu affeder, yine insanlar azabı hak ederse, Rabbimiz onu azap eder.” dedi.
Yaptığımız kötülüklerden dolayı tövbe etmemizi ve hatalarımıza yeniden dönmememiz gerektiğini belirten Alp, “Başımıza gelen iyilik ve kötülük bizim yaptıklarımızın ürünüdür. İslam alemindeki musibetlerin çokluğu bizim tedbirsizliğimizin neticesidir. Tedbir, tevekkül ve kaderi iyi anlamak lazım. Tedbir almadan, tevekkül etmeden her şeyi kadere bağlayamayız.
İktisadi, siyasi, askeri ve kültürel alanlar başta olmak üzere her platformda Müslümanlar uyanık ve tedbirli olmalıdır.” ifadelerini kullandı.
“Yegâne dost, destek ve sırdaş Alemlerin Rabbi Allah’tır”
“Hoşumuza gitmeyen olaylar ve akabinde musibetler olabilir. Şu an ise Covid-19 salgınına karşı tedbir almaya ve kurallara uymaya çalışıyoruz. Maske takmaz ve temizliğimize dikkat etmezsek, karşımızdakinin canının kaybolmasına davetiye çıkarırız. Ölümden öte musibet yoktur.” diyen Alp konuşmasını şu şekilde bitirdi:
“Fıtrat gereğince insan, sığınacak bir yer arıyor. Fiziki olarak komşularımız, akrabalarımız ve dostlarımız var fakat, manevi olarak da dostumuzun ve yakınımızın olması gerekir. Psikolojik bir destek kaynağımızın olması gerekir. Yegâne dost, destek ve sırdaş Alemlerin Rabbi Allah’tır. Rabbimize ve kadere iman ediyorsak, ilahımıza sığınmamız gerekir. Gelen her musibet bizi Allah’a yaklaştırmalı ki, bir sonraki musibete tedbir olsun.”