OSMANİYE - 27 Kasım 2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelikle 12 Eylül darbesi ürünü olan başörtüsü yasağının devam ettirilmek istenmesine tepkiler devam ediyor. Yönetmeliğin yayımlanmasının ardından, Türkiye'nin dört bir yanında yapılan protesto gösterileri de devam ediyor.
Osmaniye İlim ve Yardımlaşma Derneği de, saat 13.00'da Osmaniye Cumhuriyet meydanında yaptığı kitlesel basın açıklamasıyla darbeci geleneği kınadı. Osman Aslan'ın Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından yapılan basın açıklamasını Nasır Aslan okudu.
İslami Kimliğe Yönelik Baskılar Artarak Devam Ediyor
İslami kimliğe yönelik baskıların devam ettiğini belirten Nasır Aslan, "Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik" içinde yer alan "okul içinde baş açık" ifadesi bu ülkede İslami kimliğimize yönelik baskıcı mantığın korunduğunun bir göstergesidir" ifadelerini kullandı.
Aslan, "İnanç özgürlüğünün açıkça ihlalini içeren ve insanların serbest iradesine ipotek koyma anlamına gelen bu yasak ve sınırlamanın insan hakları ilkelerine de, hukuk devleti mantığına da aykırı olduğu tartışmasızdır. Milli Eğitim Bakanlığını ve AK Parti Hükümetini, özgürlük alanlarını beli düzeylerde geliştirme adına şu veya bu zeminde inancımıza ve kimliğimize yönelik yasakçı, dayatmacı uygulamaları içselleştirecek bu tür adımlar atmamaları için uyarıyoruz. İnancımız, kimliğimiz pazarlığa tabi değildir. İnanç yasağı temel bir sorun, bu ülkenin kanayan yarasıdır. Kısmi düzeltmelerle, yüzdelik oranlarda azaltmalarla bu sorunu çözemezsiniz! Bu sorun ancak açık, dürüst, cesur bir tutum alışla ve eşitlik ve adalet temelinde bir hukuk mantığıyla çözülebilir" dedi.
Hükümet Başörtüsü Sorununu Çözmede Aciz Kaldığı Gibi Yasağı da Onayladı
Başörtüsü sorununu çözeceğine söz veren hükümetin, başörtüsü sorununu çözmede aciz kaldığı gibi, başörtüsü yasağını onayladığını ifade eden Aslan, 10 yılın üstünde görev yapan, 3 dönemdir iktidarda olan bir hükümet bakanının böyle bir genelgeyi yayınlamasının herkesi derinden üzdüğünü belirterek, söz konusu genelgenin bir an önce geri çekilmesini istedi.
Başörtüsünün sadece imam hatiplerde serbest bırakılmasına da tepki gösteren Aslan, "Diğer okullarda sanki diğer çocuklar Müslüman evlatları değil de, diğer çocuklar inançları gereği okullara gitmiyor da, diğer çocuklar bu ülkenin çocukları değil gibi hareket eden Milli Eğitim Bakanının bu tutumunu şiddetle kınıyoruz" ifadelerini kullandı.
Bir İleri İki Geri Mantığından Vazgeçin
CHP'nin bile bu millete yapmadığını AK parti hükümetinin yaptığını belirten Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ya bu millete verdiğiniz sözleri tutunuz ya da milletin inancından elinizi çekiniz. `Bir ileri iki geri` mantığından vazgeçin. Başbakandan sorunun derhal çözümünü bekliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı bu yanlış uygulamayı Başbakan'ın görmesini istiyoruz. Aksi takdirde artık Müslüman halk olarak her türlü demokratik tepkimizi koyacağız ve bu konu ile ilgili olarak STK`ları da göreve çağırıyoruz. Her türlü tepkimizi demokratik bir ortamda ortaya koyacağız. Genelgenin acilen geri çekilmesini bekliyoruz.
Bu yönetmelik yanlış ve zarar verici bir adım olmuştur. Esas olan öğrenci, öğretmen, idareci, çalışan vs. ayrımı yapmaksızın başörtüsünün bütün alanlarda serbest bırakılmasıdır. Bizler, hangi gerekçeyle yapılıyor olursa olsun bu yasağı, İslam düşmanı darbeci geleneğin devamı olarak görüyor ve şiddetle kınıyoruz. Bu yasağı Kemalizm'e bağlılık gösterisi olarak görüyor ve reddediyoruz. İnancımıza vurulan hiçbir prangayı, kim tarafından vurulursa vurulsun kabul etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Başörtüsü hayatın her alanında şartsız ve sınırsız serbest oluncaya kadar mücadelemiz sürecektir. Hükümeti bir an önce bu vahim hatadan geri dönmesi, bu saçmalığa bir son vermesi ve İslam'ın şiarlarına el uzatmaması konusunda açık ve net bir şekilde uyarıyoruz."
Şüphesiz ki Hesap Vereceğimiz Tek Merci Âlemlerin Rabbi Olan Allah'tır!
Bangladeş'te bir süredir devam eden ve yoğunlukla Cemaat-i İslami Partisi'ne ve üyelerine yönelik baskı ve gözaltı uygulamalarına değinilen açıklamada, "Parti'nin eski genel başkanı ve hareketin lideri 91 yaşındaki Ghulam Azam ile birlikte eski ve yeni yöneticilerinden oluşan yaklaşık 100 kişinin iki yıldır tutuklu bulunması; ve haklarında verilen idam kararı, hukuk normları çerçevesinde kabul edilemez bir hak ihlali ve hukuksuzluk örneğidir. 1971'deki bağımsızlık savaşında Pakistan'la işbirliği yapmakla suçlanmasının üzerine 2010 yılında tutuklanan Ghulam Azam'ın durumu; iki yılı aşkın bir süredir gayr-i adil bir şekilde yürütülen süreç ve hukuki bir mesnede dayanmadan hakkında verilen idam kararı, maalesef uluslararası kamuoyu ve insan hakları kuruluşlarınca da göz ardı edilmektedir. Bu durum, özelde hareketin lideri Ghulam Azam'ın, daha geniş çapta da Bangladeş'teki legal bir siyasi oluşumun illegal suretlerle önünün kesilmesi ve yaşam hakkına kastedilmesi anlamı taşımaktadır. Beraberinde ülkede yakın zaman zarfında yapılan çeşitli barışçıl kitlesel gösterilere polisin ateş açarak müdahale etmesi ve bu ateşler sonucu onlarca masum insanın ölümü ve binlerce kişinin tutuklanması, sürecin sistematik bir baskı süreci olduğunu pekiştirmektedir" denildi.
Kamuoyunu, uluslararası çapta gerçekleşecek bir duyarlılığa ve tepkiye davet eden Aslan, bu baskı sürecinin ve gayri adil hukuki yargılamaların bir an evvel ilga edilip, konunun adil bir hukuki mekanizma içerisinde ve uluslararası kamuoyunca şeffaf bir takip ve gözlemle aydınlatılmasını istedi.
Açıklamada son olarak Ceyhan İlim Der Başkanı Sedat Bahadır'ın, asılsız bir ihbar nedeniyle evine yapılan baskın sonucu gözaltına alınması kınandı. (Abdulkadir Alakuş - İLKHA)