ADANA - Tesettür Seferberliği Platformu (TESSEP), Milli Eğitim Bakanlığının okul içinde başörtüsüne yasak getiren "Kılık Kıyafet Yönetmeliği"ni protesto etti.
Cuma namazına müteakip Adana Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan TESSEP üye ve gönüllüleri, "ONE MİNUTE! Tesettürle Girilemez, Haydi Kızlar Okula HEY! Tesettürlü Sen Hariç, Kimse Simge Demesin Rabbimin Emri" şeklinde dövizler açtı.
Bayanlarla küçük kız çocuklarının da yoğun katılımı ile gerçekleşen basın açıklamasında sık sık tekbirler getiren topluluk,"Yasaklar Bizi Yıldıramaz, Başörtüsüne Uzanan Eller Kırılsın, Zalimler İçin Yaşasın Cehennem" gibi sloganlar attı.
Kuran tilavetiyle başlayan protesto eyleminde basın açıklamasını TESSEP Başkanı Salih Demir okudu.
Başörtüsü Yasağı Aynen Devam Ediyor
MEB'in yeni yönetmeliğinin başörtüsünü yasakladığını hatırlatan Demir; "Bakanlıkça, gelecek öğretim döneminden itibaren uygulanmak üzere hazırlanan ve Resmi Gazetede yayımlanan kılık kıyafet yönetmeliğinin eğitim alanında süregelen yasakçı zihniyetin sona erdirildiği iddiası boş bir iddiadır.
Bu yönetmelikten sonra da okullarda gerek öğrencilerin, gerekse de öğretmenler ve diğer çalışanların yıllardır maruz kaldıkları çirkin, hukuksuz, iğrenç başörtüsü yasağı aynen devam edecektir. Daha da acısı şudur ki, darbecilikle her alanda mücadele edildiğinin iddia edildiği bir zamanda, 12 Eylül darbecilerince dayatılan yönetmeliklerden kaynaklanan başörtüsü yasağının ruhu, bu yeni yönetmelikte aynen korunmaktadır.
"Okul içinde baş açık" ifadesi bu ülkede İslami kimliğimize yönelik baskıcı mantığın korunduğunun bir göstergesidir. Mümin hanımların ve kızların, Rablerinin emrine icabet niyetiyle başlarını örtmelerinin şu veya bu mekânda, şu veya bu mesleği icra ederken yasaklanabileceğine, sınırlanabileceğine dair bir yaklaşım tümüyle gayrı meşru bir yaklaşımdır" dedi.
AK Parti Halkımızın Beklentilerini Boşa Çıkardı
Yeni yönetmeliğin halkta şaşkınlık yarattığını belirten Demir; "Giyim kuşam yönetmeliği ekranlara yansıyınca; yüzlerdeki sevinç belirtileri, yerini ağır bir şoka bıraktı. Kemalist zihniyetin onlarca yıldır uyguladığı tesettür yasağının kalıcılaştırılması için bir adım daha atılmış, yönetmeliğe "Okul içinde baş açık" ibaresi yerleştirilmişti.
"AK Parti iktidarında bu aşağılık yasağın son bulacağı beklentisi, büyük bir ümide dönüşmüştü. Hükümetin uzun süredir devam eden bu sorunu çözeceği, son bir hamleyle tesettür yasağına son vereceği beklenirken; okullarda kılık-kıyafet düzenlenmesinin yapıldığı haberleri yayılmaya başladı. İnanca getirilen yasakların son bulacağı ümidiyle yüzlerinde solgun ve buruk sevinç dalgaları beliren Müslüman halk, okullardaki düzenlemeyle yasakların sona erdirilmesinin ilk adımlarının atılacağını umuyordu" diye konuştu.
Halkın uzun süredir başörtüsü yasağının kaldırılmasını beklediğine dikkat çeken Demir; "Her defasında biraz daha destek isteyip yasakları kaldıracağını söyleyen iktidar partisi, ustalık dönemi olarak adlandırdığı üçüncü iktidarında yasaklara son verecekti. Ancak, yasakları daha da pekiştirerek ve açık seçik ifadelerle yönetmeliklere yerleştirerek; tesettüre karşı verilen savaşta nerede durduğunu açıkça ortaya koyuyordu" ifadelerini kullandı.
Örtü Allah'ın Emri
Örtünün Allah'ın emri olduğunu belirten Demir; "Müslüman kız çocuklarının tesettürüne getirilen yasaklama, okullara seçmeli Kur'an ve Siyer dersi koymanın da göz boyamadan öte bir anlam ifade etmediğini ortaya koymaktadır. Kur'an ve Siyer dersinde isteyen kız öğrencilerin başlarını örteceği söyleniyor. Öğrencilerin okuyacağı Kur'an-ı Kerim, Müslüman kadın ve kızların örtünmelerini emretmiyor mu? Hayatı işlenen Hz. Resulullah (sav) Müslüman kız ve kadınları örtünmeye çağırmıyor mu?
Kur'an dersine iştirak eden öğrenci, Allah'ın örtünmeyi emreden ayetiyle karşılaştığında, başını örtmek isteyince yönetmelik gereği soruşturmayla yüzleşecek ve nihayetinde okuldan atılacak. Kur'an'la muhatap olan öğrenciler bir taraftan kendilerini Allah'ın emrine uymak zorunda görecekler, diğer taraftan devletin koyduğu örtünme yasağıyla karşılaşacaklar. Bir taraftan Kur'an'da örtünmenin emredildiği ayeti okuyacak, örtününce de yönetmelikleri kılıç gibi kullanan idarecilerin hışmına uğrayacaklar. Diretmeleri durumunda son yıllarda tesettürlü kız öğrencilerin yaşadıklarını yaşayacaklar. Allah'ın emirlerini hafife alarak yapılan kanun ve yönetmelikler, hangi inancın, felsefenin ve aklın ürünü? Aklı başında hiç kimse bunun mantıklı izahını yapamaz!"dedi.
Başörtüsü; İnancın Gereği, Kadının Kimliğidir
Başlarını örten kadınların maruz kaldığı baskılara da değinen Demir; "yıllardır örtülü bayanlara reva görülen hukuksuz uygulamalar bir ötekileştirmedir. Ötekileştirmeye artık son vermelisiniz. Kadınların imanî, insanî değerleri, evrensel hukuktan kaynaklanan hakları görmezden gelinerek üretilen bu yasak, açık bir insanlık ayıbıdır. Sahip olunan değer, birikim ve eğitimi görmezden gelen, yaşama arzusunu ve enerjisini yok eden bütün uygulamaların son bulmasını istiyoruz. Toplumsal hayatın hiçbir aşamasında sorun olarak görülmeyen başörtüsü, toplum mühendisleri eliyle sorun haline getirilmiştir.
Başörtüsü politik hesaplaşmaların, pazarlıkların, suni ideolojik çatışmaların malzemesi değildir. Başörtüsü, inancının gereği olarak kadınların kimliğidir, kişiliğidir. Herkes kadına ait bu kimliğe ve kişiliğe insan olarak saygı duymak zorundadır" diyerek açıklamasına son verdi. (Ayhan Kaya - İLKHA)