Batı döngüsü ve biz

Abdullah KAVAN

Müslüman ülkelerin bir araya gelmeyişi ve her birinin küçük hesapların peşine düştüğü için diğer batılı devletlere bağımlı kalınıyor.  Emperyalist devletlerde bu bağımlılığı kaybetmemek adına Müslüman ülkeler arasına fitne tohumu ekmek adına her türlü fedakârlığı yapıyorlar. Bunu biraz daha geniş bir perspektiften değerlendirdiğimizde coğrafyamızda ve ülkemizde yaşananlara uzun vadeli bakarsak büyük resmi göreceğiz.

Şöyle ki; Batı uygarlığı, yaklaşık beş asırdır geliştirdiği sömürü biçimleriyle dünya üzerinde her bakımdan hegemonya kurdu. Batı uygarlığının sadece “coğrafi” değil aynı zamanda “fikri” sömürü üzerinden ürettiği işgallerle son yüzyıl içinde, dünyayı tam bir çıkmaza koydu. İnsanlığa ardı arkası kesilmeyen işgallerin, katliamların, yıkımların eşiğine sürüklemekten başka bir şey sunmadı.

Şu bir gerçek ki insanlığa faydası olmayan batı uygarlığı kendi sonunu da hazırlamaya doğru eviriliyor. Kendi uygarlığının içerden çökmesini gören batı, ömrünü uzatmanın yollarını araştırıyor. Bunun içinde kuduz bir köpek gibi her tarafa saldırıyor. Özellikle Ortadoğu da yaşananlar ve başta ABD olmak üzere emperyalist Batı uygarlığının fütursuz hegomanyası, yeni doğumların, yeni oluşumları/ birleşmeleri getirecek gibi.

Tam bu nokta da; hem Müslümanların hem de insanlığın kurtuluşu için Müslümanların bir araya gelme yolunu bulmalılar. Başka medeniyetlere hem hayat hakkı tanıyan hem başka medeniyetlerden beslenilebildiği kadar beslenilmesini mümkün kılan ruhu kazandırmalıdır. İslam âleminde yaşanan acı ve çalkantılar bir doğumun habercisidir. İlk etapta “fikir birlikteliği” üzerinden olmazsa da kendilerine yaşatılan “acılar” üzerinden bir birleşme gözüküyor. Bu sonradan fikir birlikteliğini de doğuracaktır.

Emperyalistler bu birleşmenin oluşmaması için her türlü şeytanlığı ve saldırıyı deniyorlar. Bunun için de her devletin zaafları üzerinden vurmaya çalışıyorlar. Bugünlerde bunun küçük bir parçası olan S-400 ve F 35 uçaklarını da bahane ederek ekonomi üzerinden Türkiye’ye de saldırıyorlar. Tüm Müslüman ülkeleri yalnızlaştırmak, zayıflaştırmak ve bir araya gelmemek adına her türlü yaptırım, katliam ve zulümden geri durmuyorlar.

Bununla birlikte bütün İslam coğrafyasında yeniden ayağa kalkmamızı önlemenin yolunun İslâm’ın kaynaklarıyla irtibatımızı koparmak ya da uzaklaştırmak istiyorlar.  Emperyalistler, bu yolun İtidali kaybeden Müslümanlar icat etmekten geçtiğini iyi biliyorlar ve bizi bize, birbirimize düşürerek kırdırmak için her tülü desiseyi yapmaktan geri durmuyorlar.

İstikametimiz üzerinde titrersek,  eksikliklerimize rağmen birbirlerimizi kabul edersek ve bu mücadeleyi verirsek, batı döngüsünü durdurabiliriz. Asırlık perspektiflerle bakmasını bilirsek, bedel ödemekten çekinmezsek, kendimize çeki düzen verirsek, gelecek Müslümanlarındır. İnsanlığın kurtuluşu Müslümanların medeniyet dünyasındadır. O medeniyet ki, Rabbimiz tarafından insanlığa biçilen kaftandır. Dünyanın ruhu, umudu, ufku ve vicdanı medeniyet dinamiğimizdir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.