2015-2016 eğitim-öğretim yılının yeni başladığı bu günlerde Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Şanlıurfa Şubesi Başkanı Yunus Yeğin, önemli açıklamalarda bulundu.
İlkokuldan üniversiteye kadar yetişen binlerce insan profilinin istenmeyen seviyede olmasını eğitim siteminde İslami değerlerin bulunmamasına bağlayan Yeğin, batı felsefesine endeksli eğitim sisteminin gözden geçirilip tekrar yapılandırılması gerektiğini söyledi.
Eğitimdeki milliliğin sadece isimden ibaret olmaması gerektiğini belirten Yeğin, “Eğitimin işlediği müfredatın, programların, öğretmen ve öğrenci ilişkilerinin hatta fiziksel mekânların dahi milli değerlerimizle yapılandırılması gerekiyor.” dedi.
Millilikten kastın halkın değerleriyle barışık bir sistem olduğunu ifade eden Yeğin, şöyle konuştu: “Milli olmaktan kastımız, yerli değerlerle donatılan, halkın kendisini ifade edebileceği değerlerin içerisinde yer aldığı bir sistemden bahsediyoruz. Bu çok zor değildir çünkü tarihimizde bunu yapmışız. Bizim özümüz, değerlerimiz tamamıyla İslami değerlerdir. Anadolu insanının hamuru İslam’dır. Yaşantımızın hangi alanına bakılırsa bakılsın İslam görülecektir.”
İslam’ın hayatın diğer alanlarında olduğu gibi eğitimde de sadece kültürel bir öğe olarak algılandığını belirten Yeğin, İlkokuldan üniversiteye kadar yetişen binlerce insan profilinin istenmeyen seviyede olmasının asıl sebebinin eğitim siteminde İslami değerlerin olmaması olduğuna dikkat çekti.
Batı felsefesine endeksli eğitim sisteminin gözden geçirilmesi
Batı felsefesine endeksli eğitim sisteminin gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Yeğin, “Manevi eğitim derken neyi kastediyoruz ona bakmak lazım. Manevi eğitim için eğer eğitim programlarımızı yerli hocalarımız veya bilirkişilerimiz yapmıyorsa manevi eğitimden ya da gelişmişlikten bahsetmek mümkün değildir. O yüzden eğitim felsefemizle ilgili sorunlarımızı acilen ortadan kaldırmamız gerekiyor. Bizim eğitim felsefemiz maalesef hâlâ batının eğitim felsefesi üzerine kuruludur. Eğitim sistemi gözden geçirilerek değerlendirilmesi gerekir. Son dönemlerde atılan bazı önemli adımlar var. Siyer, Kuran’ı Kerim ders müfredatına eklendi ama bunları sadece müfredata yazmak yetmez, nitelikler göz önünde bulundurulması gerekir. Bu derslerin içeriğinin doldurulması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Dershanelerin kapatılmadan önce asıl ihtiyaç olmaktan çıkarılması gerekiyordu”
Dershanelerin kapatılması konusuna da değinen Yeğin, dershanelerin kapatılmadan önce asıl ihtiyaç olmaktan çıkarılması gerektiğini söyledi. Yeğin, “Dershanelerin kapatılması ardından kurslar zorunlu hale getirildi. Dershaneler kapatıldı fakat dershaneler şeklinde kurslar iki katına çıktı. Kurs, etüt adı altında merdiven altı denilen yerler açıldı. Dershaneler eğitim ihtiyacını bir şekilde karşılıyordu. Bir karar alındı ve dershaneler kapatıldı. Dershaneler kapatılmadan önce dershanenin asıl ihtiyaç olmaktan çıkarılması gerekiyordu.” diye konuştu. (Osman Gülebak-Mustafa Bikeç - İLKHA)