HÜDA PAR, Halepçe katliamının 31'nci yıl dönümü dolayısıyla Irak Kürdistanı'na bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyaretteki heyette yer alan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Cens, Halepçe katliamı ve izlenimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Saddam rejimi tarafından gerçekleştirilen Halepçe katliamının 31'nci yıldönümü dolayısıyla Halepçe'de temaslarda bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Cens, HÜDA PAR Merkez İstişare Kurulu Başkanı İsa Aydın, HÜDA PAR Merkez İstişare Kurulu üyesi Abdussamet Yalçın ve partililer Halepçe katliamında şehit olanların mezarını ziyaret etti.
Ziyaretin ardından açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Abdurrahman Cens, HÜDA PAR'ı temsilen bir heyetle Halepçe katliamının 31'nci yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen programlara katıldıklarını belirtti.
Cens, "Kürdistan Bölgesel Yönetimi Şehidler Bakanlığı tarafından düzenlenen anma programına katıldık. Şu anda burada şehidlerin mezarlarının başındayız. Allah'u Teâla'dan bu şehidlere rahmet etmesini diliyorum." dedi.
Halepçe katliamının yıl dönümünün Yeni Zelanda'da iki camiye yapılan saldırıyla aynı zamana denk geldiğine dikkat çeken Cens, "Bu saldırıda biz şuna dikkat çekmek istiyoruz; evet her ne kadar cani birinin bir eylemi ile bu katliam gerçekleşmişse de iyi biliyoruz ki batı emperyalizmi yeşil bir ışık yakmadan ne bir darbe olur ne de bir katliam olur. Bunun ardında batı emperyalistini görmek lazım. Yeni Zelanda'daki hadise 'İslamafobi' olarak ya da aşırı bir milliyetçinin eylemi olarak duyuruldu, biz buna katılmıyoruz. Bu olayın vahametini azaltmak ve küçültmek anlamında bir söylemdir. Bunun doğru isimlendirmesi İslam düşmanlığıdır. Batı emperyalizmi İslam düşmanlığı yaparak bu insanları besledi, beyinlerini emzirdi ve bu vahşet söz konusu oldu." ifadelerini kullandı.
Batının ikiyüzlülüğüne dikkat çeken Cens, "Evet, her ne kadar Halepçe katliamının üzerinden 31 yıl geçmiş olsa da Yeni Zelanda'daki cami saldırısının üzerinden henüz bir gün geçti. Halen de dünya liderleri ortak bir söylem geliştiremedi. Daha önce 'İslami terör' diye adlandırıyorlardı. Fakat bu olayda hedef cami ve Müslümanlar olmasına rağmen ne İslam ne de Müslümanlar söz konusu edildi. Şunu bilmemiz lazım; batı emperyalizmi dünyanın hiçbir yerinde çıkarlarına göre hareket etmeyen veya çıkarlarının aksi yönünde hareket eden insanlar varsa kadın, yaşlı, çocuk ve sivil onlar için fark etmez, onların hepsi birer hedeftir. Onların mültecilere karşı tavırlarından ya da mültecilerin yaşadıkları yerlerde ve kamplardaki insani şartlarından dolayı bütün dünya gördü. Batının insani değerleri diye bir şeyi yoktur, çıkarları vardır. Kendi değerlerini aynen bir helvadan put gibi yeri geldiğinde nasıl yediğini görüyoruz." şeklinde konuştu.
"İslam ümmeti bu katliamlardan birer ders alması lazım"
Cens, "Halepçe katliamı ve Yeni Zelanda'daki cami katliamı münasebetiyle İslam ümmetine sesleniyoruz. İslam ümmeti bu katliamlardan birer ders alması lazım. Çözüm ve ölçü İslam'dadır. Kendi yöneticileri eğer batının çıkarlarına uygun hareket eden biriyse ya işbirlikçiyse ya da onların uşağıysa İslam'ı ölçü alarak yönetimlerine bir çeki düzen vermeleri, seslerini duyurmaları, kamuoyu geliştirmeleri gerekiyor. Düşmanını iyi tanıması lazım. Bu kabristanda biz biliyoruz ki bu katliamı yapan bir Baas zihniyetiydi, bir Saddam'dı. Fakat biz çok iyi biliyoruz ki o silahları ona veren, yeşil ışığı yakan batı zihniyetiydi. Bunların insanlığa karşı işledikleri suçtan dolayı yargılanmaları gerekiyor. Bütün silah tacirlerinin özellikle kimyasal silah satanların insanlığa karşı suç işlemekten dolayı yargılanmaları gerekiyor. Bunun için biz bir kamuoyu oluşturma adına bu hassasiyete dikkat etmek için buradayız ve bu mesajı veriyoruz." diye konuştu.
HÜDA PAR Merkez İstişare Kurulu üyesi Abdussamet Yalçın da Halepçe katliamının Kürt halkının ve Müslümanların mazlumiyetini gösterdiğini söyledi.
Halepçe katliamının 31'nci yıldönümü dolayısıyla bir heyet olarak Halepçe'ye geldiklerini belirten Yalçın, "Halepçe'deki mezarlıkları ziyaret ettik. Halep'çe ile ilgili düzenlenen programa katıldık. Buradaki bazı yetkililerle görüş alışverişinde bulunduk." dedi.
"Halepçe; bize Kürtlerin ve Müslümanların mazlumiyetini, zalimlerin de zulmünü hatırlatıyor"
Halepçe katliamının Kürt halkının ve Müslümanların mazlumiyetini gösterdiğini söyleyen Yalçın, "Halepçe; bize Kürtlerin ve Müslümanların mazlumiyetini, zalimlerin de zulmünü hatırlatıyor. Yeryüzünde halen zalim de ve mazlum da var. Mazlumlar, zalimlerin onlara yaptıkları katliamlar, zulümlerle sembol haline geliyorlar. Mazlumlar, dünyada kendi hakların sahip olduklarını gösteren bir sembol haline geliyorlar. Diğer taraftan da zalimlerin zayıflara zulüm yaptığını gösteriyor. Bu durumunda bütün insanlara ders ve ibret olması lazım ki zalim; yeryüzünde kara bir yüzle anılacak, mazlumlar da her zaman yeryüzünde Allah-u Teâla'nın vasıflarından bahsettiği ve sahiplendiği insanlığın sembolü haline gelecek. Bunun bütün insanlığa ders olması lazım. Biz istiyoruz ki dünyanın her neresinde bu şekilde bir zulüm olmuşsa insanlığa bir sembol olsun. Örneğin Halepçe katliamında ölenlerin mazlumiyeti hiç unutulmasın. Eğer zalimler tekrardan zulüm yapmak isterlerse bir daha buna teşebbüs bile edemesinler." diye konuştu.
Yalçın, "Ama maalesef yeryüzünde bu zulümler halen devam ediyor. Nasıl ki burada bu zulüm yapılmışsa dünyanın dört bir yanında aynı zulümler devam ediyor. Gerek mazlum Müslümanların gerek mazlum gayri muslimlerin de mazlumiyeti devam ediyor. Allah'tan ümit ediyoruz ki yeryüzünde bu zulümleri sonlandırsın ve yeryüzündeki bütün mazlum halklar da bir gün kurtulacak. Özellikle Halepçe bize Kürtlere halen zulüm edildiğini ve haklarına kavuşmadığını gösteriyor. Fakat Halepçe'nin bir özelliği var, medyada bu katliamın görüntülerini gördüğümüzde üzülüyoruz. Fakat burada bizatihi o katliamda katledilenlerin mezarları başına geldiğimizde daha çok üzülüyoruz ve katliamın acısını daha fazla hissediyoruz." şeklinde konuştu.
İLKHA