ŞANLIURFA-Büyük İslam Âlimi Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin vefatının 52. yıl dönümü dolayısıyla Bediüzzaman Eğitim kültür ve Sanat Vakfı ile Risale-i Nur Enstitüsünün organize ettiği Bediüzzaman'ı Anma haftası etkinlikleri içersinde yer alan " Said Nursi'ye göre İnsanlığın Kurtuluş Reçetesi: Kur'an Medeniyeti " konulu panel Urfa City (Mozaik) Kültür Merkezinde yapıldı.
Panelin açış konuşmasını Bediüzzaman Vakfı adına mütevelli Heyet üyesi İsmail Zorlu yaparken, Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Adem Ölmez'in yönettiği Panele konuşmacı olarak Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz, Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Atilla Yargıcı ve Eğitimci- Yazar Sebahattin Yaşar katıldı.
Yusuf Sabri Şimşek'in sunuculuğunu yaptığı panel, Hafız Haşim Aksu'nun okuduğu Aşri şerifle başladı.
Bediüzzaman Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı adına Açış konuşmasını Mütevelli heyet üyesi İsmail Zorlu Yaptı. Zorlu konuşmasında, Bediüzzaman ülkemizde ve Dünyanın birçok yerinde her yıl çeşitli etkinlikle anılıyor, Eserleri, fikirleri, düşünceleri ele alınıyor, inceleniyor ve insanlarımıza aktarılmaya çalışılıyor. Bu gün birçok aydın, ilim adamı, din adamı, sosyolog, siyasetçi ve devlet adamı Bediüzzaman'ın eserlerini okuyor, onun ortaya koyduğu orijinal yorumlardan istifade ediyor. Eserleri birçok değişik dile çevriliyor. " dedi.
Bediüzzaman'ın insanlığın kurtuluşu için reçeteler sunduğuna dikkat çeken Zorlu "Bediüzzaman , fert aile, toplum ve millet olarak karşılaştığımız problem ve sıkıntılardan kurtuluş için bizlere bir çok reçeteler sunmuştur., O ilimden kalkınmaya, insan hak ve hürriyetlerden demokrasiye kadar insanlarımızın mutluluğu için gerekli olan en güzel modelleri ortaya koymuştur."dedi.
Çelik "Bedüzzaman'ı Rahmetle Anıyoruz."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Anma Toplantısına gönderdiği Mesaj'da " Bediüzzaman said Nursi'nin vefatının 52.yılı münasebetiyle tertiplenen Kur'an Medeniyeti konulu toplantıya davetiniz için teşekkür ederim., yoğun Programım nedeniyle katılamayacağımı üzüntüyle belirtir, büyük İslam Alimi Bediüzzaman Said Nursi'yi bir kez daha rahmet ve minnetle anar düzenlenen toplantının başarılı geçmesi temennisiyle tüm katılımcılara selam ve en içten iyi dileklerimi sunarım." dedi.
Panele Şanlıurfa Milletvekili Halil Özcan, Abdülkerim Gök, Ak Parti İl başkanı Av. Yusuf Eğilmez, İl Genel Meclis Başkanı Mustafa Yavuz ve Bir Çok Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri katılırken, Programı Şanlıurfa'da yayın yapan Kanal Biz Televizyonu ve Güneydoğu Televizyonları canlı olarak yayınladı.
Bedüuzzaman'ın Urfa'da Vefat Etmesi Tevafuk Değildir
Panel Yöneticisi Adem Ölmez" Bediüzzaman Said Nursi hazretleri bütün Dünyada tanınan, bilinen ve eserleri herkes tarafından okunan büyük bir mütefekkirdir, Bediüzzaman hazretlerinin ölmek için Urfa'yı tercih etmesi Sıradan bir tevafuk değildir. Urfalılar onu bağrına bastılar Sevgiliye burada kavuştu. " dedi
Batı Medeniyeti Vahşettir
Eğitimci-Yazar Sebahattin Yaşar, Batı Medeniyetinin bir vahşet medeniyeti olduğuna dikkat çekerek "Batı medeniyetinin vahşet medeniyeti haline gelmesinin sebebi, ilahi kanunlardan uzaklaşmasıdır. İlahi esasları dikkate almayan beşeri kanunlar insanlığın fıtrat, adetullah ve hayat-ı içtimaiye kanunlarına uygun esaslar sunamadığı için ortaya zulümler ve adaletsizlikler çıkmıştır. Avrupa, ahlaksızlık, sefahat ve dalaletle bozulmuş ve İsevî dininden uzaklaşmıştır. Bu yönüyle, Batı medeniyeti dini değil, dünyayı ön planda tutan bir medeniyettir. İlahi din izlerini kaybettiği için insanların dünyevi saadetini de yok etmiştir. Onun için bugün Avrupa medeniyetinin 'mehasin' gözüken iyilikleri bir etkileşimin ürünüdür. Yani 'Hıristiyanlığın malı olmayan medeniyeti ona mal etmek' mümkün değildir.
Batı medeniyeti dün olduğu gibi bugün de kendine adapte ettiği bu insani değerlerle kendine gelecek ve kendini bu şekilde yenileyecektir. Bu haliyle gün geçtikçe kendini Kur'an medeniyetine yakın hissedecek ve onunla müsalaha edip, O'ndan istifade edecektir.
İletişim araçlarının hızla artması ve küreselleşme olgusu, medeniyetlerin iyice karışmasına neden olmuştur. Bu değişim daha da hızlanacaktır. Aklı güçlü, sözleri gerçek, sunuşu mükemmel olan fikirler her zaman etkili olacaktır.
İslam'ın insanlığa sunduğu medeniyetin, toplumlara değişik şekillerde takdimi yapılacak ve küresel köy haline gelen ortamda herkes birbirinin birikiminden istifade edecektir. Böylece toplumlar arası yanlış anlamaların da önü alınmış olacaktır." dedi.
Kur' an Medeniyeti Mucizedir
Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Atilla Yargıcı, Bediüzzaman, Batı medeniyetinin acize, Kur'an Medeniyetinin Mucize olduğunu belirtmiştir. Gerçekten Kur'an Medeniyeti güncelliğini korumaktadır. Batı Medeniyeti ise iflas etmiştir. Dedi.
Yargıcı konuşmasını şöyle devam etti. "Kur'an medeniyeti insanın dünya nimetlerinden istifade etmesini, zevk almasını yasaklamaz. Ancak maddi hazlara meşruiyet sınırı getirir, "helal daire keyfe kâfidir, harama girmeye hiç lüzum yoktur" prensibini koyar. Esas haz yerinin ebedi hayat olduğunu, onu kazanmak için de burada ilahi kurallara uyması gerektirdiğini hatırlatmaktadır. Bu yüzden dünyada bulunan bütün nimetler ahiretteki asıllarının numuneleridir.
Batı medeniyeti insanın Rabbi ile ve ahiret inancıyla bağını kopartıp onu nefis ve şehvet putlarına tapan bir insan haline getirmeyi hedefleyince onun aile bağlarını da kesip atmıştır. Bu medeniyette evlilik zevk ve eğlencenin önünde bir ayak bağıdır. Romantik Aşk efsanesine insanları inandıran bu medeniyet, boşanmaların hızla artmasına sebep olmuş, insanlar romantik aşk peşinde koşarken toplumu toplum haline getiren ailenin temeline dinamit koymuşlardır. Çocukla ilgilenmek bir emek ister, sorumluluk gerektirir. Bu sorumluluğu bir yük olarak görenler, köpek ve kedileri kendilerine çocuk haline getirmişlerdir. Bu yüzden Batı medeniyeti gittikçe yaşlılar medeniyetine dönmektedir. Batı medeniyeti insanlığın fıtratına ters bir yola girdiği için, kendi bindiği dalı farkında olmadan kesmekte, kendi kendisini yok etmektedir.
Allah katında insanların değeri ancak takva iledir. Bu yüzden bu ırkçılık illeti insanlığın yakasından ancak İslamiyetin kardeşlik prensibiyle ortadan kaldırılabilir. Bunun için Kur'an medeniyeti bir kardeşlik ve sevgi medeniyetidir. "Biz muhabbet fedaileriyiz. Husumete vaktimiz yok" diyen, "kardeş kardeşini sever ve sevmeli, fenalığı için yalnızca acır ve lütufla ıslahına çalışır" diyen Kur'an medeniyetinin kardeşlik ve sevgi medeniyeti olduğunu özetlemiştir."
Kur'an Medeniyetinin Temelleri Asrı Saadet Atıldı
Yeni Asya Gazetesi Genel yayın Müdürü Kazım Güleçyüz "Kur'ân medeniyetinin temelleri Asr-ı Saadette atıldığına dikkat çekerek "İlerleyen süreçte Avrupa Ortaçağ karanlığından kurtulup medenîleşmesini Müslümanlara borçlu. Hem Haçlı seferleri sırasında, hem de—bilhassa—Endülüs modelinden çok şey öğrendi. "Müslümanların Asr-ı Saadette ve sonrasında, bilhassa milâdî 8, 9, 10 ve 11. asırlarda bir altın çağ yaşamaları, Kur'ân'ı doğru anlayıp dinlerini hakkıyla yaşamalarının bir sonucuydu. Şimdi, aradan geçen zaman zarfında küllenmiş, önemli bir kısmı da Said Nursî'nin Medeniyetin güzellikleri, şeriatın başka şekle çevrilmiş birer meselesidir, mealindeki sözüyle ifade ettiği gibi günümüz medeniyetinin müspet kısmıyla devam eden Kur'ân medeniyetini yeniden ihya etmek gibi bir vazife ve sorumlulukla karşı karşıyayız.
Medresetüzzehra, İslâm toplumunda bütün bu manaları yoğuran bir medeniyet hamlesinin ilmî, fikrî ve sosyal altyapısını hazırlarken bölge ve dünya barışının da temellerini inşa edebilecek güç ve muhtevaya sahip bir projeydi.
Bir taraftan toplumu tehdit eden cehalet, fakirlik ve ihtilâf düşmanlarının sanat, marifet ve ittifak silâhlarıyla mağlûp edilmesini; diğer taraftan mektep, medrese ve tekkenin buluşturulmasını; meşrutiyet (demokrasi) ve hürriyette ifadesini bulan değerlerin kitlelerce sahiplenilmesini; Müslüman kavimlerin İslâm kardeşliği ortak potasında bir araya gelerek ırkçılığın tahripkâr sonuçlarından korunmasını; felsefe ve modern fenlerle dinî ilimlerin kaynaştırılmasını ve Avrupa medeniyetinin İslâm hakikatleriyle barıştırılmasını öngören cihanşümûl bir projedir.
"Bediüzzaman Medresetüzzehra'yı Kurma hedefinden Hiç Vazgeçmedi"
Ömrünün sonuna kadar bu idealin takipçisi oldu. Şartların uygun hale geldiğini gördüğü her dönemde ve bulduğu her fırsatta projesini gündeme getirerek sahiplenilmesini istedi. Ama beklediği ilgi ve desteği göremedi. Buna karşılık, Nur hizmetiyle bu proje manen tahakkuk etti. Eserlerin okunduğu her evi okul haline getiren, dünyanın her yerinde şubeleri olan, her milletten öğrencilerin gönüllülük temelinde tahsil gördüğü sivil bir eğitim ağı olarak..." dedi
(Ali Durmaz-İLKHA)