Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, Hz. Muhammed (s.a.v) karikatürlerinin "ifade özgürlüğü kapsamında" olduğunu belirterek okullarda öğrencilere gösterilen bu karikatürlere karşı çıkan yabancı ailelerin sınır dışı edilebileceğini söylemiş.
Yani bu domuz yavrusu şöyle diyor: “Ey Müslümanlar! Fransa okullarında, sınıflarda öğretmenler sizlerin çocuklarınızın gözlerinin içine bakarak sizlerin kutsallarınıza küfredecekler. Sizin Peygamberinizi aşağılayacak, O’na yönelik en çirkin ithamlarda bulunacaklar. Sakın itiraz etmeyin, çocuklarınız da itiraz etmesin! Sizleri, dininizi, değerlerinizi aşağılamamızı sineye çekeceksiniz. Katlanacaksınız buna! Yoksa gözünüzün yaşına bakmaz, sınır dışı ederiz sizi! Bu ülkede bir ömür çalışıp çırpınarak elde ettiğiniz tüm kazanımlarınız da yok olur gider. Ya Dininizi, Peygamberinizi tercih edeceksiniz ya da dünyanızı… İkisinden biri… Tercih sizin!”
İşte Batı bu! Batının özgürlük, insan hakları anlayışı bu! Kendileri dışındakilerin, öteki kabul ettiklerinin hiçbir değerleri yok, onlar sadece sömürülmek üzere yaratılmış canlı yığınlardır. Sana küfredecekler, inancını aşağılayacaklar, onurunla oynayacaklar ve senin sözle bile olsa buna itiraz etme hakkın olmayacak.
Monşerlerin, Batı kuklası aydıncıkların, edebiyatçı paçavralarının, satılık yöneticilerin iki asra yakındır özgürlükler ülkesi, medeniyetin beşiği, insan haklarının anavatanı diye bize yutturdukları ülke bu…
Ama artık iplikleri pazara çıktı. Sosyal medya ağları, hızla gelişen iletişim araçları hiçbir hakikatin gizlenmesine müsaade etmiyor. Dünya kocaman bir köye döndü. Eski suçlar, kirli geçmişler de bir bir orta yere dökülüyor. Süslü püslü kavramlarla satışa çıkarılan yalanların alıcısı yok artık.
Medeniyetler ülkesi, özgürlük ve adaletin anavatanı diye pazarlanan Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinin nasıl korkunç bir zulüm ve sömürü çarkını dünyaya dayattıkları belgeler, fotoğraflar, itiraflar eşliğinde gün yüzüne çıkıyor. Tarih yeniden yazılıyor.
Afrika’daki onlarca vahşetin, katliamın, soykırımın arkasında hep onlar vardı. Dünyanın en zengin kıtası sayılan Afrika’yı hala sömürmeye, talan etmeye, milyarlarca mazlum siyahi insanı açlıktan öldürmeye devam ediyorlar.
Bunu artık gizlemiyorlar da, çünkü sahtekârlıklarına inandıracakları kimsenin kalmadığını biliyorlar. Kartlarını açık oynuyorlar. Kendi halklarını bile artık ikna edemiyorlar. İflas ettiler. Ne pahasına olursa olsun çıkarlarını, sömürülerini korumanın derdine düştüler.
Ama İslam buna müsaade etmiyor işte, arzularını kursaklarında bırakıyor. İslam Batıda hızla yayılıyor. Kendi barbar uygarlıklarından ümitlerini kesen, mutlu olmanın yollarını arayan Batı insanı çareyi İslam’a yönelmekte buluyor. İslam Batıda sadece göçmenlerin, ülkelerinden kaçıp Avrupa’ya sığınan yoksul insanların dini değil.
Batılı aydınlar, sanatçılar, bilim insanları, iş adamları, politikacılar İslam’ı araştırmaya başladı. İslam’a yönelik saldırı artıkça Batılı kültürlü kesimin İslam’a ilgisi artıyor. Akın akın İslam’a teslim oluyor Batı insanı. İslam, Batıda artık yabancıların dini değil sadece, yerli halkın da dini ve Avrupa’nın ikinci büyük dini olmaya doğru gidiyor.
Korkutuyor bu onları, egemen şeytani güçleri… Hiçbir kutsalları yok. Emperyalist çıkarları için tüm kutsallarını, sözde ilkelerini ayakları altında çiğnemeye hazırlar ve çiğnemekten de çekinmiyorlar. Onlar için kutsal olan tek şey emperyalist çıkarları, menfaatleri… Biricik ilahları o…