Batman Üniversitesi “İdeal Gençlik Kulübü’nün” düzenlediği “Bilim İslam ile çelişir mi?” konulu konferansa katılmak amacıyla bu hafta içinde Batman’a bir ziyaret gerçekleştirme fırsatımız oldu.
Konferans dışında da birçok âlim, kanaat önderi ve şahsiyetle görüşme imkânımız oldu. Türkiye’nin ve bölgenin bu çağdaki en eski ve en köklü İslami gayret geleneğine sahip yerlerinden birisi olan Batman, ağırlık manasına gelen ismine layık olarak bulunduğu coğrafyaya ağırlığını koymuş durumda. Dahası her geçen gün ağırlığını daha da artırıyor.
Medrese eğitimi için daha önce Kahire’ye öğrenci gönderen Batman, artık oraya öğrenci göndermiyor. Çünkü kendi medreselerini kurmuş durumda. Edindiğimiz bilgilere göre mevcut medreseler taleplere cevap veremiyor. Çünkü halkın medreselere teveccühü olağanüstü. Biz üniversitede konferans vermek için gittik ama gördük ki Batmanda “Darulilim-Medrese” ile “Darülfünun-Üniversite” iç içe geçmiş durumda. Bu iki kurumun öğrencileri arasında bir geçişlilik var. Bu da dikkatimizi çeken, sevindirici bir nokta… Hani İslam âleminin ihtiyaç duyduğu eğitim modeli de bu değil mi?
Batman artık Mısır’ın Kahire’sine öğrenci göndermiyor ama Üstat El Benna’nın metodunu da temel bir kaynak olarak ele alıyor. Üstat Nursi-El Benna mekteplerinin çok özel bir karışımıdır Batman mektebi. Fakat Batman bununla da yetinmemiş İstanbul’dan çıkarak bütün İslam Âlemine yayılan İslam’ın siyasi geleneğini de alıp kendisine uygun bir şekilde uyguluyor. Böylece İslam Ümmeti ve bütün insanlık için bir umut olması beklenen Batman-Kahire-İstanbul ekseni vücut bulmuş oluyor. Bu eksenin en önemli vasfı; medeni, uygulanabilir ve yaşayabilir bir model olmasıdır. Vakıa(olgu) ile ideal(ülkü) arasında bir denge kuruyor. Ne hayallerini ve hedeflerini unutuyor ne de vakıayı, kendi gerçeklerini göz ardı ediyor. Hayalleri için gerçeklerini, gerçekleri için de hayallerini ihmal etmiyor. Nitekim bugün İslam Âleminin en muhtaç olduğu hareket tarzı budur. Bu bağlamda gençlik kulüplerine “İdeal Gençlik” adını vermiş olmaları da son derece isabetli olmuş.
Batı şer ekseni; yaşayabilir, uygulanabilir, dengeli, sabırlı, kararlı ve medeni hareket modelini kendisi için en tehlikeli model olarak kabul ediyor. Çünkü bu modelin olumlu yönde toplumu dönüştürme ve prototip bir medeniyet inşa etme potansiyeli var. Oysa Batı, ısrarla Müslümanların hareket tarzının, medeniyet denemelerinin uygulanabilir ve yaşayabilir olmadığı algısını oluşturmaya çalışıyor. Bu nedenle Batman’da biterek bütün bölgeye kök salan ve dünyadaki en ideal İslami yaşam tarzını temsil eden eksenin bir parçası haline gelen İslami gayret 6-7 Ekim olaylarında özellikle hedef seçilmiştir. Resmin bütününe baktığımızda bu olayların Sisi darbesinin bir devamı olduğunu görürüz. Amaç bu ekseni dağıtmaktır. Ama hamdolsun başaramadılar ve inşaallah başaramayacaklardır.
Batman’da hem petrol hem de tarım var. Yani Batman en stratejik iki sektör olarak kabul edilen tarım ve enerji sektörlerinin her ikisine de sahiptir. Bu da onun hareket tarzına fazlasıyla yansımış durumdadır. Batman’da dindarların moralinin bu kadar yüksek olması, enerji dolu olmaları ve bu ekinin bereketli olması onun sahip olduğu söz konusu bu dinamiklerin pratik bir sonucudur. Evet, gerçekten Batman’da enerji ve bereket var. Müslümanların enerjisinin sağda solda heba edildiği bir dönemde Batman’daki pozitif enerji, hayır ve bereket, umut veriyor, lezzet veriyor. Batman, İslami bir gayretin hem enerjik hem de bereketli olması gerektiği mesajını veriyor. Çünkü pozitif enerjinin, ekinin, bereketin, Darul ilim ve darülfünunun olduğu yerde elbette model bir medeniyet vücut bulacaktır.