Suriye’nin Halep kentinde rejim ve Rusya tarafından yapılan katliamlar, Mustazaflar Cemiyeti ile Hak ve Özgürlükler Platformu Batman Şubesi tarafından düzenlenen kitlesel basın açıklamasıyla kınandı. Müslümanlara yapılan saldırılara dikkat çekilen açıklamada, vahdet çağrısı yapıldı.
“Halep Yanıyor, Sessiz Kalma!” sloganıyla düzenlenen basın açıklamasına katılan yüzlerce Batmanlı, rejim ve Rusya tarafından Suriye’nin Halep kentine yönelik gerçekleştirilen katliam ve saldırılar kitlesel basın açıklamasıyla kınandı.
Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde toplanan yüzlerce kişi ellerinde, “Dün Halepçe Bugün Halep”, “Zalimler İçin Yaşasın Cehennem”, “Halep’in Çığlığını Duy!”, “Halep Kan Ağlıyor” Kürtçe ve Türkçe dövizler taşıyıp sık sık getirdikleri tekbirlerle Halep’e yapılan saldırıları lanetledi.
Basın açıklamasına HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Aydın Gök, İttihad’ul Ulema Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan ve STK temsilcileri de katıldı.
Burada yapılan basın açıklamasını Mustazaflar Cemiyeti Batman Şube Başkanı Davut Şahin okudu.
“Her gün farklı bir bölgede ciğerimizin bir parçası koparılıyor”
Emperyalist güçlerin Suriye ve Halep’te mazlum halka yaşattıkları vahşeti kınamak ve mazlum Suriye halkının yanlarında olduklarını haykırmak için toplandıklarını söyleyen Şahin, “Bizler bu meydanda daha önceleri de onlarca defa bir araya geldik. Filistin, Mısır, Suriye için ve daha pek çok İslam beldeleri için toplandık. Zira bizler, bir vücudun azaları gibi dünyanın neresinde olursa olsun kardeşlerimizin dertleriyle dertlenmeleri gereken bir ümmetin evlatlarıyız. Ümmetin başına dünya coğrafyasının dört bir yanında öyle bela ve musibetler geliyor, her gün farklı bir bölgede ciğerimizin bir parçası koparılıyor ki; bu hal, bu durum bizim evlerimizden daha çok, meydanlarda olmamızı zaruri kılıyor. Zira dökülen kanlar, yitirilen canlar, kirletilen ırzlar hayatımızdan adeta lezzeti ve rahatı uzaklaştırmıştır. Bu duyarlılık, elbette ki Müslüman olmamızın, mü'min olmamızın bir gereğidir.” dedi.
“Savaşlarda bile dokunulmaz olan masum çocuk, kadın, yaşlı demeden binlerce insan öldürülüyor”
“Yüzümüzü, kulağımızı nereye çevirirsek çevirelim her tarafta ezilen, zulmedilen, hor ve hakir görülenlerin maalesef Müslümanlar olduğuna üzülerek şahit olmaktayız” diyen Şahin, “Bugünlerde Suriye’de Halep'e yoğunlaşan katliamların en ağır saldırı haberleriyle matemimiz, hüznümüz katlanmış durumdadır. Zira zalimler ve onların piyonları tarafından bütün insani ve ahlaki değerleri altüst eden saldırılar yapılıyor, savaşlarda bile dokunulmaz olan masum çocuk, kadın, yaşlı demeden binlerce insan öldürülüyor. Gerçekleşen bu olayların Saddam'ın Halepçe'de, Firavun Sisi'nin Mısır'da gerçekleştirdiği katliamlardan hiçbir farkı yoktur. Öyle görünüyor ki; Zalim Beşar Esed, cehennemin derinliklerindeki babasıyla, yaptığı katliamlarla rekabet edercesine Hama'yı geride bıraktıracak vahşetlere imzasını atmaktadır.” diye konuştu.
“Bir İslami yönetimin iş başına gelmesi gerekir”
Suriye’deki Esed rejiminin zalim ve gayri İslami bir düzen olduğunu vurgulayan Şahin, açıklamasına şöyle devam etti: “Oradaki halkların İslami ve insani haklarını garanti altına alacak, bir İslami yönetimin iş başına gelmesi gerekmektedir. Bunun sağlanması için söz veya etki sahibi olabilecek her kesimin müdahil olması, Suriye halklarını bu dramdan kurtarmaya çalışmaları gerekmektedir. Bu meselede söz sahibi olabilecek tüm kesimler, derhal bir araya gelerek sorumluluk almalı, Suriye'de Müslüman halkın meşru taleplerinin ve İslam'ın hâkim olduğu bir yönetiminin tesisi için harekete geçmelidirler.”
“Bıçak, hakikaten Müslümanların kemiğine ulaşmıştır”
Açıklamasında Arakanlı Mslümanlar’a da değinen Şahin, “Arakanlı Müslümanların da hali çok içler acısıdır. 30 yıldan bu yana Myanmar'ın Arakan eyaletindeki Rohingya Müslümanlarını hedef alan şiddet olaylarında Myanmar ordusunun ve hükümetinin azınlık olan Müslümanlara karşı giriştikleri cinayet, tecavüz, göçe zorlama, soykırım ve katliam had safhaya ulaştı. Bıçak, hakikaten Müslümanların kemiğine ulaşmıştır. Arakan Müslümanlarına yönelik gerçekleştirilen katliamlara uluslararası toplumun, insan hakları savunucularının ve Batı dünyasının seyirci kalması; ikiyüzlülüklerinin ve insan hakları iddialarında sahtekâr olduklarının apaçık delilidir.” dedi.
Müslümanların arasındaki hiçbir meselenin, kardeşlerinin kanından, canından, namusundan daha değerli olmadığını dile getiren Şahin, “Bizler vahdeti sağlamadıkça daha pek çok kardeşimizin dünyanın farklı yerlerinde katledildiklerine, pek çok bacımızın namuslarının çiğnendiğine şahit olacağız. Ümmet-i İslam, bu mazlumiyetten ancak Kur'an ve sünnet üzerinde birleşerek, kardeşleşerek, yek vücud haline gelerek kurtulabilir. Bu vesileyle, bir kez daha zalime karşı durmayı ilke edinmiş İslami STK'lar olarak bu katliamları tel'in ediyor ve bu kanın durdurulması için ilgili herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
Basın açıklaması yapılan dua ile son buldu. (M.Fatih Akgül-İLKHA)