Bayırbucak Türkmenlerinin saldırıya uğraması ve Rus uçaklarının orayı bombalaması Türkiye kamuoyunda rahatsızlık yaratırken “devlet bazında da tepkilerini hep dillendirdiler. Rus uçağının düşürülmesi ise bir anda dünya gündemine oturdu. Yetkililer,uçağın devletin en üst kademesinin talimatıyla düşürüldüğünü ve bunu “angajman” kuralları çerçevesinde yaptıklarını dillendirdiler. İşin aslı ise; Türkiye'nin Bayırbucak Türkmenlerinin saldırıya uğramasına bir misilleme olarak görülebilir. Rahatsızlığını fiili olarak göstermiş bulunuyor. Hatırlanacağı üzere daha önce de Türkiye'nin sınırları Rus uçakları tarafından ihlal edilmiş, Türkiye diplomatik yollarla onları ikaz etmişti. “Bunun tekrarı halinde bu uçakların vurulacağı” söylenmişti. Bu ikazla birlikte Bayırbucak'ın Türkiye için stratejik önemi ve duygu bağı, Rus uçaklarının ihlallerini af etmedi ve Rusya'ya en üst perdeden mesaj vermiştir. Türkiye'nin Bayırbucak'ın düşmemesi için risk alacağı gözüküyor…
Zira Bayırbucak, konum itibariyle doğal bir güvenli bölgedir. Buranın düşmesi halinde Suriye'nin kuzeyinde Türkiye sınırında Halep-İdlip-Lazkiye hattı Suriye rejimi ve PYD'nin kontrolüne bırakılmış olur. Bu hassas dengeyi gözeten Türkiye'nin bir gözü hep Bayırbucak Türkmen bölgesinde oldu. 2011 yılında başlayan Suriye savaşından sonra Türkiye bu bölgeye ayrı bir önem verdi. O dönemde Dışişleri Bakanı olan Davutoğlu, Suriye konulu görüşmelerin tümünde Bayırbucak'ın öneminden söz etti. Bugün ise Türkiye'nin korktuğu hamle Esed eliyle değil, Rusya eliyle geldi. Bu plan Esed'in planı ama gücü buna yetmiyordu. Rusya'ya talimat veren Esed'dir uygulayan ise Rusya ve bileşenleridir. Bu hamleye karşı Türkiye farklı bir stratejik yolla Rus uçağını düşürdü. Her ne kadar “angajman” kuralları açıklamaları varsa da mesele Türkiye açısından Bayırbucak'ın korunmasının öncelikli olması meselesidir. Rusya öncülüğünde “IŞİD bahaneli” bu bölgeye saldırıların amacı Türkmenlerin oradan göç ettirilmesi, bölgenin boşaltılması, sonrasından da teslim edilmesidir. Eğer bu plan gerçekleşirse; Bayırbucak, Esed rejimi ile PYD'ye teslim edilecektir. Bayırbucak'ın düşmesi, Akdeniz'e uzanan Türkiye sınırındaki hattın teslimi demektir. Rusya bunu aleni olarak söylemiyorsa da niyetin bu olduğu aşikârdır. Yoksa Rusya'nın “IŞİD'i hedef alıyoruz” açıklamaları bu niyete bir kılıftır. Zira o bölgede IŞİD'in olmadığını herkes biliyor. Tam tersi Bayırbucak Türkmenleri daha önce IŞİD'in saldırılarına uğramıştı. Aynı şekilde PYD'nin de saldırısına uğradığını biliyoruz. Maksat ise dünya kamuoyunda kendi operasyonlarına meşruluk kazandırmaktır.
Bu dengeler içerisinde Rus uçağının düşürülmesi ve “bundan sonraki gelişmeler ne olacak” sorusu gündemdeki yerini koruyor. Putin'in “sırtımızdan vurulduk” açıklaması iki devlet arasındaki ilişkileri nereye götürecek. Rusya'nın bu meseleyi diplomatik yollarla çözmek isteyeceğini öngörüyorum. Zira Rusya'dan “doğalgaz alışverişimiz devam edecek” mesajı ortalığı yumuşatmaya yönelik bir açıklama olarak görülebilir. Erdoğan'ın da “hiçbir ülkeye düşmanlığımız yok, sınırlarımızı korumak hakkımız” açıklaması da bu sürecin yumuşatılmasına işaret edebilir. Bu yumuşak açıklamalarının yanında, Rusya Savunma Bakanı'nın “olaya rağmen operasyonlar devam edecek” açıklaması da yeni bir gerginliği de doğurabilir. Zira Türkiye'nin, Bayırbucakla duygu bağıyla birlikte stratejik öneminden vaz geçecek gibi gözükmüyor. Bu bloklaşmayla birlikte, ABD'nin Türkiye'den yana tavır takınması gibi gözükmesi, iyi niyet olarak görülmemesi gerekir. Obama'nın “Türkiye'nin uçağı düşürmesi hakkıdır” açıklaması masumane ve dostane değildir. Türkiye'yi kendi tarafına çekmek ve onun gücünden istifade etmeye yöneliktir. Zira; daha önce, ABD'nin Türkiye'yi Suriye ve Irak'ta savaşa çekmek için sinsi planları uygulamak istediği ortadadır…