Oruç tutanlar, çocuklar, yaşlılar, tutuklular ve hatta mezarlıklardaki yatan ölüler bile hasretle bekler bayramı. Dargınlar barışır. Yaşlılar ziyaret edilir, elleri öpülür.
Bakkallarda, marketlerde, giyim yerlerinde, çarşılarda, pazarlarda her yerde bir şenlik ve esenlik olur.
Herkes bayrama sevinç ve esenlikle girerken birileri vardır ki bu bayrama buruk giriyorlar.
Arakan Müslümanlarından binlercesi öldürüldü, binlercesi sürüldü, binlercesi mahkûm edildi. Bu bayram onlar için buruk geçecek. Çünkü canlarını mı kurtarsınlar, mallarını mı? Evleri, işyerleri talan edildi. Varlıkları yerle bir edildi. Kimileri diri diri yakıldı.
Suriye; Suriye’de iç savaş tüm hızıyla devam ediyor. Yıllarca Esat ailesinin Baas rejimi altında ezilen halk, haklı bir mücadele veriyor. Ama mücadele kolay olmuyor.
“Bin yıldız batmadan bir güneş doğmuyor.”
Mücadele çetin geçiyor. Öldürülenler, tutuklananlar, kaçırılıp ortalıktan kaldırılanlar… Başlarına evleri yıkılanlar, işyerleri imha edilenler, bağından bahçesinden olanlar, çareyi kaçmakta bulup mülteci kamplarına kaçanlar… Sadece Türkiye’de atmış bin üzerinde mülteci var. Bunlar canlarını kurtardıklarına mı sevinsinler, yoksa geride bıraktıklarına mı üzülsünler.
Mülteci kamplarının zor şartları altında bayram yaşayanlar bayrama buruk girmesin de kimler girsin? Temennimiz bir an önce bu savaşın Müslüman halkın lehine neticelenmesi ve Esat rejiminin düşürülmesidir.
İran; İran’da 6,0 ve ardından 6,2 şiddetinde iki deprem yaşandı. İki yüz elliden fazla kişi öldü. Binin üstünde yaralı var. Evler yıkıldı. İş yerleri imha oldu. Halk bayramı dışarıda çadırlarda geçirecek. Ölen akrabalarının hüznü, yaralıların acısı, kaybedilen varlıklarının üzüntüsü içerisinde bayrama girecekler. Elbet bayram onlar için buruk geçecek.
Cezaevlerinde olanlar ve yakınları için açık görüş kısa bir sevinç yaşansa da bayram buruk geçecek.
Teknolojinin de gelişmesi ile ümmet sıkıntıda olanlarla imtihan ediliyor. Olanları duyup, ekranlarda gördükten sonra düşünmemek, üzülmemek, dua etmemek, yardım ve şefkat elini uzatmamak olmaz. Gücümüz nispetinde gidebildiğimiz her beldeye gitmek vazifemiz. Duyarsız kalmak olmaz. Ben duymadım, görmedim diyemeyiz. Parmaklarımızı kulaklarımıza tıkayamayız. İmtihandan sıfırla geçemeyiz.
Bayrama buruk giren birileri daha vardır ki, bunlar da evlerini, köylerini, memleketlerini bırakıp kilometrelerce ötedeki, Giresun, Ordu gibi illere birkaç kuruş kazanmak için çok zor şartlarda, ailenin tüm bireyleri ile beraber fındık toplamak için gidenlerdir. Bunların çilesi diğerlerinkinden farklıdır. Bular bir afet sebebiyle gitmiş değillerdir. Dertleri geçimdir. Bulundukları yerlerde onlara iş imkânları sağlansa belki bu şekil gitmek zorunda kalmayacaklardır.
Gittikleri yerlerde çadırlarda (kimi zaman çadır bile bulmayanlar var.) Zor şartlarda, doğru dürüst bir tuvalet veya banyodan yoksun, çöl imkânları içerisinde bir hayat sürüyorlar. Tarlalara kimi zaman bir traktörün römorkunda, üst üste karpuz istif edercesine, kadın erkek demeden taşınıyorlar. En acısı da kimi kadınların, kucaklarındaki veya bir iki yaşındaki çocukları ile beraber çalışmasıdır. Doğrusu bunların hali hiç de iç açıcı değil.
Hükümet kendince mevsimlik işçilere bazı sosyal haklar tayin etmişse bile, bunların ne kadar yürürlüğe konduğu tartışılır. Giresun valiliği prefabrik evler yapmışsa da bunlar ne kadar kişiye yetiyor? Tartışılır. Bu işçiler bayrama, bu çadırlarda ev ve barklarından, memleketlerinden uzakta buruk olarak girecekler. Allah bu çileden onları kurtarsın.
Dileğimiz herkesin bayrama sevinç ve esenlikle girmesidir. Evler yıkılmasın, işyerleri imha edilmesin. Kimse evinden barkından, memleketinden olmasın. Herkes huzur içerisinde bir bayram yaşasın.
Yasinler, Bayramlar, Ahmetler ve Hacılar evlerine, çoluk çocuğunun içine dönsün. Kimse baba hasreti yaşamasın.
Bayramlar buruk geçmesin istiyoruz. Çok şey mi istiyoruz bilmiyorum. Ama biz dua etmeye devam edeceğiz. Mevla’mızdan dileyeceğiz. Dilemekten bıkmayacağız. Azim göstermemiz gerekiyorsa onu da yapacağız.
Tüm İslam âleminin bayramını canı gönülden tebrik eder. Darda ve sıkıntıda olanların bir an önce rahat ve esenliğe kavuşmasını cenabı haktan niyaz ederim.