Hamd âlemlerin Rabbine; salât ve selâm da O'nun pak Resûlüne olsun.
Malum, bahar mevsimi nemli gözlerini usul usul gösterirken, o neme benzeyen insanlardan bahsetmek geldi içimden.
Su ve toprak…
Bazı insanlar su gibidir; ayaklar altından akar ama azizdir. Toprak, yani bazı insanlar onu bağrına basar ve içindeki daneleri onunla yeşertir.
Bazı insanlar su gibidir. Adeta gökten yağar dünyanın üstüne. Kimisi onu rahmet olarak görür, kimisi azap…
Bazı insanlarsa su birikintisi gibidir. Çamurludur, pistir belki ama hakikat güneşi onu buharlaştırır, yükseltir ve yağmura dönüştürür.
Bazı insanlar su gibidir ama ne su! Ummandır, içinde kaybolmak, yüzmek ve hatta boğulmak istediğiniz…
Bazı insanlar su gibidir; hani şu gözyaşı dediğimiz su… Bazen değerli bir inci tanesi gibidir, değersiz bir gözden düşer ve hak eden onu alır. Bazen değerli bir gözden düşen değersiz bir şeydir o, zaten konumuna hiç alışamamıştır ve bu düşüş ona ağır gelmez. Bazense değerli bir gözden düşen değerli bir damladır o, cehennemler söndüren.
Bazı insanlar can suyu gibidir. Kalbe ektiğiniz bütün güzelliklerin fidesi, onun olmasına bağlıdır. O olmazsa, emekler heba olur. O olmazsa solar emek verdiğiniz fidanlar…
Bazı insanlar su gibidir ve adeta Kevser'dir. Adı silinecek, ebterdir denilerek üzülmüşlere bir müjdedir.
Kimi insanlar su gibidir; âb-ı hayat nev'inden… Gelir ve ölmüş yanlarınızı diriltiverir Mesih (as) nefesi misali. Mesh eder ulvî duygularınızı, sıvazlar. “Bu duyguları sev, okşa, sakın kaybetme!” der. Mest eder kalpleri, Hakk'a ram eyler…
Su işte, yani insan… Usta der ki: “Bir damla zehir bir kova suyla, birçok insanı zehirleyebilir.” İşte, içinde zehir olan su gibidir bazı insanlar, zehri az olsa da etkisi çoktur. Bir damla zehri onlarca kişiye pay edemezsiniz ancak o bir kova su, zehrin paylaştırılmasında en etkili maddedir.
Bazı insanlar sudur, evet ancak kaynar sudur. İçinde ise cerahat ve irin vardır. Daha dünyadayken cezası verilmeye başlanan günahkârların içini yakan bir sudur. Kendisi pis değildir o suyun, sadece kaynar. Ancak içinde cerahat ve irin olduğu fikri, günahkârların kalbini dağlar. O suya dünyada maruz kalan fasık, cehennemde ‘hamîmen ve ğassâkâ' olan azabı görünce, “Ben bunu bir yerden tanıyorum. Dünyada da bana bu azab tattırılmıştı.” diyerek kendini kınar. Hâlbuki dünyada iken o su ne kaynıyordu, ne de irinle doluydu. Kaynar değil, kaynak suyuydu. İrinle değil, ilimle doluydu. Uzatmayayım…
Son olarak; her insan bir damla sudur. Fakat kimi bunun farkında değildir, kimi farkındadır.