Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selâm da O'nun pak Rasûlüne olsun.
Geçen haftaki yazımızda toprak gibi olan insanlardan da bahsedecektik fakat toprak bu ya, bereketiyle fazla geldi ve toprak gibi insanlar bu yazıya kaldı.
Toprak… Yani hammaddemiz… Bazı insanlar toprak gibidir, sürekli tepelenir ancak her haliyle Hakk'a secde eder. Onun her hali bir huşû, her hâli bir tevazu ile bezenmiştir. Düşmez o, çünkü düşecek kadar yükselmemiştir ki? Yükselenler düşünsün, dağdaki kaya parçaları, yol kenarındaki dağlar, tepeler düşünsün! Mütevazıdır o; hiçbir heyelan ve doğal afet etkilemez onu.
Bir yerlere yükselmiş, bir zirveye çıkmış olabilir. Ama yükselteni asla unutmaz ve hamd ile secde eder. Ettikçe yükselir, şükrettikçe nimetlerini artırır Rahman(c.c).
Bazı insanlar toprak gibidir; üzerine yağan rahmeti kabul eder, içindeki güzel danelere ulaştırır ve güzellikler yeşertir. Bazıları ise o rahmeti alır ve içinde zararlı ne varsa onu yeşertir. Hani içimize atarız ya bazen, içimize attığımız ne ise dilimizden, kalemimizden, amelimizden o dökülür. İşte toprak gibi olan bazı insanlar bizleriz; benim, sensin, biziz.
Bazı insanlar topraktır ancak kalpleri taş gibidir. Ondan bir şey beklediğiniz zaman küreğinizi kırar, yüreğinizi tüketir. Maddi manevi fark etmez; beklentileri boşa çıkarmakla kalmaz, bir de kırıcı davranır o.
Bazı insanlarsa adeta kabarık bir topraktır ve daha kürek yaklaşırken teslim eder kendini o küreğin rahmet vesilesi darbelerine… Sanki zaten küreği bekliyordur da küreği yormamak için küreğin, kendisinde hakikat hatları açmasına var gücüyle yardımcı olur. Kürek onu beller, öğrenir yani. “Bu toprakta iş var.” der. Ve vakti geldiğinde onda güzel ekinler bitmesine yardımcı olmak için sabırsızlanır. Her ekim vakti yeniden beller, öğrenir kürek onu; yeni bir güzellik sunar toprak ona…
Bazı insanlar toprak gibidir. Verileni kabul etmez, üstüne akan ilim ve hikmet pınarlarını bünyesine almaz. Yani ilmi amele çevirmez, takva elbisesini giymek yerine elinde taşır, hikmeti özümsemek yerine kelimelerinde bırakır. Böyle insanlar da suyu emmeyip üzerinde tutan toprak gibidir. Üzerinde birikir onun ilim, hikmet, takva, marifet… Kendisine bir fayda sağlamaz bu taşıdıkları, ancak onun biriktirdiği bu güzel göletten insanlar alır ve kana kana içerler. Ne var ki bu birikimin o toprağa, yani o insana bir faydası yoktur.
Bazı insanlar da çamur gibidir. Kimi çamurlar zehirli arıların yuvasıdır, kimi çamurlar bir derdin devasıdır, kimi çamurlar bataklıktır, kimi çamurlar da testi ve çömlek gibi kapların hammaddesidir.
Sonuç olarak; her insan topraktandır ve toprağa dönecektir. Rabbim, çamurlaşacaksak da hayırla çamurlaşanlardan eylesin hepimizi. Vesselam…