Gaziantep'te ikamet eden Mustafa Hastaoğlugil (75), tarihin geleneksel meslekleri arasında bulunan ahşapçılık mesleğini yarım asrı aşkın süredir severek devam ettiriyor. Zorlu meslek dalları arasında yer alan ahşapçılığa 67 yılını veren Hastaoğlugil, mesleğini sürdürmenin mücadelesini veriyor.
Ekonomik nedenlerden dolayı okulu birinci sınıfta bırakmak zorunda kalan, henüz 8 yaşındayken çırak olarak başladığı mesleğini ilerlemiş yaşına rağmen büyük bir azimle 67 yıldır devam ettiren Mustafa Hastaoğlugil, mesleğini 17 yıldır da tek gözüyle sürdürüyor.
Çocukların daha kolay yürümelerini sağlamak ve ayaklarının güçlenmesi için eskiden ahşap ustaları tarafından yapılan ve halk arasında “çıkrık” olarak da bilinen bebek yürüteçlerine ilgi kalmadı. Gayet basit bir düzeneği olan ve 4 tahtanın birleştirilmesi ile alt tarafına tahtadan teker takılması sonrasında çok kullanışlı bir çocuk oyuncağı haline gelen bebek yürüteçlerinin yerini şimdilerde “örümcek” olarak bilinen yürüteçler aldı.
Çocukların yürümesi için üretilen ve “örümcek” denilen çocuk yürüteçlerinin eskiden olmadığını, eski ahşap ustalarının bebeklerin yürümesini kolaylaştırmak için böyle güzel bir icadı ortaya çıkardıklarını belirten Hastaoğlugil, “1960 yılına kadar el tezgâhında bu yürüteçleri yapıyorduk. Motorlu tezgâha da 1960 yılında geçtik. O dönemden beri bu motorlu tezgâh ile devam ettim. Ondan önce el tezgâhında çalışıyordum. Bundan önceki değişimlerden önceleri kilim tezgâhları vardı. O tezgâhlarda kullanılan araçları imal ederdik. Şimdi yeni çıkan tezgâhlarda çalışanlar bunların ne olduğunu bilmezler.” dedi.
Küçük yaştayken başladığı ahşapçılık mesleğinde bir süre çırak ve kalfa olarak çalıştıktan sonra kendi iş yerini kurduğunu belirten Hastaoğlugil, kendi imkânlarıyla açtığı atölyesinde müşterilerine hizmet vermenin mutluluğunu yaşadığını belirtti.
Hastaoğlugil, “1950 yılında bu mesleğe başladım. 1960 yılından 1968 yılına kadar kalfa olarak çalıştım. 1968 yılında kendi iş yerimi açtım. 1968 yılından 1991 yılına kadar da ben Kurtuluş Pasajı’nın karşısında hasırcıların içerisindeydim. 1991 yılında buraya geldim. O dönemden bu yana da burada çalışıyorum. Ben bu mesleğe 8 yaşında başladım. Ekonomik sıkıntılardan dolayı okul okumadım, sadece bir yıl okula gittim. 5 tane çocuğum vardı, ikisi vefat etti. Oğlumla beraber kalıyorum.” ifadelerini kullandı.
Yaşına göre halen dinç olmasını her sabah erkenden gidip dükkânını açarak azimle çalışmasına ve hiç sigara kullanmamaya bağlayan Hastaoğlugil, “Sabah saat 07.00 gibi gelip iş yerimi açıyorum. En fazla saat 14.00’e kadar çalışıyorum. Saat 14.00’te de mesaim bitiyor. İş bitmiyor, ama benim o saatten sonra çalışma gücüm kalmıyor. Kimseye muhtaç olmamak için bu yaşıma rağmen çalışıyorum.” şeklinde konuştu.
Eskiden ahşap beşik, kaşık, yürüteç ve buna benzer birçok insan hayatında kullanılan ahşap gereçleri imal ettiğini belirten Hastaoğlugil, “Şu durumda ağırlıklı olarak çocuk yürüteçleri üzerine çalışıyorum. Daha önceleri tatlı kalıbı ve diğer ahşaptan yapılan ürünleri de yapıyordum. Özellikle tatlı kalıplarını isteyenler 50 taneyi bir günde istiyor. Yaşım nedeniyle bir günde imkânı yok bitiremem. Yürüteçleri de haftada 50 tane ancak yapabiliyorum. Çünkü ben yarım gün çalışıyorum. Eskiden daha çok yapardım. Günde 15 tane yapardım.” diye konuştu.
Yaptığı yürüteçleri genellikle doğu illerine gönderdiğini ifade eden Hastaoğlugil, “Mesleğimize pek ilgi kalmadı. Ama en azından gidip kahvede oturmaktansa ve ‘Boş durmamaktansa bedava çalış’ diye bir söz var. Bu yaştan sonra ne yapacağım. Onun için çalışıyorum. Zaten emekliyim.” dedi.
1966 yılında geçirdiği bir iş kazasının acısının 2000 yılında çıktığını belirten Hastaoğlugil, 17 yıldır ise tek gözü ile hayata tutunduğunu belirterek, ibadetlerini aksatmadığını, hiç sigara kullanmadığını ve azimli olmak için mutlaka çalışmanın gerektiğini de sözlerine ekledi. (İbrahim Koçyiğit - İLKHA)