Muş Alparslan Üniversitesi’nde İlim ve Fikir Topluluğu tarafından ‘Bediüzzaman’ı Anma ve Anlama’ konferansı düzenlendi. Konferans konuşmacısı Araştırmacı-Yazar Özkan Yaman, Bediüzzman’ın bu coğrafyaya çok şeyler kattığını ifade etti.
Muş Alparslan Üniversitesi Profesör Doktor Sabahattin Zaim Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa öğrenciler yoğun katılım gösterdi.
Konferans, İlahiyatçı Mahmut Bilici’nin Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra açılış konuşmasını İlim ve Fikir Topluluğu Başkanı Ali Ekber Avcı yaptı. Avcı, İlim ve Fikir topluluğun misyonunu, vizyonu ve kuruldukları günden beri yaptıkları faaliyetlerini anlattı. Program Ayetullah Tarhan’ın okuduğu şiirle devam etti.
Daha sonra Özkan Yaman ‘Bediüzzaman’ı Anlama’ konulu bir konferans verdi. Yaman, Bediüzzaman’ı okumanın sadece şahsımız için değil, ümmetin, toplumun geleceği için de önemli olduğunu vurguladı.
“Bediüzzaman'ın mesajı ferdi değil, toplumun ıslahına yöneliktir”
Bediüzzaman'ın eserlerinde toplumun bütün kesimlerine hitap ettiğini belirten Yaman, “Toplumdaki bütün sorunların çözümü eserlerinde vardır. O’nun eserlerine baktığınızda; hanımlar rehberi, gençlik rehberi, hastalar risalesi, yaşlılar risalesi yani toplumdaki her kesime bir hitap olduğunu görürsünüz. Siz Bediüzzaman’ı bir gün padişahın karşısına çıkmaya çalışırken, bazen mecliste seslenirken veya bir yerde toplumun sorununa çözüm üretirken bulusunuz. Bediüzzaman'ın mesajı ferdi değil, toplumun ıslahına yöneliktir. Üstad'ın hayatı aksiyonlarla doludur. 80 yıllık hayatında medrese, sürgün, zindan, ilim, mahkeme, işkence, savaş ne isterseniz vardır. Üstad'ın ilmini ve yaşadığı eziyetleri anlatmak çok zor. Eserlerinin hangi ilim dalı altında inceleneceği ise zor bir durumdur.” dedi.
“Bediüzzaman bu coğrafyaya çok şey katmıştır”
Yaman, “Bediüzzaman bu coğrafyada öyle şeyler katmıştır ki, konuşmalarımızda hep gayri ihtiyarı bir şekilde ondan örnekler veririz. Bediüzzaman’ı sevmeyenler dahi farkında olmadan ondan örnekler veriler. Bediüzzaman’da medreseleri, batının rasyonel ilimleri ile dergâhın kalbî ilmini bir araya getirme düşüncesi vardır. Medrese eğitimini güncellemek için sahip olduğu ilim hırsı kısa sürede tanınmasına neden oluyor. Üstad, başkaları gibi şöhretini şahsi çıkarlar için kullanmıyordu. Üstad, 1. Dünya Savaşı çıktığında talebeleri ile birlikte Muş, Bitlis'i müdafaa etmeye çalışıyordu.” ifadelerini kullandı.
“'Paşa paşa İslam'da en büyük hakikat imandır”
Üstad’ın hayatından kesitler sunan Yaman, sözlerine şöyle devam etti: “Üstad Mustafa Kemal'in yoğun ısrarı üzerine Ankara gidiyor. Mecliste birçok kişinin namaz kılmadığını görüyor İslam âleminin de zannettiği gibi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını İslam mücahidi olarak zannediyordu. Onların namaz kılmadığını görünce, namaz kılma bildirisi yayınlıyor. Bildiri Mustafa Kemal'in de önüne gelince Üstadı odasına çağıyor ve biz seni fikirlerinden istifade edelim diye çağırdık, sen ise namaz ile ilgili bir şeyler yazdın, ‘İçimize fitne attın’ diyor. Üstad şaşırıyor, bir lider nasıl böyle bir anlayışa sahip olabilir diye. Cevabını Mecliste veriyor. Konuşmasında 'Paşa paşa İslam'da en büyük hakikat imandır, imandan sonra ise namazdır. Namaz kılmayanın durumu merduttur’ yani kabul edilemez demiştir.”
Mustafa Kemal ile yaptığı uzun konuşmalarda, hadislerde belirtilen ileride Müslümanlığı ortadan kaldırmaya yönelik çalışacak, Kur'an’a ilişecek, şeriata ilişecek bir deccaldan bahseder. Onun gözünde, hal hareketlerinde deccalın alametlerini görüyor. Hadisin devamında ise ona askeri bir güç ile kıyam ile karşı konulamaz der. Üstad hadisin devamın hatırlayınca ona karşı yapılacak bir şeyin olmadığı fark eder ve oradan ayrılmak ister.
Bediüzzaman’ın Mustafa Kemal’in kendisine yaptığı teklifleri reddettiğini hatırlatan Yaman, “Ankara'dan ayrılacakken Mustafa Kemal ona Şark’ın umumi vaizliğini ve reislik, valilik, vekillik tekliflerinde bulunur. Bediüzzaman onun niyetini anlayınca oradan ayrılıyor.” dedi.
Konferans izleyicilerden gelen soruların cevaplandırılmasının ardından sona erdi.İLKHA