Geçtiğimiz sene Belçika'nın Limburg eyaletinin Beringen şehrinde kurulan Rahmet- Der, Beringen’de "Eşsiz Önder Hz. Muhammed" temasıyla Kutlu Doğum etkinliği gerçekleştirdi.
Sunuculuğunu Fatih Yıldırım’ın yaptığı program, Mücahit Haksever Hocanın Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından etkinlik, Bünyamin Ortaç’ın Kürtçe, Seyfullah Çelik’in Türkçe Mevlid-i Şerif okumasıyla devam etti. Katılımcıların salavatlar çekerek okunan mevlide eşlik ettikleri görüldü.
Nurettin Yaman dernek adına Flamanca bir açılış konuşması yaptı. Davetlilerden Beringen Belediyesi Sağlık ve Eğitim encümeni Maurice Webers de söz alarak etkinliği beğendiğini ve bu etkinlikte barış mesajı verildiğini anladığını dile getirerek katılımcılara teşekkür etti.
Hicret ve Kevser ilahi gruplarının seslendirdiği ilahilerle devam eden programda katılımcılar, dağıtılan güller ve tevhit bayraklarıyla, okunan eserlere eşlik etti.
Programda bir konuşma yapan Avrupa İslam Âlimleri Birliği Genel Sekreteri Mücahit Haksever, Hz Muhammed’in (sav) önderliğine vurgu yaparak, son peygamber olarak Hz Muhammed’in kendinden önceki tüm peygamberlerin özelliklerini kendinde barındırdığına dikkat çekti. Haksever, “ Sanki O bir denizdir ve tüm akarsuların aktığı bir ummandır Muhammed Mustafa alehisselatu vesselam. Peygamber Efendimiz bir buket gibidir ki o bukette güllerin her çeşidini en güzellerini, en güzel kokulularını bulmak mümkündür.” dedi.
Hz Muhammed (sav)için Server-i Alem tabirinin kullanıldığını söyleyen Haksever, “Bir insan ki gelmiş ve geçmiş tüm insanların kabul edebileceği bir lider. Tüm insanların onun liderliği altında birleşebileceği bir lider. Böyle bir liderin, tüm insanlığın lideri olarak kabul edilebilmesi için, hiçbir millet ve ırkın, bir sınıfın ayrımını yapmaması lazım. Yani bu lider tüm ırkların kabul edebileceği bir lider olması lazım. Çünkü tarihte birçok lider görüyoruz, kendi ırkları için seviniyor ama başka bir ırk mensubu o lidere düşmanlık yapıyor.” ifadelerini kullandı.
Dünya lideri olabilmenin şartının, getirmiş olduğu kanunun tüm insanlık için geçerli olması gerektiğini ifade eden Haksever, “Tüm insanlığı doğruluğa, iyiliğe çağıracak bir kanun getirecek. Dünya liderinin diğer şartı, onun getirmiş olduğu düzen, nizam bir zamanla sınırlı olmayacak. Onun getirdiği nizam, tüm zamanlara hitap edecek. Bu liderliğin dördüncü şartı da, getirmiş olduğu kanunları hem kendisinde uygulayacak, hem de insanların üzerinde uygulatabilecek bir güce sahip olması lazım. İşte tüm bu şartları taşıyan bir lider ancak Cihan Serveri olabilir. Biz bu özelliklerin hepsini sadece Hz Muhammed de (sav) görmekteyiz.” dedi.
“1400 sene sonra hepimizi bir araya getiren sevda Muhammedi sevdadır”
Peygamber Efendimizin hiçbir zaman ırkçılık yapmadığını da dile getiren Haksever, “O Arap ırkındandı ama hiçbir zaman Arap milliyetçiliği yapmamıştır. Bakınız bin dört yüz sene sonra Avrupa’nın ücra bir köşesinde, bu salonda, çeşitli ırklardan insanlar toplanmış ve hepimizi bir araya getiren sevda Muhammedi sevdadır. Bugün burada bulunuşumuz dahi O peygamberin ırkçı bir peygamber olmadığını göstermiyor mu? Peygamberimizin etrafına baktığımız zaman çeşitli insanları görüyoruz. Köleleri görüyoruz, esirleri görüyoruz. Ta Farstan bir kişi gelmiş, bir zat. Peygamber efendimiz Selman-ı Farisi için Selman benim ev halkımdandır demiyor mu? İşte Peygamberimiz hiçbir aile, sınıf, cemiyet, millet, ırk, zengin fakir, küçük-büyük, siyah-beyaz, Arap ve Arap olmayan arasında hiçbir ayrım yapmamıştır. İşte bu, O’nun cihan önderi olduğunun bir göstergesi değil midir?” şeklinde konuştu.
“Muhammedi sevda aramızdaki harcımızdır.”
Müslümanların bugün tekrar bir araya gelebilmelerinin yolunun Peygamberi sevmekten ve onun sevgisi ortak paydasında birleşmekten geçtiğini vurgulayan Haksever, “Bu gün kâinat O Server-i Âlemin rehberliğine ihtiyaç duyuyor. Bugün, bu salonda çeşitli ırklardan, çeşitli fikirlerden insanlar olmasına rağmen hepimizi buraya toplayan sevda Muhammedi sevdadır. Bu bizim harcımızdır. Bu gün şer güçleri bizim bu harcımızı aramızdan çıkarmak istiyorlar. Şu duvarın harcını çıkarırsanız, o duvarın tuğlaları bölük pörçük olmak, dağılmak sureti ile en ufak bir rüzgâr esintisinde yıkılmaya mahkûmdur. Ama bakınız duvarın arasındaki harç sayesinde rüzgâra karşı, fırtınaya karşı, yağmura karşı, doluya karşı, o rüzgârlara karşı bu duvarın sapa sağlam kalıyor. İslam coğrafyasında bu gün var olan ayrılıkların, tefrikaların nedeni budur. Biz bu sevdaya her zamankinden daha çok muhtacız. İşte bizlerin tekrar tarihteki şanlı destanları yazabilmemizin yolu Muhammedi sevdayla yine bir araya gelmektir.” sözlerine yer verdi.
Yapılan konuşmanın ardından Rahmet Kız İlahi Grubu tarafından Esma-ül Hüsna okundu. Verilen namaz molasının ardından okunan ilahilerle devam eden programda, Antwerpen’den gelen Kevser tiyatro ekibi Hz Zeyd bin Harise’nin Peygamber Efendimizi kendisini yıllarca arayan ve Mekke’de bulunca götürmek isteyen ailesine tercih edişini canlandırdı.Gençler tarafından oynanan tiyatro çocuklar tarafından ilgiyle izlendi.
Mahmut Nohut’un Duha suresini okumasının ardından program, Melik Yıldırımın yaptığı dua ile son buldu.İLKHA