Bilgisizlikten en büyük faydayı hayatını hazıra konarak idame ettirenler sağlar. Yalnızca kendisinin bilgisizliği ile yetinmeyip başka insanların da bilgisiz olması onların rahatı açısından elzemdir.
Her galibiyetin olduğu gibi siyasi galibiyette o kimsenin eline hazıra konarak geçmişte tek dayanağı bilgisizliğin o cemiyet içinde itibar görmesidir. Haksız kazancın elde sorunsuz kalmasının tek dayanak noktası ya da teminatı bilgisizlik bulutunun ilim güneşini örtmesi ve doğru yanlış analizinin bu karanlığa kurban edilmesidir.
Her toplum kendi fazilet ve zaaflarından oluşan bir yapı ile örtülmüştür. Yaşayan değerler o toplumun yönetim biçimini de belirgin kılar. Muktedir olmak yüceltiyor ise o toplumda acizler, zavallılar, sızlananlar ve düşkünler vardır. Şayet bir toplumda zora baş eğmek küçültücü bir anlama sahip ise o toplumun muhalefet yeteneği şahikasına ulaşmıştır. O toplumun muhalefet husumeti doğmuyor ise ne yönetenler şiddete sarılır ne de yönetilenler korku sebebi ile erdemlerinden feragat ederler.
Tanrı önünde eşitlik, kanun önünde eşitlik ve nihai nokta olarak sistem önünde eşitlik ilkelerini realize için operasyonlar yapılan bir ülkeyiz. Kalitemizi ve itikadımızı hangi eşitliğe meftun ile ölçebiliriz.
Temayüllerimiz temayüllerimizin mikyası ölçülebilir ise kaç karatlık insan olduğumuz ortaya çıkar.
İnsanların tecrübelerindeki müştereklik birbirlerini anlamaya yardımcı bir öğedir. Eğer insanlar birbirini anlamıyor ise bu iki taraftan birinin kendini kapalı tutmasındandır. Tecrübelerini paylaşmayan yekdiğerini başka görüyor ve ötekileştirmeyi düşmanlığa kadar götürebiliyordur. O sebepten bilginin müşterek tecrübe olanı dışında tutulması bilgisizliğin revaç bulmasına sebep ve cehaletin özür sayılmasına gerekçe kılınmıştır. Malumdur ki en kolay anlaşamayarak nemalananlar bu dünyada ipe un serenlerdir.
Hayat tecrübemizin bizde kendimize mahsus bir varlık sebebi oluşturduğunun, bildiklerimiz ile farkına varırız. Bilgimizin türü o bilgiyi edinmek için başvurduğumuz kaynakla ve o bilgiye varmak işin tatbikat sahasına koyduğumuz metoduyla kayıtlıdır. Nasıl ve hangi yöntem ile edinmiş isek bilgi, sadece ve sadece ruhumuz ile ilgilidir. Ruhumuzu satmayacak isek kıymetini en azından iade etmeliyiz. İade-i itibar hem bizim ruhumuzun hem de cemiyetin içinde bulunanların hakkıdır.
Ruhun asaleti nefsin ataletinden evla ise marufu emir ve münkeri ret ruhumuzun sessiz kelamı ile neşvü nema bulacaktır.
Ne Mefisto'ya yem ne de Faust olmaya mülhemiz vesselam.