Kendisiyle evleneceğini sandığı akraba kızının bir başkasıyla evliliğine tahammül etmekte zorlandığını ifade eden genç kardeşimiz şöyle diyor:
“Ben terzilik yapıyorum, liseyi dışardan bitirdim Annemin akrabası bir kız vardı. İlkokulda ve ortaokulda aynı sınıfta okuduk. Sonra onun babasının tayini çıktı, başka bir şehre taşındılar. Ondan sonra o kızla da ailesiyle de çok az görüştük. İki yıl önceydi, annemle konuşurken, ‘o kız benden başkasıyla evlenmez, ben onu iyi tanıyorum' filan demiştim. Annem, ‘o zaman gidip isteyelim' dedi. Biz de gittik, ‘kızımız okuyor, okulu bitirmeden evlenmek istemiyor' dediler. Sonra kızla görüştüm. O da ‘okulumu bitirmeden olmaz' dedi. Neyse iki yıl geçti, bu sene sınıf öğretmenliğini bitirdi. Biz tekrar istemeye gitmek için hazırlandık. Bir de duyduk ki, dayım onu oğluna istemiş. Benden iki yaş büyük oğlu vardı. Bir devlet kurumunda mühendis olarak işe başlamıştı. Şimdi kız tarafı ona söz vermişler.
Anneme, ‘gidelim biz de isteyelim belki fikirleri değişir' dedim. Annem, ‘söz verilmiş kıza dünür gidilmez' dedi. Kızı aradım, o da ‘babamlar öyle uygun gördüler, ben de itiraz edemedim' dedi. ‘Ama sen istemiyorsan bu iş olmaz' demeye çalıştım, kız, ‘anne babasını üzmek istemediğini' söyledi. Psikolojim altüst oldu. Kızlara karşı içimde sanki dikenli bir güvensizlik hissettim. Öyleyse, ‘ben de evlenmem' diye yemin ettim. Annem ha bire şu kız bu kız diyor, ona da ‘boşuna uğraşma ben kesinlikle evlenmeyeceğim' dedim. Üzülüyor ama, ben de içimi kemiren hayal kırıklığı ile baş edemiyorum. Şimdi aradan altı yıl geçti. Akranlarımın hemen hemen hepsi evlendiler. Bu şekilde bir tavrın çok caiz olmadığını da biliyorum. Sizin görüşünüzü öğrenmek istedim.”
Anlatımınıza göre, bahsettiğiniz kızın sizinle evleneceğine dair bir hayal köşkü inşa etmişsiniz. Ama o köşkün sağlamlığını hiç düşünmemişsiniz. Onun sizinle evleneceğini ümid etmenizin bir temeli olmalı idi ki, sonrasında üzerine bina edilecek yapı için hesap kitap yapılsın.
Onunla -caiz olmasa bile- şöyle böyle iletişimde olmanız gerekirdi demiyoruz. Ancak sizden başkasına evet demeyeceğine dair kanaatiniz için de, söz ettiğiniz deliller -kusura bakmayın ama- çok basit ve çocukça diyoruz.
Kızın sizinle evlenmeye dair tam olarak ne düşündüğünü öncesinde netleştirmediğiniz halde, onun tercihi üzerinden “bütün kızlar böyle” diye kurduğunuz tiyatral cümleler ve bununla yemin edip düğümlediğiniz paketten size vebal, eziyet ve kahır çıktığını görmeye başladığınız anlaşılıyor.
Bundan sonra yemininizle ilgili gerekeni yapıp, bir güzel tevbe ettikten sonra, Hakkın rızasına uygun bir hayat düsturu ile annenizin de duasını alarak nikah sünnetini hayırlısıyla eda etmeniz, inşallah nice bereketlere vesile olacaktır.
Sorun, kızın da kesinlikle sizi tercih etmesine rağmen -filmlerde çokca işlendiği gibi- zorla sizden başkasıyla evlendirilmesi biçiminde olsaydı, tabi ki, üzüntünüzün ve söylediğiniz ruh halinizle ilgili sıkıntının bir anlamı olabilirdi. Kaldı ki o durumda bile yine, “demek ki bu işte sizin için hayır yokmuş” derdik. Sizin şu anda öylesi bir imtihanla karşılaşmadığınız için şükretmeniz gerekir.
Bize verilen bu hayatın gayesi Rabbimize kulluktur. O'nu razı etmektir, kendimizi O'na sevdirmek ve affettirmektir. Ve, hakkı sabrı tavsiye ederek, kurtuluşumuz için çabalamaktır. Bir şeyden mahrum edildiğimizi düşünüyorsak, gideceğimiz kapı da Rabbimizin dergahıdır.
Dua bekleriz.