Hava sıcaklığının mevsim normallerini üzerinde seyrettiği Batman merkeze bağlı Recepler (Receba) köyünde, sıcak havaya rağmen sabah ve akşam saatlerinde köylerinden kilometrelerce uzaklıktaki yaylaya giden Berivanlar, keçi ve koyunları sağdıktan sonra evlerine dönüyor.
En büyük geçim kaynakları olan hayvancılık faaliyetlerini zor şartlarda sürdürdüklerini anlatan Berivanlar, diğer tüm işleriyle birlikte her gün iki defa yaylaya çıkıp süt sağdıklarını belirttiler.
Recepler köyü sakinleri, mart ayının ortasından ağustos ayının sonuna kadar hayvanların sütünün bol olduğu zamanlar olduğunu ve bu yüzden yaklaşık 5 ay boyunca yaylalara gidip süt sağdıklarını söylediler.
“Elde ettiğimiz sütü peynir yapıp geçimimizi sağlıyoruz”
Geçim kaynaklarının hayvancılık üzerinde olduğunu dile getiren köylülerden H. Abdullah Karakuş, “Mart ayından nisan ayına kadar çöle gelerek hayvanlarımızı sağıyoruz. Elde ettiğimiz süttü eve götürüp peynir yapıp satıyoruz. Her iş gibi bu işin hem zarı hem dekarı var. Çobanlarımızın paralarını veriyoruz. Çobanlarımıza yemek getirip onlara iyi bakıyoruz. Görmeyenler hayvancılıkta çok kar var diye düşünüyorlar. Bu işin pek karı yoktur. Petrol kuyuların yanın başında hayvancılık yapıyoruz. Bir ay elde etiğimiz süt bir varil petrol etmiyor. Petrolden hiçbir faydamız yok. Bizden kimse petrol işinde de çalışmıyor. Geçim kaynağımız hayvancılıktır. Hayvancılığın yanında 40-50 dönüm arazide zirai ürünler ekiyoruz. Çocuklarımız gurbetlerde çalışıyorlar. Bize bu işi yapıyoruz.” şeklinde konuştu.
“Hayvanlar eve gelmediği için Berivanlar süt sağmak için yaylaya gidiyor”
Baharın gelişiyle hayvanları gece gündüz çölde kaldığını belirten köylülerden Haydar Budakar, “Her gün hayvanlarımızı sağıyoruz. Sütü olanlar peynir yapıp hem satıyorlar hem de kendi evleri için yapıyorlar. Sütün faydası bizlere çoktur. Mart ayının 15’şinden hava şartlarına göre hayvanlarımız akşamları da çölde kalıyor. Hayvanlar eve gelmediği için Berivanlar süt sağmak için yaylaya gidiyor. Bu yaz mevsimine kadar böyle devam ediyor. Çöldeki otlar kuruyunca köyün çevresindeki anızlarda hayvanlarımız otlatılmaya devam ediliyor. Kuzular yeni doğduğunda sürü köye getirilip yavruları emziriliyor. Bunun dışında sürümüz gece gündüz çölde kalıyor. Kuzular biraz büyüdükten sonra sürü eve hiç gelmiyor gece gündüz hep çölde kalıyor.” dedi.
“Hayvancılık ne kadar azalırsa ürün fiyatları da o kadar artacaktır”
Besicilerin azlığından dolayı hayvansal ürünlerin çok pahalı olduğuna dikkat çeken köy sakinlerinden H. Salih Karahan, besicilerin çoğalması için devlet yetkililerinin besicilere teşvik ve desteklerin artırması gerektiğini söyledi. Karahan, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Her yıl mart ayında Berivanlar yaylaya çıkmaya başlıyor. Berivanlar yaylada hayvanların sütlerini sağıyorlar. Elde edilen süt ile peynir yapıyoruz. Yalnız bu yıl peynir biraz pahalıdır. Fakirlere üzülüyoruz. Böyle pahalanmasını istemiyoruz ama besicilerin azaldığından dolayı daha da pahalanacak. Herkes kendini ağalığa bağlamış. Kimse artık hizmet etmiyor. Çoban dahi bulmakta zorlanıyoruz. Böyle giderse hayvanlar azalacak. Hayvansal ürünlerin hepsi de pahalanacak. Hayvancılık ne kadar azalırsa ürün fiyatları da o kadar artacaktır. İnsanlarımızın besiciliğe yönelmesini istiyoruz ki ürünler pahalanmasın.”
“30 yıldır süt sağıyorum”
Yaşadıkları zorlu mesailerini anlatan Berivanlardan Şükran Karahan, “Mart ayında sürümüz çöle çıkıp çölde kalıyor. Bizlerde her gün sütlerini sağmaya gidiyoruz. Yaz mevsiminden sonraya kadar da bu işimiz devam ediyor. 30 yıldır süt sağıyorum. Yayladan aldığımız sütü peynir ve yoğurt yapıp satıyoruz. Bu ürünlerden Müslümanlar ve çocuklarımız yiyorlar. Bu iş ile geçimimizi sağlıyoruz. Başka işimiz yok çocuklarımız ve eşim işsiz bize de bu işi yapmak düşüyor.” ifadelerini kullandı.
Doğma büyüme Recepler köyünde olduğunu ve hatırladığından beri bu iş ile uğraştıklarını söyleyen Berivanlardan Zekiye Karahan, “Doğduğumdan beri bu köydeyim. Yaylaya gelip süt sağıyoruz. Allah’a çok şükür helal ve temiz bir iştir. Bu işi çocuklarımız için yapıyoruz. Eskiden tüm Berivanlar yaya olarak yaylaya geliyorduk. Sağdığımız sütü omuzlarımızda taşıyarak köye getiriyorduk. Daha sonra eşeklerle bu işi yaptık. Bu zamanda da traktör ve araçlar çıkmış onlarla yaylaya geliyoruz. Sütümüzü sağıp eve dönüyoruz.” diye konuştu.
“6 ay boyunca gece gündüz hayvanları otlatıyoruz”
Yarım asırdan beridir çobanlık yaptığını belirten köyün çobanı Methi Çelik, işinin zorluğuna değinerek şunları söyledi:
“2 senedir bu köyde çobanım. Hayvanları sulamakta zorlanıyoruz. Sabahtan akşama kadar terimizi temizlemekten yoruluyoruz. Akşamlarımda saat 22.00'ye kadar uyuyoruz. Ondan sonra gece serinliğinde hayvanları otlatıyoruz. Sabah oluncaya kadar sabahta işimiz kaldığı yerden devam ediyoruz. Baharın gelmesiyle birlikte 6 ay boyunca gece gündüz hayvanları otlatıyoruz. Bu işi çok zordur. Başka birileri olsa bir gün bir bu işi yapamazken bizler 6 ay boyunca dışarıdayız. Bu iş baba mesleğimizdir. 52 yaşlarındayım yarım asırdır bu işi yapıyorum. Bu işi çocuklarımla beraber yapıyoruz.” (Mehmet Sait Çelik / Tarhan İrtem – İLKHA)